Paylaş
- Çünkü sürekli sağa sola bakıyor.
- Çünkü fazla hesap kitap yapıyor.
- Çünkü elindekini kaybetmekten korkuyor.
- Çünkü risk almak istemiyor.
- Çünkü “Düşün peşime” diyemiyor.
- Çünkü ortam kolluyor.
- Çünkü ne olursa olsun noktasına gelemiyor.
- Çünkü liderlik ile kariyer planını birbirine karıştırıyor.
- Çünkü hizmet aşkıyla kavrulmuyor.
- Çünkü ülke için iddiası yok.
- Çünkü internet sitesiyle değişimi gerçekleştireceğini sanıyor.
- Çünkü gözünü karartamıyor.
- Çünkü Kılıçdaroğlu kadar bile cüretkâr olamıyor.
- Çünkü ya herrü ya merrü diyemiyor.
- Çünkü yola baş koyamıyor.
- Çünkü altın tepside sunulsun istiyor.
TAMAM KÖTÜ SİYASETÇİ AMA İYİ BİR İNSAN MI?
KEMAL Kılıçdaroğlu ile ilgili yargım genelde hep şuydu:
*
“İyi bir insan ama kötü bir siyasetçi.”
*
Ama artık kuşkularım var.
*
Çünkü ben öyle bilirim ki...
İyi bir insan...
- Korkunç derecede bir hırs küpü olmayı kendisine yakıştırmaz.
- Koltuğunu korumak uğruna saçma sapan argümanlara sarılmaz.
- Ortadaki bariz başarısızlığı başarı gibi yutturma çabası içine girmez.
- Yüzde 48’in tamamını sadece kendi hanesine tereddütsüz yazmaz.
- Bütün zekâsını ve becerisini olası parti içi rakiplerini alt etmek için harcamaz.
- Milyonların taleplerine kulaklarını tıkamaz.
*
Kısacası...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “kötü bir siyasetçi” olduğu konusundaki yargım değişmedi ama artık “iyi bir insan” olup olmadığıyla ilgili kuşkularım var.
SEVDİĞİM YASAK: NARGİLE YASAĞI
NARGİLENİN sevdiğim tek yönü, Yeni Türkü’nün pek güzel seslendirdiği şu eski İstanbul türküsüdür:
*
“Nargilemin marpucu da / Gümüştendir gümüşten / Beş değil on beş yıl olsa / Ben vazgeçmem bu işten / Nargilem duman duman / Bayıldım aman aman / İstanbul güzel ama / Zabitleri pek yaman.”
*
Bu türkü dışında nargilenin her şeyinden nefret ederim.
*
Bir çay bahçesine girdi mi orada kalmıyor, bütün çay bahçelerine giriyor. Bir plajda görüldüğünde bütün plajlara sirayet ediyor. Durdurulması asla mümkün olmuyor.
Asla birkaç kafeyle yetinmiyor, anında tüm şehri esir alıyor.
*
Ben nargilenin işte bu yayılmacı karakterinden nefret ediyorum.
*
Nargilenin bir kültürü var. Ne yalan söyleyeyim, o kültürü de hiç sevmiyorum.
Sevenleri bağışlasın, kokusuna da dayanamıyorum.
*
İstanbul’un yeni valisi Davut Gül’ün İstanbul’un belirli alanlarında nargileyi yasakladığını öğrendiğimde...
Yüzümde oluşan tebessümün altında yatan nedenler bunlardır.
ARAPÇA TABELA AUVV İNGİLİZCE TABELA ALKIŞ
İZMİR Belediyesi, Türkçe değil diye şehirdeki Arapça tabelaları kaldırmış.
Peki ya şehirdeki İngilizce tabelalar?
Onlar da “Türkçe değil” diye kaldırılmış mı? Hayır.
*
Bizim memlekette dükkânlara asılan İngilizce tabelalar yadırganmaz. Hatta içten içe mutluluk aşılar.
İspanyolca, Fransızca hatta Rusça tabelalar da rahatsız etmez.
Ama sıra Arapça tabelaya gelince...
Yüzler anında buruşur.
*
Oysa ulusça geliştirmemiz gereken temel hassasiyet şu olmalıdır:
*
“Türkiye’de tüm tabelalar Türkçe olmalı.”
*
“Türkiye’de sadece Arapça tabela olmamalı, başka dilde tabela olur” şeklinde geliştirilen hassasiyet ise...
Ayrımcıdır, utanç vericidir, ayıptır.
NUMAN KURTULMUŞ
BİRİKİMİYLE, siyasi ağırlığıyla, mütevazı kişiliğiyle, uzlaşmacılığıyla Meclis Başkanlığı görevi Numan Kurtulmuş’a çok yakıştı.
*
O da zaten ilk olarak konvoyundaki araçların sayısını azaltıp motorlu polis ekiplerini kaldırarak mütevazı kişiliğinin gereğini yapmış. Tantanalı karşılamalar falan da istemiyormuş. Ne güzel.
*
Gerçi mahkemenin yapacağı işi kendisinden talep etmek doğru değil ama insan yine de Can Atalay meselesine de bir biçimde çözüm üretse diye temennide bulunmaktan geri duramıyor.
DİLİMDE HEP ALİ CABBAR
GENCECİK bir sanatçı Emir Can İğrek.
Son günlerde onun “Ali Cabbar” isimli şarkısı dillerde.
*
Açtım. Dinledim. Dinlediğim anda meftunu oldum şarkının.
Duygusu, ritmi, öyküsü, havası... Olağanüstü.
*
Başkasıyla evlenen sevdiği kızın düğününde gırnata çalmak zorunda kalan çalgıcı Ali Cabbar’ı anlatıyor şarkı.
Aşırı trajik bir havası var şarkının.
Sonu da pek dramatik.
*
“Ali Cabbar”, anlattığı öykü açısından büyük sanatçı Ümit Besen’in “Nikâh Masası” isimli ölümsüz eseriyle uzaktan, çok uzaktan akrabalık kuruyor.
*
Diğer şarkılarını da çok beğendim Emir Can İğrek’in. Ama “Ali Cabbar”, herkesin olduğu gibi benim de bir numaram.
Paylaş