Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Hüseyin Gazi Cemevi’ni ziyaret etti.
Bir “dede” olarak Erdoğan’la cemevinde buluştunuz, görüştünüz.
Birlikte iftar yaptınız. Dualar ettiniz.
*
Benim gibi ısrarla ve inatla gri bölgede durmaya çalışanlar açısından çok gecikmiş olsa da şahane bir adımdır bu.
*
Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhafazakâr kesimlere açılma gayretleri karşısında nasıl niyet ve samimiyet sorgulamasına girmediysem...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ziyaretiyle ilgili olarak da niyet ve samimiyet sorgulamasına girmedim.
*
“Bu güzel bir şey” dedim.
Ardından da ekledim:
“Memleketimizin birlik ve beraberliğine katkı sağlayacak bir adımdır bu. Gerisi de gelir umarım.”
*
Fakat Sevgili Hüseyin Öz Dede.
Maalesef Erdoğan’ın bu ziyaretinden fena halde rahatsız olanlar var.
Erdoğan’ın cemevine gitmesi karşısında...
Öyle çıldırdılar, öyle öfkelendiler, öyle kinlendiler ki...
Şaştım kaldım.
Cemevi duvarındaki resimler üzerinden çıngar çıkarmaya çalışıyorlar. Size saldırıyorlar. Bin türlü kulp takıyorlar.
*
Dertleri nedir bunların?
Diyalog kurulması, güzel bir adım atılması, yılların birikmiş sorunlarının çözümü için asla yeterli olmasa da minik bir yaklaşım sergilenmesi...
Neden bu insanları bu denli delirtiyor?
Ben anlamadım.
Sanırım sen de anlamamışsındır.
*
Sevgili Hüseyin Öz Dede.
İki gündür hepsi senin kapında.
Senden olumsuz bir demeç kapmak için çırpınıyorlar.
*
Sana çok açık bir şey söyleyeceğim:
Azıcık olumlu, çokça olumsuz konuşsan bile...
Kinden, hınçtan, öfkeden kafayı yemişleri sakinleştirmen mümkün olmaz.
*
Bunları yatıştırabilmen için...
Ancak ve ancak...
Şöyle demen lazım:
*
“Silah zoruyla geldiler. Hepimizi rehin aldılar. Bizi misafir olarak kabul etmezseniz sizi öldürürüz dediler. Biz de canımız tehlikede olduğu için mecburen kabul etmek durumunda kaldık.”
*
Böyle dersen...
Ellerinden, dillerinden emin olabilirsin.
Böyle demediğin müddetçe...
Sen artık onlar için açık hedefsin.
*
İşte tam da bu yüzden Sevgili Hüseyin Öz Dede...
Bırak, konuşma bunlarla.
Bunların tepkisini yumuşatmak için çaba içine girme.
“Bir öyle bir böyle diyormuşsun” gibi bir izlenim verme.
*
Kinden, öfkeden, hınçtan başka bir şey bilmeyenlere karşı...
Sadece ve sadece...
Alevilik felsefesinin içinde yer alan...
O engin insan sevgisini, o görkemli bir olma arzusunu, o apaçık yetmiş iki milleti bir görme anlayışını öne çıkar.
Hacı Bektaş gibi “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” diye haykır, yeter.
Gerisini boş ver.
KAHROLASI FEDERALLER
TRUMP’ın yeniden aday olmasını engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar Amerikan elitleri...
En son FBI, Trump’ın evini bastı.
Bu olayı ilk duyduğunda Trump’ın şöyle dediğine bahse girerim:
*
“Lanet olası federaller, aşkımı süpürdüler.”
EN ÇOK NEDEN KORKUYORUZ
‘CAHİLLİKLER Kitabı’ diye bir kitabı karıştırıyorum. Eğlenceli, bilgilendirici, ince alaycı, hınzır bir kitap. Kitapta yer alan bilgiye göre...
*
İnsanların birinci korkusu:
Topluluk karşısında konuşma korkusuymuş.
*
İnsanların ikinci korkusu:
Yükseklik korkusuymuş.
*
Benim ise tek bir korkum var:
Topluluk içindeyken parmakla gösterilme korkusu.
EYÜP SULTAN TÜRBESİNE ÇEKİÇLE SALDIRAN ADAM
BİR adam, elinde çekiçle güpegündüz Eyüp Sultan türbesinin çinilerini kırıyor. Videosu çıktı. Gözlerimi faltaşı gibi açarak izledim.
*
Bu adamla ilgili olarak...
“Taliban kafası, IŞİD kafası, Vehhabi kafası” falan diye yorumlar yapılıyor.
Şöyle uzaktan bakınca edindiğim izlenime göre...
Çekiçle türbeye saldıran bu adamın, sapkın bir kafaya bile sahip olmadığını düşünüyorum.
*
Bu adamın kafayla ilgili tek sorunu var sanırım:
KAFASIZLIK.
NOT DEFTERİMDEN
- “850” ile başlayan bir numara var. Reklam yapan ticari bir numara. Günde en az 10 kere aranıyorum bu numaradan. Engelliyorum, başka bir “850” ile çıkıyorlar. Onu da engelliyorum. Olmuyor. Delirtiyorlar beni. Ya telefonu pencereden aşağı atacağım ya da karakola gideceğim en sonunda.
*
- İngiltere’de veganlar, bir markete girip sütleri yere dökmüşler. Her şeyin olduğu gibi veganlığın da agresifi pek antipatik.
*
- AFAD’dan uyarı geldi. Sel, bora, fırtına falan söz konusu. Aman Ekrem Bey. Bu sefer İstanbul’da kalın bari. Çünkü bir şey bir kere olursa tesadüf, iki kere olursa kötü şans, üç kere olursa “düşman aktivitesi”dir.
*
- Z kuşağından bir yaramaz, “Dün gece rüya gördüm. 4 K UHD 1080 çözünürlükteydi” dedi. Bu Z kuşağı, gerçekten bir âlem.
*
- Halil Konakçı diye bir imam var ya... İşte o imam, şimdi de “dövme” konusuna dalmış. Dövme aleyhinde bin türlü üslupsuz laf... İşin o kısmında değilim. Şu kısmındayım: Ben artık bu imamın, “Ne dersem milletin dikkatini çekerim, hangi konuyu gündeme getirirsem ortalığı karıştırırım?” diye reyting ya da tık peşinde koştuğuna kesin iman etmiş durumdayım.
Paylaş