Hezeyancıya reddiye

Ey hezeyancı!

Haberin Devamı

Sen ki...
-  Hayatında bir gün olsun bile Kürt sorunu hakkında iki dakika düşünmemişsin...
-  Düşük yoğunluklu savaşın 30 yıllık tarihi hakkında iki cümle kuracak kadar bile bilgin yok...
-  Dağa çıkanın dağa çıkma nedeni hakkında Genelkurmay Başkanı’ndan bile daha sığ tezlere sahipsin...
-  Terörü önleme açısından özgürlük politikalarının, güvenlik politikalarından daha etkili olabileceğini bir gün bile aklına getirmemişsin...
-  “Bütün dağları bombalasak bile terörü önlememiz mümkün değil” şeklindeki askeri yetkili cümlelerine hayatında bir kez olsun kulak vermemişsin.
-  BDP denilen partinin Meclis’te var olmasının terörün önlenmesi açısından ne anlama geldiği konusunda hiç kafa patlatmamışsın.
-  BDP’lileri meşru alanlardan def etmenin nasıl bir belaya yol açabileceğine dair en küçük bir fikrin bile yok.
-  Şiddetin diliyle konuşan teröristlere karşı, uygar ülkelerin hangi mücadele yöntemlerini uyguladığına dair herhangi bir broşür bile karıştırmamışsın.
* * *
Ve gün gelip de...
Teröristler 13 Mehmetçik’i şehit edince...
Galeyana gelip başlıyorsun hezeyana...
Bir öfkeye teslim olarak...
“Vuralım” diyorsun...
“Atalım” diyorsun...
“Kıralım” diyorsun...
“Ne olacaksa olsun” diyorsun.
* * *
Ey hezeyancı!
Öfkene teslim olup da içindeki nefrete boyun eğmeden önce...
İşin içine birazcık da olsa aklını karıştırır mısın lütfen.
Çünkü...
Senin galeyanın yüzünden canlar daha fazla yanacak, yürekler daha fazla dağlanacak.

Haberin Devamı

Post-modern zamanlarda yas

- Şezlonga uzanıp eldeki buz gibi içkiden bir yudum alarak “Ah Mehmetçik / Vah Mehmetçik” diye inlemek.
- Kızgın kumlardan serin sulara dalarken “Hepsi gencecik... Ay vallahi çok üzülüyorum” demek.
- Şehit askerlere saygı amacıyla bir gecede dolaşılan mekân sayısını sekizden üçe indirmek ve bunu ‘dışavurumcu’ bir tarzla etrafa duyurmak için çabalamak.
- Bir yandan bir DVD koyup keyfe bakılırken bir yandan da tüm televizyon kanallarından ağırlaştırılmış yayın talep etmek. 
- Etrafı “Acaba bunlar yas tutuyor mu?” diye keserek açık aramak.
- ‘Teröre inat hayatın devam ettiğini göstermeliyiz’ ayağına yatıp vur patlasın çal oynasın eğlenceye devam etmek.
- Üzülmekten ziyade üzüldüğünü gösterme çabası içine girmek.
- Normal zamanlarda mavra yapanlara “Hadi şimdi de mavra yapsana” diye laf çakmak.

Haberin Devamı

Senin meselen şudur Ayşe

Aşk oyunlarını, oğlanlarla hesaplaşmalarını, düğün törenini, mutluluğunu, mutsuzluğunu, siyah cipini, noter maceranı falan abartmanda, ballandırmanda, açık yaşamanda, yazmanda, söylemende sonuna kadar özgürsün.
Kimse karışmaz sana.
Ya da şöyle söyleyeyim:
En azından ben hiç bulaşmam.
Tenezzül etmem yani.
* * *
Ama Ayşe...
Sen tutar da...
Bir yandan sürekli özelini ballandırır, köpürtür, kızıştırırken...
Bir yandan da “Ama niye benimle bu kadar uğraşıyorsunuz ki? İşinize baksanıza siz” falan diye ağlaşırsan...
Yani ‘zulme uğrayan zavallı kız’ havasına bürünürsen.
İşte o zaman ben kendimi tutamaz devreye girerim.
Çünkü benim şu iki şeye tahammülüm yoktur:
BİR: Zekama hakaret edilmesine.
İKİ: Köylü kurnazlıklarına...
* * *
Yani demem o ki Ayşe...
Ya ‘kendi halinde’ bir hayat yaşayarak takılıp gidersin.
Ya da mavraya, geyiğe, alaya, ironiye falan katlanırsın.
Daha açığı şu:
Hem ‘çılgın kız’, hem de ‘prenses’ muamelesi göremezsin.
Artık bir zahmet birini tercih edeceksin.

Haberin Devamı

Arap aşağılaması

80’lerin ortasında Bursa’da muazzam bir Arap turist patlaması yaşanmıştı.
Çay bahçeleri, restoranlar, mağazalar, oteller dolup taşmıştı.
Bir bereket ki bu kadar olur.
Ama bir sorun vardı:
Türkiye’de iliklere kadar işlemiş olan Arap düşmanlığından maalesef Bursa esnafı da payına düşeni almıştı.
İşte bu nedenle ‘velinimet’ konumunda olması gereken Arap turistler, esnaf tarafından küçümsendi, aşağılandı.
Sonra?
Arap turistler ayaklarını Bursa’dan bir çektiler, pir çektiler!
Ardından da yeri göğü, Bursa esnafının ağıtları inletti.
* * *
Bugünlerde Arap turistler Türkiye’ye yeniden akın etmeye başlamışlar.
Yılın ilk altı ayında yüzde 14.5’luk bir artış kaydedilmiş.
Büyükada’da günlük turlar, Trabzon’da turistik geziler, Cevahir Alışveriş Merkezi’nde dolaşmalar falan...
İliklere kadar işlemiş Arap düşmanlığının tezahür etmesinin önünde engel olunabilir mi bilemiyorum ama belki Arap aşağılaması yapmanın ticari hayata olan öldürücü etkisinden söz etmek bir işe yarayabilir.
Bu nedenle esnafımıza “Arap turistlerin kadrini kıymetini bilin, kaçırırsanız fena hayıflanırsınız” diye bir öğütte bulunmak istiyorum.

Haberin Devamı

Twitter deyip geçme

Hıdır Geviş, geçen gün Taraf’ta harika bir yazı yazdı.
Twitter’a ‘yalnızlar rıhtımı’ ya da ‘mahremiyeti teşhir alanı’ diye dudak büken zihniyetin beynine bir yumruk gibi indi.
Ben de Hıdır’dan aldığım ayakla bir ‘Twitter müdafaası’ yapıyorum. İşte deneyimlerinden de yola çıkarak hazırladığım Twitter’ın faydaları listesi:
 İster ünlü ol, ister ünsüz... İster zengin ol, ister fakir... İster patron ol, ister memur... İster güzel ol, ister çirkin... Hiç fark etmez... Twitter’da herkes eşittir...
 Twitter’da ilişkiler yukarıdan aşağıya gelişmez. Hiyerarşinin tozuna bile rastlanmaz. İcabında Cumhurbaşkanı’na bile en havalı cümleler kurulabilir.
 Kibirlilerin, burnundan kıl aldırmayanların, kerameti kendinden menkullerin, kifayetsiz muhterislerin, kendilerini aşırı ciddiye alanların, sözünün üstüne söz söylenmesine dayanamayanların Twitter’da barınması neredeyse imkânsızdır.
 Sokaklarda, kır gezmelerinde, kafelerde, arkadaş ortamlarında 20 yılda bulamayacağın kadar kafa dengi dostu, Twitter’da bir anda bulabilirsin. Böylesine mümbit bir alandır Twitter.
 Artvin’deki kafa dengiyle Malatya’daki kafa denginin, laiklik bayrağıyla dolaşanla mavracı başörtülünün, Bağcılar ile Teşvikiye’nin, sosyetik dilberle uzak diyarların birinde hemşire olarak çalışanın aynı anda aynı yerde buluştuğu, buluşabildiği tek yerdir Twitter.
 Burada Habermas’tan da söz edilir, panpişlerden de... Örtünerek de var olunur, soyunarak da... Susmak da mümkündür, daima konuşmak da... Yeter ki ne istediğini bil.
 Twitter öyle bir yerdir ki anlı şanlı nice şöhretin yıldızını bir anda söndürürken, 18 yaşındaki bir yeni yetmeyi burcun en tepesine çıkarır.

Yazarın Tüm Yazıları