Hendeklerin arkasında kimler var

Güvenlik analisti Metin Gürcan anlatıyor.

Haberin Devamı

HENDEKLERİN, barikatların ardında kimler var? Kimdir bu YDG-H’liler?

METİN GÜRCAN: Çoğu 18 yaş altı çocuklar bunlar. Ne istemediğini çok iyi bilen ama ne istedikleri konusunda kafaları karışık gençlerden söz ediyoruz. Sadece ideolojik takılmıyorlar, hayatı da yaşamak istiyorlar. Mesela Cizre’de PKK bunlara bir “WhatsApp” grubu kurmuş haberleşmeleri için. Bu gruptaki bazı çocuklar, bu haberleşme ağını kız arkadaş bulmak için kullanıyor. Ben bu durumu “füzyon radikalleşmesi” diye nitelendiriyorum. İdeoloji, küreselleşme, tepkisel yerelleşme, statü arayışı ve isyan hep birlikte bir tencerede pişiyor, ortaya da acayip bir şey çıkıyor. Ankara bu gençleri henüz anlamadı, PKK ise biraz anlamış gibi ama kullanıyor.

 


*

 

Haberin Devamı


Bir tutunamamışlık da söz konusu galiba...
METİN GÜRCAN: Çoğunun aileleri 1990’larda köyden şehirlerin varoşlarına göç etmiş. Yoksullar. Köyü ve köylü değerleri bırakmışlar ama şehre de tam olarak tutunamamış. Arada kalmışlık, sıkışmışlık söz konusu... Mesela Cizre’nin kendilerine “Öz Cizreli” diyen yerlileri bunlara çok kızıyor ve onlara sonradan görme anlamında “Şık köylü” diyor ve dalga geçiyor.

 


*

 


Devlet ne yapmalı bu çocuklara karşı?
METİN GÜRCAN: Devletin resmi söyleminde bu çocuklar, “terörist” olarak nitelendiriliyor. Şu an “Ezelim, başlarına vuralım, yok edelim” tarzı bir yaklaşım söz konusu. Ama suç, bu çocukların değil. Bu çocuklar çatışmaya gitmedi, çatışma onların sokaklarına, kapılarının önüne geldi. Devlet bu gençleri önce anlamaya çalışmalı. Çünkü bunların sorunu otorite ve dayatmayla... İddia ediyorum devlet aradan bir çekilse bu gençler, PKK’nın dayatmalarına da karşı çıkar.

 

*

 


PKK’yı anlıyorum da devlet ne yaptı da çatışmayı sokaklara getirdi? Devletin sorumluluğu nerede?
METİN GÜRCAN: Devlet dar sokakların ve çarpık kentleşmenin hendek-barikat pratiğine çok elverişli olduğunu göremedi. Durumu önce anlamak yerine sert yaklaşmayı tercih etti. Devletin hatası bu süreci öngörememek ve elinde çekiç olanın her sorunu çivi olarak görmesi misali sorunu “çakarak’” çözmeye çalışmak.

 

*

 

Haberin Devamı

Hendek olayının en başında farklı bir strateji izlenebilir miydi?
METİN GÜRCAN: Aslında yerel yöneticiler, hendek olayı ilk başladığında sorunu diyalog yoluyla çözme noktasındaydılar. Çocuklarla diyaloğa geçtiler. Olaylar ilk başladığında hendekleri kapatmaya razı ettiler. Ancak Ankara’dan merkeziyetçi bir yaklaşımla bir talimat geldi ve ikna edilen çocukların çoğu gözaltına alındı. Bu olayın ardından da diyalog yoluyla çözüm seçeneği rafa kalkmış oldu.

 



Hendeklerin arkasında kimler var

 

 


Yerel yöneticiler bu işi çözebilir miydi?
METİN GÜRCAN: Onlara bırakılsaydı kesinlikle çözerlerdi. Zaten artık bu konu yerelde çözülecek gibi.

 


*

 


Peki bu çocuklar, PKK’nın emir ve gözetimi altında mı? İdeolojik farkındalıkları yoksa... PKK bunları nasıl yönlendirebiliyor?

Haberin Devamı

METİN GÜRCAN: Bunlar otoriteyle ilişkileri problemli çocuklar. Yine söylüyorum: Devlet aradan çekilsin, bu çocuklar yarın PKK’nın da başına bela olur. Bunu gittiğim ve sahayı gözlemlediğim için söylüyorum.

 

*

 


Peki sizin öneriniz ne? Hendek kazmışlar, şehri yaşanmaz hale getirmişler, ‘Buraya polisi sokmayız’ diyorlar. Ne yapacak güvenlik güçleri? Müdahale etmeyecek mi?
METİN GÜRCAN: Tabii ki edecek. Ama bu müdahalenin yöntemi farklı olmalıydı. Sert ve yumuşak yaklaşımlar aynı anda kullanılarak “kesin inançlılar” ile “kazara katılanlar” birbirlerinden ayrılabilmeliydi.

 


*

 


Nasıl aşılacak bu sorun?
METİN GÜRCAN: Sahaya bakınca umut yok gibi. Ama ben yereldeki karar alıcılara, inisiyatif tanınırsa bu gençlerle hâlâ diyalog zemini olduğuna inananlardanım.

 


*

 

Haberin Devamı


İyimser misiniz?
METİN GÜRCAN: Aslında evet... Türkiye’nin doğusuyla, batısıyla bir büyük toplumsal farkındalık yaratması ve “Hendeklerin ötesine geçiyoruz” demesi gerekir. Devlet, önce çatışma bölgelerindeki halkını kucaklayacak, onları güvenli bir bölgeye bırakacak, sonra “erdemli gücü” ile hendeğin içine elini uzatacak. Gençlerden o eli tutmak isteyenler o hendekleri boşaltacak. Tüm bunlardan sonra devletin elini tutmayanlar gerçek teröristlerdir.

 

 

Hendeklerin arkasında kimler var

 

 

METİN GÜRCAN KİMDİR

 

 

Bilecikli. 1998 Harp Okulu mezunu...


1999-2006 arası Özel Kuvvetler mensubu olarak Kuzey Irak, Afganistan, Kazakistan ve Kırgızistan’da görev yaptı.


2008’de Amerikan Deniz Kuvvetleri Enstitüsü’nde yüksek lisans yaptı.

Haberin Devamı


2010–2015 arası Genelkurmay’da analist ve proje subayı olarak çalıştı.


Bu yıl kendi isteğiyle binbaşı rütbesindeyken emekli oldu.


Bilkent’te “Modern Ordularda Değişim” konusunda doktora yapıyor. Oxford’da misafir araştırmacı. “Al-Monitor” sitesinde yazıyor.


Evli. Eşi matematik öğretmeni... Bir kızı var: Işıl Ekin. 8 yaşında.

 

 


4 kuşaklı bir çatışma stratejisi var

 

 

METİN Gürcan, PKK’nın bir mahalledeki çatışma stratejisinin dört kuşaklı olduğunu söylüyor:

 


*

 


BİRİNCİ KUŞAK: Mahallenin tam merkezindeki ana karargâh... Burada kadrolu PKK’lıların liderleri var. Yönlendirmeyi bunlar yapıyor.

 


*

 


İKİNCİ KUŞAK: Burada ağır silahlar, makineli tüfekler ve roket atarlar var. Burada kadrolu PKK’lılar ile şehirdeki deneyimsizler birlikte yer alıyor.

 


*

 


ÜÇÜNCÜ KUŞAK: Gezici devriye timleri... Bu timler, daha çok 18 yaş altı YDG-H’li çocuklardan oluşuyor. Deneyimsizler ama ellerinde silahlar var.

 


*

 


DÖRDÜNCÜ KUŞAK: Hendek ve barikatların başı... Burada 18 yaş altı çocuklar var. Silah yok. Gözcü ve keşif görevi yapıyorlar. Güvenlik güçlerinin ilk muhatap oldukları yapı bunlar. Bunlar aşılmadan üçüncü, ikinci ve en önemlisi birinci kuşağa ulaşılması mümkün değil.

 

 


Devlete düşen dört görev

 


METİN Gürcan’a göre devlet, şu dört şeyi yapmalı:

 


*

 


BİR: Ulusal düzeyde siyasetin dilinin yumuşaması ve bir empati dilinin siyasete hâkim olması gerekir.

 


*

 


İKİ: Vali ve kaymakamlara daha fazla inisiyatif tanınmalı. Her bir il ve ilçe için yerel çözüm üretme yoluna gidilmeli.

 

*

 


ÜÇ: Sorun kesinlikle daha da askerileştirilmemeli. Şu anda devlette soruna en sağduyulu yaklaşan askerler. Çünkü asker, kent çatışmalarının doğurabileceği sonuçların ne olabileceğini biliyor. Kent çatışmaları konusunda sivil karar alıcıların hem dünyadaki örnekleri iyi analiz etmesi hem de askerleri iyi dinlemesi lazım. 

 

 

*

 


DÖRT: PKK’nın bu “Mad Max” nesli ile ilgili ivedilikle bir rehabilite programı düşünülmeli. Şu anda çatışma alanlarında 2011’de kendini yakarak Arap Baharı’nı başlatan Tunuslu Buazizi gibi onbinlerce genç var. Ayrıca ileride de çözüm süreci başlarsa mutlaka bir “30 Yaş altı Genç Akil Heyeti” kurulması şart.

 

 

Hendeklerin arkasında kimler var

 


Hendek olayına halkın yaklaşımı

 

 

METİN Gürcan’a göre bölge halkı üç farklı gruba ayrılmış durumda:

 


*

 

Yüzde 15

Hendek kazan gençleri destekliyorlar. Bölgeden ayrılmıyorlar. Mobilizasyonları yüksek, siyasi bilinçleri yüksek, çok kararlı, organize ve sesi en çok çıkan kitle... Aralarında çocuklu aileler de var, 70-80 yaşında yaşlı insanlar da.



*


Yüzde 20


Devlet yanlısı. Bölgeyi terk etmiş durumdalar. Çatışmalar bitince bu % 20 sokaklarına dönse bile artık bir daha beraber yaşamaları güç. Bu da çatışmaların yarattığı yeni bir sosyal fay hattı. İleride göreceksiniz devlet göç edenlere ayrı mahalleler inşa etmeye çalışacak.



*


Yüzde 65

 

Hem PKK’ya hem devlete kızıyorlar. PKK’ya hendek barikat yüzünden, devlete de “PKK’nın bu oyununa nasıl geldi” diye kızıyorlar. İşte bu kitle, devlet tarafından kazanılabilir. Ama Ankara’nın elini çabuk tutması lazım... Çünkü çok yakında çok geç olabilir.

 

 

Azim ve kararlılığı kırmak için kuşatma sürüyor

 


Bölgede son durum nedir?
METİN GÜRCAN: Çatışmalarda bir denge hali var. Güvenlik güçleri, hendeklerin etrafında içeridekilerin mücadeleye devam etme azim ve kararlılığını kıracak şekilde çatışma alanlarını kuşatmış bekliyor. Ara ara keşif gibi içeriye girmeye çalışıyor.

*


Bu kuşatmadan bir sonuç çıkar mı?
METİN GÜRCAN: Devletin beklediği şu: Suları bitsin, elektrik sıkıntısı çeksinler, lojistik ve mühimmat sorunu başlasın, pes etsinler ve kaçsınlar. Ancak bu uygulama, teröristlerden çok çatışma alanlarında sıkışan sivil halkı etkiliyor. Çünkü örgüt, kendi kadroları içinde lojistiğini sağlamış, hazırlıklarını yapmış durumda.

 

*

 


Nereden çıktı bu hendekler?

 


Nasıl ve ne zaman başladı hendek olayı?
METİN GÜRCAN: Yaklaşık iki sene önce başladı. Kobani olaylarından sonra Cizre’de YDG-H’liler gözaltına alınmaya başladı. Cizre’deki YDG-H’liler bunun üzerine Nur Mahallesi’ne çekildiler. Orada hendek kazdılar, barikat kurdular ve güvenlik güçlerine meydan okudular. Polis içeriye giremedi ve gözaltılar yapılamadı. Bunun üzerine bölgede bir “hendek kültürü” ortaya çıktı ve bölgenin geneline yayılmaya başladı.


*


Yani tesadüfen başladı hendek süreci, öyle mi?
METİN GÜRCAN: Evet... Tesadüfen başladı. Bence “hendek-barikat stratejisi”, PKK’nın en baştan yarattığı akıllı bir tasarımı değildi. PKK, bu direniş kültürünü gördü. PKK jargonu ile “sahadaki donelere baktı ve bir tutum belirledi”. Şimdi de çok güzel şekilde bu dip dalgasının üstünde sörf yapıyor.

 

 

PKK hendek işini IŞİD’den öğrendi

 


METİN Gürcan, PKK’nın şehir çatışmalarını IŞİD’den kopya ettiğini söylüyor:
“PKK, Suriye’de IŞİD’e karşı savaşırken düşmanının taktiğini kopyaladı. PKK’nın IŞİD’den öğrendiği kent savaşı taktiği şu: Önce insan arazisinin içine çekilerek ve sivillerin o bölgeyi boşaltmasına izin vermeyerek havadan bombardımandan kurtulma ve zırhlı birliklerin ezebilecek hareketlerinden uzak kalma, sonra zorunlu göçle steril hale getirilmiş popülasyon içinde de kendi siyasal düzenini inşa...”

 

 

 

YDG-H’lilerin dört temel özelliği

 

 

METİN Gürcan’a göre YDG-H’lilerin dört temel özelliği:


*


BİR: Çoğu 18 yaş altında... Hukuk sisteminin “çocuk” olarak tanımladığı yaştalar.



*


İKİ: Hepsi hendekleri kazdıkları sokakların çocuğu... O sokakta, o mahallede yaşıyorlar.



*


ÜÇ: Durumsal farkındalıkları zayıf, eğitimleri düşük... En fazla iki haftalık askeri eğitim görmüşler. Niçin ölmeleri ya da öldürmeleri gerektiğini bilmiyorlar.



*


DÖRT: 90’larda göç eden ailelerin varoşlarda yaşayan, arka planı travmalarla dolu çocukları bunlar.

 


Fotoğraflar: Selçuk ŞAMİLOĞLU

Yazarın Tüm Yazıları