Hangisi olursa ne olur

YÜZDE 47’NİN AZ ALTI:Söylem: AKP karşıtları, "az"a dikkat çekerler, AKP karşıtları "alt"a...


Etki: Ne tepetaklak iniş bekleyen AKP karşıtları tam tatmin olur, ne de oy patlaması bekleyen AKP yanlıları...

Moral: AKP karşıtları "Surda bir gedik açıldı" diye sevinir... AKP yanlıları ise "Yıkılmadık ayaktayız" diye sevinir...

Siyasi yansıma: Statüko devam eder...

YÜZDE 47’NİN AZ ÜSTÜ:

Söylem:
AKP gönül rahatlığıyla "Türkiye’nin yarısı bizim" der... AKP karşıtları "Türkiye’nin yarısı sizin değil" der...

Etki: AKP, Tayyip Erdoğan’ın gittiği yolda / çizdiği ülküde aynen yoluna devam eder... AKP karşıtları ise "Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır" dizesini terennüm eder...

Moral: AKP "Sandık sandıklar içinde çokça şanımız var" şarkısını söyler... AKP karşıtlarında ise bir direnç kırılması baş gösterir...

Siyasi yansıma: Yeni Türkiye’nin dinamikleri, utangaçlıktan kurtularak varlığını pekiştirir...

* * *

YÜZDE 47’NİN EPEY ALTI:

Söylem:
AKP’de "göbeğini kaşıyan adam" sesleri... AKP karşıtlarında ise "milli iradeye saygı" çığlıkları...

Etki: Tunceli Valisi merkezde... Silivri Cezaevi sakinleri parti düzenliyor... Türban demode... Yeni dönemin sembol kıyafeti çarşaf...

Moral: Deniz Baykal sevinçten dört köşe... Tayyip Erdoğan beş gün Ankara Subayevleri’ndeki konutundan çıkmaz...

Siyasi yansıma: Statüko sarsılır... Baykal "erken seçim" ister... Moda Limanı’nda içki serbest...

* * *

YÜZDE 47’NİN EPEY ÜSTÜ:

Söylem:
AKP, Alev Alatlı’nın meşhur "O.K. Musti Türkiye Tamamdır" romanından pasajlar okumaya başlar... AKP karşıtları ise Namık Kemal’in "Ne efsunkár imişsin ey didar-ı hürriyet" şiirini okumaya başlar...

Etki: AKP, AKP’li olmayanlar için bir "azınlık hakları manifestosu" yayınlar... AKP karşıtları ise Paris’e kaçıp "Modern Jöntürkler" hareketi başlatır...

Moral: Meclis’te "Tayyip Erdoğan’ı Koruma Kanunu" çıkarılır... Bilinen bütün kutlu sıfatlar, Erdoğan’ın isminin önüne getirilir... AKP karşıtları bütün sorumluluğu "Recep İvedik İki" filmine yükler...

Siyasi yansıma: Memleketteki tek ihtilaf, yandaşlar arasında "Tayyip Erdoğan’ı biz daha çok seviyoruz" konusunda çıkmaya başlar...

Hıncal bayramı

GÜNLERDEN 14 Şubat...

Bir geçit törenindeyiz...

Her taraf kırmızı güller ve kırmızı kalplerle süslenmiş...

Şeref tribününde Hıncal Uluç oturuyor...

Sağında kocaman şapkasıyla Ertekin var, solunda ise Mudo...

Ve geçit resmi başlıyor...

İlk önce...

"Medyatik sevgililer" geçiyor, ellerinde sevgiyi yücelten pankartlar...

Daha sonra sıra lokal sevgililere geliyor...

"Kadıköy sevgilileri", "Şişli aşıkları", "Şile romantikleri" pankartlarıyla geçiyorlar yüceler yücesi Hıncal Uluç’un önünden...

Hepsi "İskoçya’nın son kralı" Hıncal Uluç’u selamlıyorlar...

O da gevrek kahkahalarıyla selamlıyor geçit resmini...

O da ne: Pembe bir "Cadillac" içinde Ece Gürsel, yılankavi hareketler yapıyor...

* * *

Kan ter içinde uyandığımda...

Hepsinin ama hepsinin bir rüyadan ibaret olduğunu anladım...

Kábus gördüğümden emin olmak için kolumu çimdikledim...

Çok şükür... Çok şükür... Gerçek değilmiş...

Şimdi bir "rüya tabircisi" arıyorum, "Rüyada Hıncal görmek neye delalet eder?" diye sormak için...

Bugün ona yarın sana

BUGÜN Şener Eruygur’un eşi Mukaddes Eruygur’un başına gelenin...

Yarın Altan kardeşlerin, Ali Bayramoğlu’nun ya da Yasemin Çongar’ın başına gelmeyeceğinin garantisi var mı?

Bugün emekli paşalara kurulan tuzağın...

Yarın emekli savcılara kurulmayacağının garantisi var mı?

O zaman...

Karanlık bir odak tarafından kaydedilip, internet sitelerine servis edilen yasadışı ortam dinlemelerinin, telefon kayıtlarının sonuçlarını...

İçeriği ne kadar seksi olursa olsun...

Elimizin tersiyle itelim, kullanmayalım...
Yazarın Tüm Yazıları