Hamas’ın ve İsrail’in yerin dibine batası tezleri
Hamas, İsrail’deki sivil hedefleri vurmasını şu tür tezlerle meşrulaştırıyor:
- İsrail’de sivil yok.
- İsrail’dekilerin tümü işgalci.
- İsrail’de 18 yaşından büyük herkes asker.
- Kadınlar ayrı düşünülemez, onlar da asker.
- 18 yaşından küçüklerse ileride asker olacak.
- Bunların alayı yerleşimci, dolayısıyla askeri hedef.
*
Minnacık çocuğun da 80 yaşındaki kadının da öldürülmesini haklı çıkarmak için üretilmiş tezler bunlar.
*
Peki Gazze’yi vahşice bombalayan İsrail’in kendini meşrulaştırma tezleri yok mu?
Olmaz olur mu? Tabii ki var.
*
İsrail, sırtını ABD’ye dayadığı için karmaşık meşrulaştırma tezleri ileri sürmeye tenezzül etmiyor.
Onun tezi çok basit, çok genelleyici, çok kaba saba.
*
İsrail’in tezi, şöyle bir tez:
*
“Bunların alayı terörist. Bunlar IŞİD. Bunlar insan değil”
*
İsrail de işte bu teze sığınarak...
- Gazze’yi vahşice bombalıyor.
- Sivil falan demeden önüne geleni katlediyor.
- Taş taş üstünde bırakmıyor.
- Çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç... Hiç bakmıyor.
- Koca bir toplumu ilaçsız, susuz, gıdasız bırakıyor.
- Gazze’yi haritadan silecek bir intikam planını uyguluyor.
- Gaddarlıkta, zalimlikte sınır tanımıyor.
*
Bu tezler, ateşi körükleyen tezlerdir.
Bu tezler, insanlıktan çıkaran tezlerdir.
Bu tezler, katliamları çocuk oyuncağına çeviren tezlerdir.
Bu tezler, kan döktüren tezlerdir.
Ortadoğu’da yanan ateşin sönmesi için her şeyden önce bu tezlerin yerin dibine batması şart.
GAZZE GİBİYİM
Whatsapp’tan mesaj attım bir arkadaşıma. “Nasılsın?” diye.
Cevap, kelimesi kelimesine şöyle geldi:
*
“Belalar var başımda. Her taraftan ablukaya alındım. Bir çıkış noktam yok. Arayanım soranım pek kalmadı. Kısacası Gazze gibiyim.”
*
Arkadaşıma “Şiir mi seviyorsun, propaganda mı yapıyorsun, yoksa gündemin fazla mı etkisindesin” diye yazdım.
Cevap gelmedi.
ÖNCE CELAL HOCA SONRA FAZIL SAY
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail / Filistin konusunda izlediği politikayı öven övene.
*
Meral Akşener övdü. Biraz mahcupça.
Celal Şengör övdü. Gürül gürül.
Fazıl Say övdü. Tebrik etmeyi ihmal etmeden.
*
Kemal Kılıçdaroğlu da över mi acaba?
Mesela şöyle der mi:
*
“Başıma bir şey gelmeyecekse Erdoğan’ın politikasını beğeniyorum.”
ŞUNLARI OKUYALIM SONRA TWEET ATALIM
- BİZ OSMANLI’YA NEDEN İSYAN ETTİK: Bu kitap, Şerif Hüseyin’in oğlu Kral Abdullah’ın anıları. “Öyle yaptık ama bir sorun niye yaptık?” diye mazeret üreten bir yapısı var bu anıların. Ama yine de okumak lazım. İhanet suçlamasına maruz kalanların bakışını öğrenmek için. (Klasik Yayınları)
*
- MODERN FİLİSTİN TARİHİ: Ilan Pappe’nin yazdığı bu kitap, “Filistinliler topraklarını sattı mı?” sorusuna soğukkanlı bir cevap. İstila, işgal, sürgün, ayrımcılık, ırkçılık. Ne ararsan var bu tarihte. Yetkin bir kalemin yazdığı bu kitap, sorunun kökenine inmesini başarıyor. (Phoenix Yayınevi)
*
- TÜRKLERE VEDA: Yozgatlı hemşerim Prof. Taha Niyazi Karaca’nın akademik çalışması. “Araplar Neden ve Nasıl İsyan Etti” alt başlığıyla yayınlanan bu kitap, objektif bir yaklaşıma sahip. Bu alanda yazılmış en önemli uluslararası kitaplar ve belgeler taranmış. Okununca mesele anlaşılıyor. (Timaş Yayınları)
FAZLA GÖRGÜSÜZLÜK MASAK’A TOSLAR
Dilan Polat olayı şöyle ilerledi:
*
- Dışa vurumcu aşırı görgüsüzlük.
- Sosyal medyada etrafa para saçma.
- Gelin gibi süslenmiş özel uçak.
- Dikkat çekmek için uçan kuşla polemik.
*
Ve Dilan Polat olayı şöyle bitiyor:
*
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) devrede.
İlk tespitler: Şaibeli işlemler, naylon şirketler, sahte belgeler, şüpheli olaylar falan.
*
Kıssadan hisse:
Göze sokarsan görgüsüzlüğünü, MASAK gösterir sana gününü.
ÜÇ GÜN ÜST ÜSTE KORKU FİLMİ İZLENİRSE
- Her sokağa “Elm Sokağı” muamelesi yapılır.
- Bodrum kata inilirken bilinen tüm dualar edilir.
- Çığlık maskesi rüyalara girer.
- Amerikan lise öğrenci hayatı içselleştirilir.
- Konvansiyonel telefon sesi ürkütür.
- Gruptan ayrılmamaya bakılır.
- Tepedeki evlerden uzak durulur.
- Issız benzinlikler tekinsiz yerler olarak kodlanır.
- Gece vakti denize girmekten tırsılır.
- 911’i aramak hep hatırda tutulur.
