Paylaş
İstanbul’a Haçlı seferi başlatıldı.
İstanbul’a el koyma planları söz konusu...
Dışarıdan büyük saldırı var.
İçeriden büyük ihanet var.
*
Ben Binali Yıldırım’ın yerinde olsam...
Ne Haçlısı kardeşim, ne seferi?
Ne saldırısı kardeşim, ne ihaneti?
Altı üstü bir belediye seçimi yapıyoruz kardeşim, kafayı mı yedin sen?
Ne demek İstanbul’a el koyma falan kardeşim, halkın tercihine saygı duysana...
Falan diye çıkışırım bu köşe yazarına...
*
Ardından da...
“Ey ahali! Duyduk duymadık demeyin! Ben bu arkadaşla mutabık değilim! Ona göre” demeyi asla ihmal etmem.
İKİSİNİN YOLU DA FAŞİZME ÇIKAR
“HER şey güzel olacak” diyen sanatçıları fişlemek ile “Her şey güzel olacak” demeyen sanatçıları fişlemek arasında zerre fark yoktur.
*
İlkinde doğrudan faşizme yöneliş vardır.
İkincisinde ise söyletme mecburiyeti açısından faşizme yöneliş vardır.
Yani son tahlilde...
İkisinin de yolu faşizme çıkar.
PUSUCU ALÇAKLAR
YAVUZ Selim Demirağ, 15 Temmuz’dan yıllar önce FETÖ’nün asker içindeki yapılanmasının kitabını yazmış bir gazeteci.
Yeniçağ gazetesinde yazılar yazıyor.
Hoşgörüsüyle bilinen bir meslektaşımız.
*
İşte bu gazeteciye alçakça pusu kuruldu.
Katıldığı bir televizyon programının ardından...
Sahte plakalı bir araçla geldiler, sopalarla saldırdılar, acımasızca vurdular.
*
Yavuz Selim Demirağ’a geçmiş olsun dileklerimi yollarken çok gür bir seda ile ilgililere sesleniyorum:
Bulun bu alçakları!
MAYMUNLAR CEHENNEMİ
ABDÜLKADİR Nişancı...
Anadolu Ajansı’nda çalışan emekçi kardeşimiz...
Muhabir.
Bayburt’ta Soğanlı Dağı’ndaki yol açma çalışmasını izlerken uçurumdan düştü.
Ekmek parasının peşindeki kardeşimiz Abdülkadir’e, sırf Anadolu Ajansı’nda çalışıyor diye sosyal medyada edilmedik beddua, edilmedik hakaret kalmadı.
Üstelik bunu yapanların kahir ekseriyeti güya medeni, güya insancıl, güya barışçıl tipler!
*
Size bir şey söyleyeyim mi?
Bir seçim tekrarı daha söz konusu olursa...
Burası tamamen maymunlar
cehennemine
dönecek.
SADECE BEN Mİ?
EKREM İmamoğlu’nun...
Kısacık bir seçim sürecinin söz konusu olduğu bir ortamda...
Koskoca iki gününü manasız bir Kıbrıs gezisinde heba etmesini...
Sadece ben mi anlamsız buldum?
BU SEÇİMDE
İstanbul’un trafik sorunundan çok YSK’nın kararı tartışılacak.
*
“En iyi projeler bende” demek yerine “en mağdur benim” denecek.
*
İstanbul’un sorunlarından ziyade kim kime haksızlık yaptı meselesine dalınacak.
*
Yeşil alan projesinin yerini mağduriyet projesi alacak.
ORUÇ VE SAYGI
Oruç tutmayanlar, oruç tutanlara saygı gösterirlerse...
Oruç tutanlar da, oruç tutmayanlara saygı gösterirlerse...
Kuşlar uçabilir, hayat bayram olabilir falan.
HADİ YİNE İYİSİNİZ KEMAL BEY
MHP Lideri Devlet Bahçeli, bir mukayese yapmış:
Ekrem İmamoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında.
*
Ve aşağı yukarı şöyle bir sonuca varmış:
Kemal Kılıçdaroğlu’nu geçmek için Ekrem İmamoğlu’nun daha kırk fırın ekmek yemesi lazım.
*
Kemal Bey, çok uzun bir sürenin ardından Bahçeli’den güzel bir söz işitmiş oldu, fakat buna ne kadar sevinebilir ki?
BİR LİDER DE ÇIKIP ŞUNLARI DİYEMEDİ YA
Sanatçılarımız bizim ortak değerlerimizdir.
Hepsi gözbebeğimizdir.
Sanatçılarımız kimseye hakaret etmemişler, kimseyi incitmemişler.
Çıkmışlar, “her şey güzel olacak” diyerek siyasi tercihlerini ortaya koymuşlar.
Haklarıdır, tabii ki tercihlerini açıklayacaklar.
Burası demokratik bir ülke...
Sanatçılarımızın bu tercihlerine saygı duymak zorundayız.
Bugün orayı tercih etmişler, yarın belki bizi tercih ederler.
Bizi tercih etmediler diye bu sanatçılarımıza düşman muamelesi yapamayız.
*
Soruyorum:
Böyle diyen mi gönülleri fetheder?
Yoksa “nankör bunlar, görecekler günlerini, sevmiyoruz bunları” falan diyen mi?
Paylaş