Paylaş
12 Eylül’den önce...
Anarşi varmış, kurtarılmış mahalleler varmış, cinayetler işleniyormuş, akşam eve sağ gitmek mucizeymiş.
12 Eylül gelince...
“Oh” demişler.
“Kurtulduk” demişler.
“Çocuklarımız yetim kalmayacak” demişler.
Ve sevinmişler.
*
Size bir şey söyleyeyim mi?
Bu, 35 yıllık bir puttur.
35 yıldır üstüne balyoz üstüne balyoz indirildiği halde maalesef tam olarak yıkılamamıştır.
*
Ben izninizle bugün, son bir balyoz darbesiyle, bu kahrolası putu yer ile yeksan etmek istiyorum:
*
Doğrudur.
12 Eylül’den önce anarşi vardı, cinayetler işleniyordu, kan akıyordu, eve sağ dönmek mucizeydi, çocuklar yetim kalıyordu.
Fakat şu da doğrudur:
12 Eylül’den önce sivil yönetim, anarşiyle baş edemediği için askerleri göreve çağırmıştı.
Büyük kentlerde sıkıyönetim vardı.
Askerler, terörü önlemek için tam yetkiliydi.
*
Asker elinde güç ve yetki olduğu halde terörü önlemedi.
Cinayetleri seyretti.
Şartların olgunlaşmasını bekledi.
“Şartların olgunlaşması” demek, “bir askeri darbeyi gerekli kılacak ölçüde kanın akması” demekti.
Bıraktılar:
Kan aktı. Cinayetler işlendi. Sokaklar kan gölüne döndü.
Böylece darbe için gereken “kan kıvamı” oluşmuş oldu.
Ve darbe geldi.
*
Geldi ve ne oldu?
Ne olacak?
Bir günde “şıp” diye kesiliverdi terör ve anarşi.
Kısacası askerler, sıkıyönetimin kendilerine tanıdığı olağanüstü yetkilerle aylarca bitirmedikleri, bitirmek istemedikleri anarşiyi, bir günde bitiriverdiler.
*
Tam 35 yıldır, “Her gün sokaklarda adam öldürülüyordu, Allah razı olsun, Kenan Evren geldi de kurtulduk” masalını anlatanlar, “Aynı Kenan Evren, sıkıyönetim yasalarıyla tam yetkili olduğu halde neden terörü ve anarşiyi önlemedi de darbe şartlarının oluşmasını bekledi?” sorusunun cevabını vermeye bir türlü yanaşmıyorlar.
*
Çünkü biliyorlar ki...
Soruya cevap verdikleri anda...
Putları yıkılacak. Masalları bitecek.
Ölünün arkasından konuşulmazmış
-TÜRKAN Saylan ölür... Demediklerini bırakmazlar.
-Zeki Alasya ölür... Masondu falan derler.
-Yaşar Kemal ölür... Fısıltı halinde de olsa kötü konuşurlar.
-Meral Okay ölür... En adisinden küfürler ederler.
-Can Yücel ölür... Mezarını parçalarlar.
-İsmet Paşa ölmüş gitmiştir... Sanki dün ölmüş gibi verip veriştirirler.
-Berkin öldürülür... Anasını yuhalatırlar.
*
Ne zamanki Kenan Evren ölür.
Çıkar kabinelerindeki sayın bakan beylerden biri, ikisi...
Ve şöyle derler:
“Bizim bir geleneğimiz var. Ölünün arkasından kötü konuşulmaz. Allah rahmet eylesin diyoruz.”
*
Bunların arkasından kötü konuşmayacağı bir ölü olabilmek için...
Darbeci olmak şart galiba...
Kenan Evren’i kimlere soralım
-METRİS’lere, Mamak’lara soralım.
-Diyarbakır Cezaevi’nden yükselen figanlara soralım.
-Evlerinin bahçesinde gizlice ve korkarak kitaplarını yakanlara soralım.
-Bir sağdan, bir soldan asılanların analarına soralım.
-Yaşı büyültülerek idam edilenlere soralım.
-Duvar diplerine, stadyumlara, spor salonlarına doldurulanlara soralım.
-Bir çare bulup yurtdışına kaçmak için çırpınanlara soralım.
-Gözaltındaki babalarından haber alamayan çocuklara soralım.
-Üzerinden silindir geçmiş gibi olan sendikacılara soralım.
-Kapatılan partilere soralım.
-Beslenmeyip de asılanlara soralım.
-Yasaklara soralım.
-Köleleştirilen üniversitelere soralım.
-Sürülenlere, sövülenlere, ezilenlere soralım.
Cevap ver Latif Erdoğan
ESKİ Cemaatçi Latif Erdoğan diye biri var.
Şimdi Cemaat karşıtı...
Ve ekranlarda Cemaat’le ilgili ifşaatta bulunuyor.
*
Kulaklarımla işittim, gözlerimle gördüm. Geçen gün televizyonda şöyle dedi:
“Cemaat’in elinde Meral Akşener’in uygunsuz kasetleri var. Bu kesindir. Bu bilgidir.”
*
Bunu söyleyen Latif Erdoğan’a soruyorum:
-Sen bu kasedi izledin mi?
-İzlediysen ne zaman izledin? Hangi yıl? Hangi ay? Hangi gün?
-İzlediysen kim ya da kimler izletti? Fethullah Gülen mi? Cemaat’ten birileri mi? Kimler?
-İzlediysen nerede izledin? Bir ışık evinde mi? Cemaat’e ait bir mekânda mı? Nerede?
-İzlediğin anda ne yaptın? İnfiale kapıldın mı?
-“Nasıl olur da böyle bir şeyi kasede alırsınız” diye feveran ettin mi?
-Kasedi izletenlere “Bu kasedin sizde ne işi var” dedin mi?
-Kasedi izledikten sonra da Cemaatçi olmaya devam ettin mi?
-Savcılığa koşup kasetçilerin isimlerini verdin mi?
-Verdiysen... Hangi savcılığa verdin? Hangi tarihte? Kimlerin isimlerini verdin?
*
Ey Latif Erdoğan!
Çık ve bu soruların cevaplarını ver.
*
Eğer bu soruların bir tanesine bile doğru dürüst cevap vermezsen ya da veremezsen...
Seni tertemiz bir kadına iftira atmaktan kaçınmayan dünyanın en aşağılık, en alçak, en şerefsiz insanı ilan edeceğim.
Çarşamba Sohbetleri’nde HDP Adana adayı var
HDP’nin sosyalist kanadından RIDVAN TURAN var...
Devrimci Karargâh Örgütü’nden 10 ay hapis yatan Rıdvan Turan, hem davayı hem de HDP’yi anlatıyor.
Hepsi ve daha fazlası yarın Hürriyet’te.
Paylaş