Paylaş
- BİR: Türkiye’nin ilk kadın Merkez Bankası Başkanı olması.
*
- İKİ: Birikiminin ve liyakatinin tartışılmaz olması.
*
- ÜÇ: ABD’deki kariyerini bırakıp Türkiye’ye dönmüş olması.
*
- DÖRT: Mehmet Şimşek’le arasında potansiyel uyumun olması.
*
Gaye Erkan’ın atanması, işte bu dört özelliği nedeniyle çok olumlu karşılandı hem ekonomi hem de siyaset çevrelerinde.
*
Fakat sonra şöyle tuhaf şeyler oldu:
*
- Hürriyet’e verdiği röportajdaki acemilikler çok tartışıldı.
*
- Babasıyla ilgili hakkında ortaya atılan iddialar gündeme geldi.
*
- Bir büyük kampanyayla karşı karşıya kaldı.
*
Bütün bu süreçlerle ilgili bir değer hükmü vermek istemiyorum.
Sadece dışarıdan bir gözlemci olarak şunu söyleyebilirim:
*
Tartışmalı süreçleri çok daha iyi yönetebilirdi.
Maalesef yönetemedi.
Tartışmaların büyümesine engel olacak bir iletişim stratejisi oluşturabilirdi.
Maalesef oluşturamadı.
Yıpratıldı, yıprandı.
*
“İlk kadın Merkez Bankası Başkanı”, kulağa çok hoş gelen bir cümleydi.
Bu cümleye veda edilmiş olması, bir burukluğa yol açtı bende.
*
Ama Türkiye’nin ekonomisi açısından olaya baktığımda endişeye kapılmanın gereksiz ve yersiz olduğunu düşünüyorum.
*
Çünkü dünya âlem şunu çok iyi biliyor:
*
Bu görevden ayrılma kararının arkasında...
Ekonomi yönetiminde yaşanan bir görüş farklılığı yok. Ekonomi yönetiminin uyguladığı politikalar yok.
Hatta ve hatta ekonomi yok.
*
Neyse... Neyse... Neyse...
“Olmasaydı sonumuz böyle” şarkısını...
“Olmasaydı sonu böyle” diye mırıldanmanın tam sırası galiba.
Paylaş