Ethem Sancak’ı nerede tanıdım

YILLARCA Kanal 7’de çalıştıktan sonra Hürriyet gazetesine geçmiştim.

Haberin Devamı

Hürriyet’teki ilk günlerimde biraz asosyaldim.

Toplantılardan, açılışlardan, törenlerden, kalabalıklardan falan uzak duruyordum.

 

*

 

Hürriyet’e geçişimden aylar sonra katıldığım ilk tören, Doğan Grubu’nun İstanbul’un ünlü bir alışveriş merkezindeki mağazasının açılışı oldu.

 

*

 

Mağaza açılışında acemi, ürkek, çekingen ve dalgın bir şekilde ortalıkta dolaşıyordum ki...
Ertuğrul Özkök yanıma geldi ve yanındaki adamı bana tanıttı.
Dedi ki:
“Bak, bu adamı iyi tanı... Bu adam Maocu hızlı bir komünist iken hızlı bir kapitalist olan Ethem Sancak’tır.”
-Şöyle bir gülüşüldü.
-Hayret ve şaşkınlık sesleri çıkarıldı.
-“Yav bu eski Maocular da âlem adamlar” falan diye laflar döndürüldü.
Ethem Sancak ise...
Hızlı Maoculuktan hızlı kapitalistliğe geçişiyle ilgili yapılan mavrayı, dudaklarına kondurduğu mahcup bir kıvrımla geçiştirmeye çalıştı.

 

*

 

Haberin Devamı

10 yıl Kanal 7’de çalışmış, 28 Şubat’a karşı dimdik durmuş, tehditler almış, ağır cezalarda yargılanmıştım.
Ama ben Ethem Sancak diye birini tanımamıştım.

 

*

 

Ne zaman ki Hürriyet’e geçtim ve Doğan Grubu’nun bir açılışına katıldım.
İşte orada tanıdım Ethem Sancak’ı...

 

*

 

Ethem Sancak’ı ikinci kez nerede mi gördüm?
Bizim gazetenin Malatya’da düzenlediği bir toplantıda.

 

*

 

Adamı hayatımda toplam iki kez gördüm:
İkisi de Doğan Grubu etkinliğiydi.

 

*

 

Sonra şunu öğrendim:
Ethem Sancak, Aydın Doğan’a o kadar yakın bir adammış ki...
“Babamsın, sen benim babamsın” diye Aydın Doğan’ın elini öpermiş.

 

*

 

Haberin Devamı

Peki bugün durum ne?
Bugün durum şu:
Reza Zarrab’ın servetini aklama telaşına düşen Ethem Sancak, yanında çalıştırdığı adamlara...
“Reza Zarrab’ın serveti, Aydın Doğan’ın servetinden daha temizdir” diye yazı yazdırıyor.

 

*

 

Düne kadar “Sen benim babamsın, babam” diye temenna çektiği şahıs için bugün bunu yazdırabilen bir adam...
Yarın öbür gün çok esaslı bir tökezleme falan olduğunda...
“Ben onun Şems’iyim” dediği kişi için kim bilir neler yazdırır?
Şimdiden görür gibiyim.

 

 


Ecevit de konsolosa çok öfkelenmişti

 


TAYYİP Erdoğan, bir şiir okudu diye 10 ay hapis cezası almıştı.
Gerekçe?
“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik.”

 

*

 

Ceza verildi.
Yargıtay cezayı onadı.

 

*

 

Haberin Devamı

İşte tam o sırada...
ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Carolyn Huggins, çok delikanlıca bir hareket yaptı.
Ve İstanbul Belediyesi’ne gitti.
Tayyip Erdoğan’a tam destek verdi.
“Verilen cezayı kabul etmiyoruz” dedi.
Erdoğan’la yan yana fotoğraf çektirdi.

 

*

 

Tepkiler büyük olmuştu.
-İşçi Partililer, ABD Başkonsolosluğu’nun önüne siyah çelenk koymuşlardı.
- Dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, ABD’ye kafa tutmuştu.

 

*

 

Unutmuşum, Soli Özel’in dünkü yazısını okuyunca hatırladım.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit de...
ABD Başkonsolosu’nun Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etmesine çok öfkelenmişti.

 

*

 

Şöyle demişti Ecevit:
-Hiç hoş karşılanmayacak bir şey.
-Yalnız devlete değil, bu devletin adaletine de karşı çıkmış oluyor.
-Adeta laik, demokratik cumhuriyete karşı çıkanlara dolaylı destek verilmiş oluyor.
-Viyana Sözleşmesi uyarınca konsolosun, kabul edildiği devletin kanun ve düzenlemelerine saygı yükümlülüğü var.
-Çok yakışıksız bir davranış...

 

*

 

Haberin Devamı

Kısacası dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, kendi üslubuyla ABD Başkonsolosu’na “Sen kimsin ya” demişti.

 

*

 

Bizde bu işler böyledir:
- Kim gadre uğrarsa... Konsolos desteğine ihtiyaç duyar.
-Kim devletin başındaysa... Konsolosa saydırır babam saydırır.

 

 


Tercihim belli

 

 

“BATMAN v Superman: Adaletin Şafağı” adlı filmin vizyona girmesinden itibaren...
Tercih yapmayanı dövüyorlar.

 

*

 

Batman mi, Superman mi?
Benim tercihim baştan belli:
Superman.

 

 

Dünya Tiyatrolar Günü buluşması

 

 

Ethem Sancak’ı nerede tanıdım

 


HALDUN Dormen komşumdur benim.
Aramızda şöyle bir iletişim var:
- Haldun Bey, elyazısıyla yazdığı zarif mektupları, şahane bir zarfın içine koyup yardımcısıyla benim eve gönderiyor.
- Ben de kendisine alabildiğine hoyrat ve zarafetten uzak bir biçimde telefon mesajıyla yanıt veriyorum.

 

*

 

Haberin Devamı

Geçenlerde evinde bir davet verdi Haldun Bey.
Konuklar Nilgün Belgün, Göksel Kortay, Mustafa Alabora, Melek Baykal gibi tiyatronun ustaları olunca...
Muhabbetin başı da sonu da tiyatro oldu.

 

*

 

- Bedia Hanım’ın ruhu şad edildi.
- Semiha Hanımefendi’ye selam gönderildi.
- Müjdat Gezen’le canlı telefon bağlantısı yapıldı.
- Sahnelerde yaşanan komik ve utandıran kazalar canlandırıldı.
- “Devlet tiyatrosu” ile “Şehir tiyatrosu” çatışmasından küçük örnekler sunuldu.
- Ali Poyrazoğlu’nun kulakları çınlatıldı.
- “Dram” ve “komedi” arasındaki farklar tartışıldı.

 

*

 

Her beş dakikada bir bana dönüp...
Sıkılmıyorsun değil mi bizim bu tiyatro muhabbetinden” diye sordular.
Artık nasıl bir yüz ifadesi takındıysam...
Yeminler ettiğim halde sıkılmayıp keyif aldığıma bir türlü ikna edemedim usta tiyatro sanatçılarımızı.

Yazarın Tüm Yazıları