Eskisi: Sepet havası Yenisi: Ayder havası
ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Ankara’da ağırlanış biçimini tartışıyorduk haber merkezimizde.
Ortaya çıkan tabloya şöyle bir baktık:
*
Blinken Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşme yapmak için fırsat kollarken... Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayder Yaylası’nda helikopterle incelemeler yapıyordu.
*
Yazıişleri masasından bir arkadaşımız, aşırı iddialı manşet başlıklarına pek de yakın durmamasına rağmen şu başlığı önerdi:
*
“Blinken’a Ayder havası”.
*
Duyar duymaz “Budur, tam da budur” dedik.
Ve hepimizin aklına “Sepet Havası” denilen o meşhur hava geldi.
*
Bu manşetle birlikte zihnimizdeki “Sepet Havası”nın yerini Ayder Havası almış oldu tabii.
İSRAİL KAYBEDİYOR
- MORAL açıdan kaybediyor.
- Ahlaki açıdan kaybediyor.
- Entelektüel açıdan kaybediyor.
- Vicdani açıdan kaybediyor.
- Kamuoyu açısından kaybediyor.
- İnsani açıdan kaybediyor.
ARDINDAN İYİ BİR ŞEY SÖYLENMESİN DİYE NE GEREKİYORSA YAPTI
KEMAL Kılıçdaroğlu’nun ardından hiç kimse “Şunca yıllık emeği var, kendisini hayırla analım” demedi, demiyor.
*
Bakıyorum:
En vefalı, en iyi niyetli, en merhametli, en hatırşinas kişiler bile en azından susmayı tercih ediyor.
*
Bunun tek sorumlusu Kılıçdaroğlu’nun ta kendisidir.
*
Birinci turu kaybettiğinde kendisine “Sakın çekilme” diye baskı yapanlara, “Açılın bakalım, bu aşamada bana çekilmek düşer” demeyi becermiş olsaydı...
Bu kadar berbat bir finale imza atmamış olabilirdi.
*
Ardından söylenecek tek bir iyi şey bile bırakmamak için elinden geleni fazlasıyla yaptı yani.
Ne hazin!
ÖZGÜR ÖZEL’E HAYATİ TAVSİYELER
- GAZETECİLERLE kulis yapmayın.
- Gazetecilerden akıl almayın.
- “Partili gazeteciler” diye bir kategori oluşturmayın.
- Böyle bir kategori oluşmuşsa dağıtın.
- Harika yorumlar gazetecilerin iyi stratejistler olabileceğini sanmayın.
- Gazetecilerin çevrelerinin de dar ve sınırlı olduğu gerçeğini unutmayın.
*
Kısacası gazetecilerle “gazeteci / siyasetçi ilişkisi” dışında herhangi bir ilişki kurmayın.
SELVİ HANIM’I YANLIŞ MI TANIDIK
KEMAL Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, benim gözümde şöyle bir lider eşiydi:
*
Eşinin işlerine asla karışmayan... Siyasete aşırı mesafeli duran... “Kemal bırak bu işleri, gel eve” dediği varsayılan... Siyasi polemiklerden alabildiğine kaçınan... Hiçbir münakaşanın içinde olmamayı tercih eden... Siyasi etkinliklere zoraki katılıyormuş gibi bir hava veren...
Çok coooool bir hanımefendi.
*
Son kurultayda kendisiyle tokalaşan Özgür Özel’in elini sert biçimde kendisine doğru çekerek, “Konuşma yaparken bağırman yanlış oldu” falan türü ayar vermesi...
Gözümdeki Selvi Kılıçdaroğlu imajını yerle bir etti.
*
Bu ne koltuk aşkıymış arkadaş.
Güvendiğimiz tüm kaleleri birer birer yıkıp geçiyor.
MUHALİF TABANIN YANLIŞLARI
- ÇABUK havaya giriyorlar.
- Her yeni umudun zafer getireceğine kesin iman ediyorlar.
- Daha başarının b’sini görmeden başarı rüyaları görüyorlar.
- Çabuk karamsarlaşıyorlar, çabuk iyimserleşiyorlar.
- Sadece kendi çevrelerine bakarak yorum yapıyorlar.
- Kendi duygularının bütün Türkiye’nin duygusu olduğunu sanıyorlar.
- “Bir bakalım, nasıl bir performans sergileyecek” demiyorlar.
- Çabuk duygusallaşıyorlar.
- Çabuk heyecanlanıyorlar.
- Hayal kırıklığına uğramamak için önlem almaya yanaşmıyorlar.
- “Bu sefer bitti bu iş” cümlesini kurmakta çok acele ediyorlar.
- Çok övüyorlar, çok kızıyorlar.
- Temennilerini olgu sanıyorlar.
- Kutuplaşmaya fazlasıyla meylediyorlar.
- Büyük kopuş ile büyük sarılış arasında gidip geliyorlar.
