ERTUĞRUL Özkök dünkü yazısında Erdoğan’ın söylemlerinde son günlerde ortaya çıkan ‘İslami ton’a dikkat çekiyor ve şu soruyu soruyordu:
‘Acaba Başbakan’ın yakın çevresinde bir değişiklik mi var?’
Erdoğan’ın epey elektrikli Katar-Bahreyn ve Danimarka gezisinde yaptığım gözlemden yola çıkarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
Yakın çevrede herhangi bir değişiklik yok.
* * *
‘Yakın çevre’ye tek tek bakalım:
Akif Beki görevinin başındadır.
Hem de organizasyonun her aşamasında çok etkin olarak...
Ömer Çelik’in pozisyonunda bir değişiklik yoktur.
O da görevinin başındadır.
O kadar başındadır ki, NATO Parlamenterler Asamblesi toplantısında diplomatik teamülleri epey zorlayarak kürsüdeki Erdoğan’ın yanına kadar gitmiş, eliyle mikrofonu kapatıp Erdoğan’ın kulağına bir şeyler fısıldamıştır.
Yani Çelik, işine devam etmektedir, hem de görev alanının sınırlarını fazlasıyla zorlayarak...
Egemen Bağış ise ‘çevirmen’ olarak değil de ‘danışman’ olarak etkinliğini korumaktadır.
Devam edelim:
Nabi Avcı son gezinin kritik aşamasında Başbakan tarafından telefonla aranacak kadar etkin gözükmektedir.
Yalçın Akdoğan, ekibin ‘sakin güç’ü olarak sessiz ve derinden gitmektedir. O da ekibin önemli bir parçası olarak son gezide yer almıştır.
Ahmet Davutoğlu, gezinin Katar ve Bahreyn ayağında Başbakan’ı enforme etme görevini yerine getirerek pozisyonunu sürdürdüğünü fark ettirmiştir.
* * *
Yani...
‘Batı cephesinde değişen bir şey yok.’
Peki madem öyle, o zaman Ertuğrul Özkök’ün işaret ettiği değişimi nasıl açıklayacağız?
Ben bu sorunun yanıtını şöyle veriyorum:
Değişimin nedeni siyasidir.
Türban konusunda bu zamana kadar somut bir adım atamayan BaşbakanErdoğan, AİHM kararıyla umutların tükenebileceğini fark etmiş durumda.
Umutsuzluğun ‘beklenti içindeki taban’a sirayet edebileceğini gördüğü için de yaptığı çıkışlarla umudu diri tutmaya çalışmaktadır.
Ancak söylemdeki değişimin icraata yansıyacağı düşünülmemeli.
Çünkü Erdoğan, türban konusunda yaptığı en şaşırtıcı açıklamaların ardından bile ‘kurumlar arası mutabakat’ şartının altını çizmeye devam etmektedir.
Bunun anlamı şudur:
Kurumlar arası mutabakat sağlanmadan bu konuda adım atılmayacaktır.