Erdoğan’ı unutmak

SON zamanlarda şöyle diyenler var:

Haberin Devamı

-Hep Erdoğan’ı tartışıyorsunuz.
-Erdoğan’ı takıntı yapmışsınız...
-Erdoğan da Erdoğan...
-Erdoğan’ı unutun kardeşim... İki dakika unutun.


*


Tamam.
Unutalım unutmasına da...
Buna Tayyip Bey izin vermiyor ki.


*


Maşallahı var zat-ı devletlilerinin...
Edirne’den Ardahan’a kadar yurdun dört bir yanında bir saniyecik olsun unutulmasına izin vermiyor.


*


-Günde en az üç konuşma yapan...
-Her konuşmasında en az sekiz kesime ayar veren...
-Bir köşe yazarının seksen günde yaptığı polemiği 45 dakikalık konuşmasının içine sığdıran...
-On yedi düşmanla savaşırken yanına sekiz düşman daha ekleyen...
-Düzenli olarak kurumlarla cebelleşen...
-Vurduğu geyiklerin kafalarını duvarına süs diye asan bir avcı edasıyla... “Anayasa Mahkemesi Başkanı, Barolar Birliği Başkanı, Merkez Bankası Başkanı tamam, sıradaki gelsin” edasıyla hareket eden...
-Gündelik hayatın en ince detaylarına kadar girip hayatta en küçük boşluk bırakmayan...
-Günde en az on iki manşet çıkaran...
-Yeryüzünün en sıkıcı sayılabilecek toplantılarını çıkardığı olayla bir anda heyecanlara gark eden...
-Normal bir başbakanın beş yılda ancak oluşturabileceği tartışma potansiyelini bir haftaya sığdırabilen...
Bir başbakan, bir anlığına bile olsa nasıl unutulur?


*

Haberin Devamı


Şu kadarını söyleyeyim:
Tayyip Erdoğan’la ilgili yazdıklarım, yazacaklarımın ancak yüzde biridir.
Yetişemiyorum kardeş, yetişemiyorum.
Vallahi de yetişemiyorum, billahi de yetişemiyorum.


*


Bir de çıkmış “Tayyip Erdoğan’ı unutun” demiyor musunuz?
Pes doğrusu.
Pes ki ne pes!


Size ne Bakan Bey


BAŞBAKAN Yardımcısı Emrullah İşler, bir Din İşleri Yüksek Kurul üyesi edasıyla konuşmuş.
Demiş ki:
“İslam’ın mabedi camidir. Aleviler kendilerini Müslüman olarak addettiklerine göre onların da mabedi camidir. Burada taviz vermemiz söz konusu olamaz.”


*


Vaktiyle egemenler, başörtüsü yasağını meşrulaştırmak için şöyle derlerdi:
“İslam’da başörtüsü yoktur... Dolayısıyla açın başınızı, girin okulunuza.”


*


Biz de o egemenlere şöyle derdik:
“İslam’da başörtüsü var ya da yok... Size ne? İslam’da başörtüsü var diye inananın zorla başını mı açacaksınız?”


*

Haberin Devamı


Aynısını bugünün egemeni Emrullah Bey’e de söylemek isterim.
Hem de tane tane...
-Emrullah Bey... Emrullah Bey...
-İslam’da cemevi var ya da yok... Size ne?
-Cemevi benim ibadethanemdir diyene “sen yanlış inanıyorsun” mu diyeceksiniz?
-Vatandaşlarınızın neye inanıp inanmayacağını siz mi belirleyeceksiniz?
-Bazı vatandaşlarınızın inancının doğru ya da yanlış olduğunu siz mi belirleyeceksiniz?
-Ne hakla? Kimsiniz siz? Size ne?


31 Mayıs’ta şöyle olsa




-İSTEYENLER alanlarda toplanabilse...
-Barışçıl bir şekilde gösteri yapabilse...
-Polis uzaktan önlem alsa ve müdahale etmese...
-Göstericiler barışçıl bir şekilde gösterilerine son verse...
-Kimseye fiske bile vurulmasa...
-Hiçbir kamu aracı ya da binasına zarar verilmese...
-Polis de gösterici de şiddete başvurmasa...
-Çiçek gibi bir “Gezi yıldönümü” olsa...
-İnsanlar el ele tutuşsa...
-Hayat bayram olsa...
-Kuşlar uçsa, vapurlar geçse...
Nasıl olur?

Haberin Devamı


İSKİ Müdürü’yle ilgili sizden gelenler


Erdoğan’ı unutmak



AŞAĞIDAKİ yorumların tümünü, “Hürriyet Sosyal”de İSKİ Genel Müdürü’nün devasa elbisesiyle ilgili yazdığım yazının altındaki okur yorumlarından alıntıladım. Alıntılayamadıklarım da var. Hepsinden yararlandım, etkilendim, memnun oldum. Ve paylaşmak istedim. Buyurunuz:

CEYHAN YILMAZ: “Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok” der Mevlana.


*


İLHAN TALHA: İSKİ Genel Müdürü’nün kıyafetine hak ettiği değeri verdiğiniz için teşekkürler.


*


FATMA KURT AŞIK: Aynı elbisenin iki beden küçüğü yok muymuş? Belki de onun giyim anlayışında erkek tesettürü böyledir.


*


BENGÜ GÜRTUNA: Uygun ve güzel giyinmek için ille de harama bulaşmak, pahalı giyinmek şart değil. Mesele vücut tipine uygun giyinmek... Siz de arada bir kravat taksanız fena olmaz.


*

Haberin Devamı


ONUR ZEKİ: O takımı gariban bir memurun üzerinde görsem şaşırmazdım ama İSKİ Genel Müdürü’nün aldığı maaş ile bir gardırop düzülür, hem de en kalitelisinden.


*


MUSTAFA ARSLAN: Genel Müdür’ün kıyafeti hariç diğer konulardaki görüşlerinize katılıyorum. Müdür’ün kıyafetini görünce Barış Manço’nun “Ahmet Bey’in Ceketi” adlı şarkısı geldi aklıma.


*


TANER CİRİT: Kimse İSKİ Genel Müdürü, bir terziye gidip cüzi bir ücret karşılığında ceketini daraltabilir ve “gururla” giyebilir. Olay bu kadar basit ve yalın...


*


EKREM OLCAY: Genel Müdür’ün vücuduna iki beden büyük gelen bir elbiseyi giymesi tenkit edilebilir. Vücuda uygun bir elbise almak için kimsenin haram yemesi gerekmiyor.


*

Haberin Devamı


NADİR TALAS: “Elbisenle bin yaşa İSKİ Genel Müdürü” bölümünden çok keyif aldım. Neşeyle doldum. Güldüm. Çok hoşlandım.


*


YALIN YATAN: Kollarını kısalttırıp paçaları aldıraydı bari.


*


AYTÜL ÖZGÜR ÇOPUR: “Harama bulaşmış haysiyetsiz bir şıklığın karşısında helalinden giyilmiş bu devasa elbise bir madalya gibidir” demişsiniz. Çok iyi.


*


MUSTAFA KEMAL: Yerden göğe kadar haklısınız: Alay etmek gerçekten ayıp ve yersiz. Yalnız Genel Müdür de biraz özense hiç fena olmaz.


*


FİLİZ DOĞAN: Salaşmış, zevksizmiş... Size ne yahu! Herkesi kalıba koymaktan başka işiniz yok mu? Şık giyinen beceriksiz bir bürokrat olmaktansa nitelikli bir salaş olsun.


*


SERPİL KAYA: İnsanımızı kıyafetiyle değil ahlakıyla sahiplenmeliyiz.


*


İLKNUR KARABIYIK: Ne var elbisesi büyükse! Ne saçma bir millet olup çıktık. İşimiz gücümüz kalmadı mı? Hiçbir şey bozmuyor da adamın elbisesi mi bozdu sizi?


*


KEZBAN SARIBEKİR: Ben de sizin gibi düşünüyorum. Umarım göründüğü gibi doğaldır ve işini de öyle yapar.

Yazarın Tüm Yazıları