Paylaş
*
- Bak benim yanımda basın danışmanım var, siyasi danışmanım var, reklamcım var. Elimizde kâğıt kalem notlar tutuyoruz... Tarihi program öncesi masa başında oturmuş, konuşuyoruz.
*
- Program nasıl olacak? İlk sözü kime vereceksin? Hangi sorular sorulacak? Nasıl bir moderasyon yapacaksın... Falan... Hepsini konuşuyoruz.
*
- Bak İsmail Bey! Ben adil ve hakkaniyetli bir adamım. “Kul hakkı” benim için çok önemlidir. Rakibim de olsa hiç kimsenin hakkının yenmesine gönlüm razı olmaz.
*
- Söyle bakalım: Sen benimle yaptığın bu görüşmenin aynısını rakibim Binali Yıldırım’la da yaptın mı? Yapmadıysan yapacak mısın?
*
- Bak İsmail Bey! Bu görüşmenin aynısını rakibimle de yapmazsan olmaz. Ben bunu kabullenemem... Benden bunu içime sindirmemi bekleme.
*
- Ayrıca ben çok şeffaf bir adamım. Gizlim saklım olmaz benim. Yaptığımız bu görüşmeyi tüm ayrıntılarıyla kamuoyuna açıklamalıyız. Hatta sen ayrı açıkla, ben ayrı açıklayayım.
*
- Başka türlüsü seni bilmem ama bana yakışmaz İsmail Bey!
KARŞIYIM KARŞI
- Bir oteldeki mahrem kalması gereken güvenlik kamerası görüntülerinin sızdırılmasına...
*
- Adayların kravat renklerinden yola çıkarak ayıp kaçacak türde yorumlar yapılmasına...
*
- Devletin valisinin, devletin TRT’sinin, devletin bürokratının seçim işlerine damardan bulaşmasına...
*
KARŞIYIM KARŞI!
ZERRİN ÖZER’İN BAŞINA GELENLERİN DİZİSİ VAR
NETFLIX’te “Dirty John” diye bir diziye takılıyorum son günlerde.
*
Dizide bir herif var:
- Yalancılık onda...
- Kadınları ağa düşürme onda...
- Sonuna kadar âşık rolü yapıp kadınları aldatma onda...
- Kadın dünyasına bir av sahası muamelesi yapma onda...
- Sahtekârlık onda...
- Para sızdırma onda...
*
Zerrin Özer’in yeni evlendiği “Murat” isimli adamla ilgili ortaya çıkan çarpıcı gerçekleri görünce...
Dizideki Dirty John geldi gözümün önüne...
*
Tabii bizim Murat, dizideki Dirty John’un azıcık çakması.
Öbürü gibi sofistike olmadığı için foyası “küt” diye çıktı ortaya.
Dolayısıyla...
Bizimkinden bırakın birkaç sezonluk bir diziyi, gülmece programlarında kısa bir skeç bile zor çıkar.
*
Çok üzgün olduğunu gözlemlediğim ve “Kendime inanamıyorum” diye açıklama yapan Zerrin Özer’e bir tavsiyem var:
*
Bu akşam hemen “Dirty John” adlı diziyi izlemeye başlayın Zerrin Hanım. Yalnız olmadığınızı görüp belki biraz rahatlarsınız.
SİVEREK, AH SİVEREK!
6 ölü! 6 yaralı!
Bu bir arazi kavgası değil.
Bu bir katliam!
*
- Sonu nereye varırsa varsın...
- Ucu kime dokunursa dokunsun...
Güpegündüz katliam yapan bu barbarlar bulunup adalet önüne çıkarılmalıdır.
ÇOK ŞÜKÜR YENİ GELİR KAPISI BULDUM
KAYAK sporunu hiç denemedim bile... Elime golf sopası almış değilim... Yüzme bilmiyorum... Damadan çakmam... Masa tenisinde berbat durumdayım... At binemem... Kılıç kuşanamam... Ok atamam...
Velhasıl...
Bir kabiliyetsizliktir ki... Sormayın gitsin!
*
Fakat sıra tavlaya geldiğinde...
İşte orada duracaksın.
Çoktandır tavladan kazanç sağlayamıyordum... Sağ olsun Yıldırım Demirören sayesinde bütçe fazlası vermeye başladım.
BİR ŞERİATÇI GEBERDİ DİYECEK KADAR İNSANLIKTAN ÇIKMAK
MISIR’ın seçilmiş ilk ve tek cumhurbaşkanı olan Mursi’nin mahkeme salonundaki ölümü şöyle gerçekleşti:
*
Mahkeme salonunda bir kafes içinde tutuluyordu Mursi. Birden baygınlık geçirdi. Bir süre yerde kaldı. Diğer sanıklar Mursi’nin yere düştüğünü görünce bağırmaya başladılar. Doktor olan sanıklar, Mursi’ye yardım etmek için gardiyanlardan izin istediler. Ancak izin verilmedi. Mursi’ye yardım etmeyen gardiyanlar, bağıran diğer tutukları mahkeme salonundan çıkardı. Tam 30 dakika Mursi’ye müdahale edilmedi. Ambulans ancak 30 dakika sonra geldi.
*
Dünyadaki insan hakları örgütleri, bu olayla ilgili olarak şu yorumu yaptılar:
*
“Mursi’nin tutukluluk şartları son derece kötüydü. Yavaş ve kasıtlı bir ölüme terk edildi... Mursi’nin ölümü için derhal bağımsız bir soruşturma başlatılmalıdır.”
*
Bizdeki güya pek solcu, pek insancıl, pek demokrat, pek barışçıl, pek vicdanlı bazı tipler ise sosyal medyada şu yorumu yaptılar:
*
“Bir şeriatçı geberdi... Beter olsun.”
Paylaş