Paylaş
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı...
*
Ankara’nın kalbine atılan bombanın hemen ardından şu mesajı verdi Twitter’dan:
“BU AKŞAM ANKARA’DA YAŞANAN TERÖR SALDIRISINI ŞİDDETLE KINIYORUM. BU ÜLKEMİZE KARŞI YAPILMIŞ BİR SALDIRIDIR.”
*
Üç şey söyleyip konuyu kapatacağım:
*
-BİR: Anneannem de şiddetle kınıyor saldırıyı, İçişleri Bakanı da... Ne yani? Koca İçişleri Bakanı’nın, anneannemden bir farkı olmayacak mı?
*
-İKİ: İçişleri Bakanımız, kınayarak terörü sonlandırma amaçlı bir deney yapıyor galiba...
*
-ÜÇ: Bakan Bey büyük sırrı ifşa ediyor: Saldırı ülkemize yapılmış. Hah! Tamam! Şimdi oldu. Biz de saldırının Papua Yeni Gine’ye karşı yapıldığını sanıyorduk.
Terör sözlüğü
-İSTİFA: Ölü sayısı ne olursa olsun en üst düzeyden en alt düzeye kadar hiçbir yetkilinin aklının ucundan bile geçmeyen kelime.
*
-ZAAF: Hiçbir zaman hiçbir yetkilinin var olduğunu kabul etmediği, ancak herkesin var olduğundan emin olduğu olgu...
*
-İSTİHBARAT: Her alanda gayet güzel şekilde kullanılan, ancak sıra bombacı takibine geldiğinde yaya kalan unsur...
*
-FAİL: Olay olmadan önce asla yakalanamayan, ancak olay olduktan hemen sonra yedi ceddine kadar anında ortaya çıkarılan terör olayının sorumlusu.
*
-YAYIN YASAĞI: Artık ambulanslardan bile önce geliyor.
*
-KINAMA: Devlet yetkililerimizin yaptığı en iyi iş.
Arınç istifaya çağırmış
BÜLENT Arınç demiş ki:
-Terör, zaaf kollar ve zaaf kullanır.
-İstihbarat ve güvenlik zaafı olduğu iddiaları ciddiye alınmalı.
-Sayın Başbakanımızın ve hükümetimizin olanca gayretlerine rağmen görevlerinin ifasında zaaf gösteren makamlar varsa, mutlaka gereği yapılmalıdır.
*
Bülent Arınç’ın “mutlaka gereği yapılmalıdır” çağrısını gören, duyan da sanacak ki...
Bülent Arınç’ın etkili ve yetkili makamlarda olduğu günlerde...
-Türkiye sanki bir Norveç gibiydi.
-Türkiye’de en küçük bir patlama ya da çatlama vuku bulmamıştı.
Kimse Türkiye’nin gücünü test etmeye kalkışmasın
ANKARA’nın kalbine yönelik saldırının ardından...
Bütün açıklamaları takip ettim.
Bu cümleye rastlamadım.
*
Gücümüz o kadar çok test edildi ki...
Sanırım artık hiçbir yetkilimizde...
“Kimse Türkiye’nin gücünü test etmeye kalkışmasın” cümlesini söyleyecek derman kalmadı.
Birlik ve beraberlik içinde kalarak şunları söylüyorum
-TERÖRE karşı tek yürek olarak diyorum ki... Ülkemizi idare edenler, Suriye konusunda artık farklı politikalar geliştirmeye başlamalıdır.
*
-Birlik ve beraberlik içinde kalarak diyorum ki... Türkiye’yi yönetenler, Türkiye’nin güvenliğini esas almalı, maceralardan uzak durmalı.
*
-Teröre karşı tek ses, tek nefes olarak diyorum ki... Ülkemizin başındakiler, derhal ve acilen dünyadaki düşmanlarının sayısını azaltmalı, akılcı politikalar izlemeye başlamalı.
*
-Ülkemin birlik ve beraberliğinin üzerine titreyerek diyorum ki... Siyasetin ayrıştırıcı dili, derhal ve hemen terk edilmeli, kardeşlik tesis edilmeli.
*
-Terörü lanetleyerek diyorum ki... Ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı politikalar, Türkiye’nin milli güvenlik sorunu haline gelmiştir... Bu politikalara derhal son verilmeli.
Peki ama ABD, yine ikna olmazsa ne olacak?
ABD’yi PYD’nin terör örgütü olduğuna bir türlü ikna edemeyen yetkililerimiz, Ankara’nın kalbine yönelen saldırının ardından “ABD herhalde artık ikna olacaktır” demeye başladılar.
*
Diplomasiden zerre kadar çakmam ama benim bile bildiğim bir husus var:
Diplomaside olumsuz ihtimale de sonuna kadar açık olmak gerekir.
*
Buradaki olumsuz ihtimal şudur:
Ya ABD, yine ikna olmazsa?
O zaman ne olacak?
*
Diplomasi dehası yetkililerimizin var mı bu konuda bir planları ya da yedek hamleleri falan?
Ne çok düşmanımız var
-RUSYA? Düşman.
-İran? Düşman?
-Irak? Düşman.
-Mısır? Düşman.
-ABD? Düşman değil ama dost da değil.
-Esad? En azılı düşman...
-IŞİD? Düşman.
-PKK? Terör örgütü olarak zaten düşman...
-PYD? Terör örgütünün ikiz kardeşi olarak düşman...
*
Üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke olarak...
Vallaha yine iyi idare ediyoruz.
Paylaş