Paylaş
BUGÜNLERDE etrafımızda “ben sultanım”, “ben şehzadeyim”, “ben padişah torunuyum” falan diye gezen bazı tipler, hepimizin kafa bulduğu birer karikatüre dönüşmüşlerse...
Bu Cumhuriyet sayesindedir.
Efendiler!
*
Türkiye Cumhuriyeti devleti, yaşadığı tüm sorunlara rağmen içinde bulunduğu coğrafyanın pırıl pırıl parlayan ve gıpta edilen bir yıldızı halindeyse...
Bu Cumhuriyet sayesindedir.
*
Efendiler!
*
“Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” cümlesinde özetlenen temel motivasyonla FETÖ’cü alçakların milletin iradesine el koyma girişimi püskürtülmüşse...
Bu Cumhuriyet sayesindedir.
*
Efendiler!
*
Isparta’nın bir köyünden, Malatya’nın bir mahallesinden, Kayseri’nin bir sokağından, Kasımpaşa’nın bir evinden Cumhurbaşkanlarımız çıktıysa...
Bu Cumhuriyet sayesindedir.
*
Efendiler!
*
Laiklik ilkesiyle tek bir dini yorumun bütün dini yorumları bastırmasının önüne geçildiyse... Dini yorumlama özgürlüğü ve hakkına sahip olma imkânı tanındıysa...
Bu Cumhuriyet sayesindedir.
*
Efendiler!
*
Bulduğunuz her fırsatta “Yaşasın Cumhuriyet” demeyi, bize Cumhuriyet’i armağan eden Atatürk’e minnet ve şükran duymayı asla ihmal etmeyiniz.
Çünkü bütün bunlar Cumhuriyet sayesindedir.
BİR BAŞ SELAMI BARİ VEREYDİN BE LİNET
ASLI Şen isimli sosyetik bir hanım, Maslak 1453’te Yeni Gazino diye bir mekâna Linet isimli şarkıcımızı dinlemeye gitmiş. Linet isimli şarkıcımız, Aslı Şen’in gazinodaki en ön masasıyla göz teması bile kurmamış. Bunun üzerine Aslı Şen Hanım, çok bozulmuş. Görgüsüzce mesajlar atıp “Ben hep ön sıralarda otururum, hiç böyle bir şey başıma gelmedi” falan diye tepki göstermiş.
Üç beş gündür tartışılan hikâye bu. Herkes haklı olarak Aslı Şen’in yaptığının ne kadar yanlış olduğunu yazıp duruyor.
*
Fakat bu hikâyede Linet’in de bir kusurcuğu yok mu? Ne yani? Bir baş selamı veremez miydi? Bir gülücük atamaz mıydı? Hepsini geçtim... Bir göz teması kuramaz mıydı?
Eski gazinoları yaşatmak güzel de “masası olan sanatçı” olayını da yaşatmak gerekmiyor mu?
AN GELİR
AK Partili Zeytinburnu Belediyesi, 30 Ekim’de büyük şair Attila İlhan için bir anma töreni düzenlemiş.
Törenin adı şu:
“AN GELİR–Vefatının 16. Yılında Attila İlhan.”
*
Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’u, Attila İlhan gibi bir değerimizi unutmayıp böyle bir törenle andığı için kutluyorum.
CHP’NİN TEZKEREYE HAYIR DEMESİYLE İLGİLİ SÖYLENMEYEN BİR ŞEY
CHP, tezkereye hayır deyince...
İktidar kanadı, CHP’ye şu sözlerle yüklendi:
*
“HDP ile aynı yönde oy kullandılar. HDP’ye selam gönderdiler. HDP’den bir farkları kalmadı. HDP istedi, onlar uydu.”
Eğer CHP, tezkere konusunda söylediği cümlelerin en başına...
“Bizim hayır dememiz ile HDP’nin hayır demesi aynı şey değildir. Bizim hayır dememiz, HDP’nin hayır demesinden farklıdır. Farklar da şunlardır” ibaresini yerleştirseydi...
Bu türden eleştirileri, bir miktar boşluğa düşürebilirdi.
*
Ama bunu yapmadı CHP.
*
Niye yapmadı acaba?
*
Yoksa yapmak mı istemedi? Yoksa HDP’den bu konuda ayrışmak mı istemedi. Yoksa HDP ile aynı dalga boyunda olmaktan o kadar da rahatsız değil mi?
BURSA’DA ÇİĞKÖFTELİ BİR KUTLAMANIN ÇAĞRIŞIMLARI
BURSA’da üniversite okuyordum. Yoksul bir öğrenci evinde kalıyorduk arkadaşlarla. Su faturası, elektrik faturası... Nasıl da zorluyordu bizi.
*
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, öğrenci evleri için su faturalarında yüzde 50 indirim kararı almış ve bu kararı ziyaret ettiği bir öğrenci evinde çiğköfte partisiyle kutlamış.
*
Öğrencilik dönemimi hatırladım resmen. Biz de bazen çiğköfte partileri yapardık. Alinur Aktaş Başkan’a bravo diyorum. Hem öğrenci dostu bu politikası nedeniyle hem de beni geçmiş günlerime götürdüğü için.
YENİ NESİL YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH
BİR: Samimi olunmayan kişileri pazar günü telefon mesajlarına boğmak.
İKİ: Habersizce, küt diye, durup dururken görüntülü aramak.
ÜÇ: Takipten çıkmayı ceza, takibe almayı ödül olarak görmek.
DÖRT: WhatsApp mesajlarında her yazılan kelimeden sonra göndere basmak.
BEŞ: Önüne geleni kurulan WhatsApp gruplarına dahil etmek.
ALTI: Takipçi sayısının çokluğuyla övünmek.
YEDİ: Atılan her mesaja anında cevap verilsin istemek.
Paylaş