Paylaş
Programdan önce bana karşı gayet kibar ve sevecen görünürken, program sırasında bir yazımda kendisine yönelik bir göndermeyi gerekçe yapıp ayar üstüne ayar vermeye kalkmasın mı?
Ne yapsam faydasızdı... Hazırlıksız yakalanmış ve ayarı yemiştim... Mağlup olmuştum...
O gün bir daha magazin programlarına çıkmayacağıma dair anneme, babama, ilkokul öğretmenime, Kemal dayıma, Şaziye Teyze’ye... Yani yakın çevremdeki herkese söz üstüne söz vermiştim...
O zamandan beri ne vakit Ece Gürsel adını işitsem, ağzımda kekremsi bir tat oluşur ve kahrolası bir intikam duygusuyla dolup taşarım...
Dün bir gazetenin manşetinde Ece Gürsel’le ilgili bir haberi okuyunca önce hafiften bir “Oh olsun” geçti içimden...Ama hemen sonra adalet duygusunun pençesinde kıvranmaya başladım.
Çünkü Ece Gürsel, bir uyuşturucu kaçakçısının dinlemeye takılan cümlelerinden yola çıkılarak, “20 bin lira karşılığı fuhuş yapmak” gibi çok adi, çok onur kırıcı ve yıkıcı bir iddiayla suçlanıyordu...
Benim “azgın intikam duygum” bile, bir kadının onurunun bu denli zayıf bir iddiaya dayanılarak çiğnenmesine rıza gösteremezdi...
Beynimi şu sorular sardı bir anda:
Ne malum uyuşturucu kaçakçısının hava basmak için böyle bir palavrayı üfürmediği? Neden bu ihtimal dikkate alınmadı? Bir kadının şerefini ayaklar altına alacak böyle bir suçlamayı yayınlamadan önce, çok ama çok kuvvetli kanıtlara gereksinim duyulmaz mı? Bu kadar kolay mı bu işler?
Bu arada tabii ki şu soru da beynimi kemirdi:
Neden benzer suçlamaya maruz kalan başka mankenlerin sadece isimlerinin baş harfi yayınlanırken Ece Gürsel’in adı açıkça yayınlanmıştı?
Yeni Şafak olgunluğu
DÜNKÜ yazımda bir CHP yetkilisinin kardeşiyle ilgili iddiaları, “Uyuşturucu operasyonu CHP’ye sıçradı” diye haber yapan Yeni Şafak’ı eleştirmiştim...
Hem de sert bir dille...
Yeni Şafak Yayın Koordinatörü sevgili dostum Ergün Diler aradı...
Hiç lafı eğip bükmeden “Haklısın” dedi... “Yaptığımız yanlıştı” dedi... “Gündelik koşuşturma içinde hatalar yapılıyor” dedi... “Sonradan yaptığımız yanlışı fark ettik ama gazete dönmüştü” dedi... “Çok daha dikkatli olmamız gerekirdi” dedi... “Uyarın için teşekkür ederim” dedi...
Mazeret yok... Savunma temrini yok... “İyi ama siz de Kızılderilileri öldürmüştünüz” şeklinde suç ortaklığı arama basitliği yok...
Net ve yalın bir özeleştiri var...
Ne güzel... Ne güzel...
Vallahi bayıldım, billahi bayıldım...
Duyarlılığın ve olgunluğun için sağ ol Ergün Diler...
Sedat Ergin neden bıraktı
SEDAT Ergin Milliyet’in tepesinden ayrıldı...
Neden mi?
Şunlardan dolayı:
Artık sabır çağında yaşamıyoruz... Detaylara boş veriyoruz... Uzun yazıya tahammülümüz yok... İnce şeyleri anlamaya vaktimiz yok... Oya gibi işlenmiş haberleri bir çırpıda geçiveriyoruz... Takip fikrinden hiç hazzetmiyoruz... Ciddiyetten fena halde sıkılıyoruz... Ağır başlılıktan hoşlanmıyoruz... Gerilim istiyoruz... Polemik istiyoruz... Kan görmek istiyoruz... Yavaş ve derinden ıslahat değil, devirip döken bir inkılap istiyoruz... Bir çırpıda anlamak istiyoruz... Ne emeği değerlendirecek, ne de emek verecek takatimiz var... Bağırmayan harflerle boğuşmak içimizden gelmiyor... “Okumak” değil, “bakmak” istiyoruz... “Anlamak” değil “sarsılmak” istiyoruz... “Ağır analizler” değil, “vurdu mu ses getiren bildiriler” istiyoruz...
Tamer Karadağlı’dan nefretimin 7 nedeni
BİR: Üstlendiği her rolü aynı mimik ve edayla oynamasına rağmen büyük oyuncu triplerine girmesi nedeniyle...
İKİ: Geçmişinde yer alan pis bir ihanetten bugün bir kariyer çıkarmayı denemesi nedeniyle...
ÜÇ: Mehmet Ali Erbil’in bile uzun zaman önce terk ettiği arsızlığın, bugün hâlâ iş yapacağını sanması nedeniyle...
DÖRT: İki dakika içinde hem “bıçkın”, hem “muzip”, hem de “çocuğumun anası” bakışlarını fırlatabilmesi nedeniyle...
BEŞ: Ünlü olur olmaz ilk işi, eşini aldatmak olduğu halde, “Millet ünlü olunca boşanır, biz evleniyoruz” demesi nedeniyle...
ALTI: Yaz vakti kovboy çizmesi giymesi nedeniyle...
YEDİ: Sade suya tirit bir televizyon dizisinde canlandırdığı “Haluk” karakterini bile üzerinden atamadığı halde Al Pacino havası atması nedeniyle...
NOT: Maddelere katkı sağlayan ‘Twitter’daki tüm yoldaşlara bin selam...
Paylaş