Paylaş
- BİR: “Seçim” ile “darbe” arasında kurulan her türlü bağlantı çabası. Seçim sonuçlarını darbe ile ilişkilendiren yaklaşımlar.
*
- İKİ: “Aldık götürdük abi. O iş bitti. Sen git yat” türü sevimsiz sevimsiz, büyük büyük konuşmalar.
*
- ÜÇ: “Kasetler çıkacak. Sahte kaset operasyonu yapacaklar. Aman ha inanmayın” türü bik bikler.
*
- DÖRT: “Çekil Muharrem çekil. Ne olur çekil. Çekil yoksa fena olacak” türü yalvarma ve tehdit karışımı feveranlar.
‘GETİR ABİ ONAYLAYALIM’ DENİLMİŞ OLSAYDI
İSVEÇ ve Finlandiya’nın NATO üyeliği söz konusu olduğunda...
Türkiye, “Teröre destek vermeyi bırakın, onaylayalım” dedi.
*
Sonuç?
Finlandiya, Türkiye’nin gözüne girmek için çabaladı ve başardı.
Şimdi de İsveç, benzer bir çabanın içinde.
*
Konu gündeme geldiğinde...
Türkiye’nin “Tabii abi. Getirin. Basalım hemen onayı” demesi gerektiğini savunanlar vardı.
Kulakları çınlıyor mudur acaba?
HAKAN BAYRAKÇI’NIN MEYDAN OKUMASI
ŞİRKETİNİN adının arkasına saklanmadı. Kendi adını ortaya koydu. “14 Mayıs akşamı benden hesap sorun” dedi. Süper meydan okudu.
Ve yaptığı son anketin sonuçlarını geçen akşam CNN Türk’te Tarafsız Bölge’de açıkladı:
*
BİRİNCİ TUR
ERDOĞAN: Yüzde 48.8 KILIÇDAROĞLU: Yüzde 44.1 İNCE: Yüzde 3.6 OĞAN: Yüzde 3.5
*
İKİNCİ TUR
ERDOĞAN: Yüzde 52.1 KILIÇDAROĞLU: Yüzde 47.9
*
Seçim akşamı sonuçlar böyle çıkarsa... Hakan Bayrakçı’yı hararetle tebrik edeceğim.
Seçim akşamı sonuçlar böyle çıkmazsa... Hakan Bayrakçı’ya çok fena laflar hazırladım.
Hadi bakalım. 14 Mayıs akşamı için benim de tek heyecanım bu.
ÜNAL ÇEVİKÖZ’ÜN ADI GEÇİYORMUŞ
FİKRET Bilâ’nın kaleminden şöyle bir kulis haberi okudum dün:
*
“Kılıçdaroğlu’nun kabinesinde Dışişleri Bakanlığı için Ünal Çeviköz’ün de adı geçiyor.”
*
Ben hayatımda bu kadar net, bu kadar etkili bir Kılıçdaroğlu karşıtı propaganda görmedim.
İktidar yanlılarının söylediği sözler üzerinden muhalefete yüklendiği Ünal Çeviköz gibi bir ismin adını Dış İşleri Bakanlığı için geçirmek...
Net bir Erdoğan propagandasıdır.
Başka bir şey değil.
ERDOĞAN’IN MİTİNG KONUŞMALARINA DAİR
- Acayip gaza basmış durumda.
*
- Hitabet gücünü sonuna kadar kullanıyor.
*
- “Yaptıklarımız” ve “Yapacaklarımız” videolarını her mitingde meydandakilere izletiyor.
*
- Muhalefet eleştirisini iki dinamik üzerinden kuruyor: BİR: HDP ile işbirliği, Kandil’den gelen destek mesajları. İKİ: Yapamazlar, beceremezler söylemi.
*
- Meydanı gaza getirecek her türlü argümanı sonuna kadar kullanıyor.
*
- Eleştirilerini video gösterileriyle tahkim ediyor.
*
- Miting yaptığı şehre özel bir yer ayırıyor, o şehir için yapılanları ve yapılacakları özenle vurguluyor.
*
- Mitingin sonunda “ahitleşme” yapıyor. “Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan” sözü verdiriyor.
*
KISACASI...
Meydanlarda Erdoğan’a özgü o meşhur propaganda makinesi tıkır tıkır çalışıyor. Bir gerileme, bir tıkanma, bir enerji düşüklüğü söz konusu değil yani.
KILIÇDAROĞLU’NUN MİTİNG KONUŞMALARINA DAİR
- Özgüveni tam.
*
- Prompter kullanmamasına rağmen konuşması gayet akıcı.
*
- Mültecileri iki yıl içinde gönderme vaadine özel bir önem veriyor.
*
- İktidarın “Mülakatı kaldıracağız” vaadini, “Benim dediğime geldiler” diyerek anlatıyor.
*
- Meydandakilerle karşılıklı sohbet havasında konuşuyor.
*
- Adalet için yaptığı yürüyüşü hatırlatıyor.
*
- İktidarın milliyetçilik yaklaşımını eleştiriyor. “Asıl milliyetçi benim” diyor.
*
- Bir heyecan dalgası oluşturuyor konuşurken.
*
- Bulunduğu şehrin özelliklerine özel bir yer ayırıyor.
*
- Mitingin sonunda “Hayde” şarkısından yapılan etkileyici seçim müziği devreye giriyor.
*
- Ve en sonda Kılıçdaroğlu, eliyle kalp işareti yaparak meydanı selamlıyor.
*
KISACASI...
Videolardan yararlanmasa da... Prompter kullanmasa da... Hiç de fena olmayan bir performans sergiliyor.
DEPREM YARALILARI UNUTULMASIN
SEÇİM hır gürü içinde deprem bölgesini unuttuk. Unutmamalıyız, unutturmamalıyız.
Şöyle bir sorun var mesela: Depremde yaralananlarımız oldu. Bazı depremzedeler engelli haline geldiler. Onların sadece fiziksel olarak değil ruhsal olarak da rehabilite edilmeleri gerekiyor.
*
İşte bu ihtiyacı gören Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, harika bir proje başlatmış. “Can Dostum” adı verilen bu projeyle depremde engellilik durumuyla karşı karşıya kalan vatandaşlarımız, sporun iyileştirici gücünden yararlanacaklar. Belki de aralarından başarılı sporcular çıkacak.
*
Depremin hesaba katılmayan bir yarasını hesaba kattığı için Bakan Kasapoğlu’na bravo.
Paylaş