Diyelim ki başkanlık sistemi olmadı

- Diyelim ki başkanlık sistemi Meclis’e takıldı.

- Diyelim ki referandumdan geçemedi.

- Diyelim ki deneme başarısızlıkla sonuçlandı.

- Diyelim ki Bahçeli’nin açtığı yol, yol olamadı.

Bu durumda ne olacak?

*

- Yaratılan fiili durum anında sona erecek mi?

- Anayasa geçerli olacak mı?

- Herkes anayasal pozisyonuna çekilecek mi?

- “Milletimiz böyle takdir buyurdu” denilerek hevesler sona erecek mi?

*

MHP Lideri Devlet Bahçeli bu konuda ne düşünüyor acaba?

O CAMİ FOTOĞRAFININ BİR DE BU AÇISI VARMIŞ

“APARTMAN üstü cami” konusunda hayli alaycı ve hayli zalimane şeyler karalamıştım.

Diyanet İşleri Başkanlığı, apartman üstü cami konusunda bakış açımı zenginleştirici yepyeni fotoğraflar gönderdi bana.

*

Diyanet diyor ki:

- Ankara Keçiören’deki Esertepe Yeni Cami, mahallenin ihtiyaçlarına yetersiz geldiğinden yıkılmış, yeni bir cami yapılma talebiyle Keçiören Kaymakamlığı’na başvurulmuştur.

- Keçiören Kaymakamlığı, Keçiören Belediyesi ile birlikte cami derneğinin sunduğu mimari projeyi uygun görmüş, caminin inşaatına başlanmıştır.

- Cami, kot sebebiyle “binanın üzerindeymiş” gibi görünmektedir. 5 kot üzerine inşa edilen projenin zemin ve birinci katı cami, 1, 2, 3, 4 ve 5. kotları ise Kuran kursu ve müştemilatı olarak planlanmıştır.

- Cami olarak kullanılacak zemin ve birinci katın ana girişi üst sokaktan düz zemin olarak yapılmıştır. Projenin inşaatı devam etmektedir.

*

Hakikaten de camiye bir tarafından bakılınca ortaya çıkan tuhaflık, diğer tarafından bakılınca fark edilmiyor.

Ama gelin görün ki bu durum bile...

Diğer taraftan bakılınca ortaya çıkan mimari tuhaflığı kurtarmaya yetmiyor.

SEN ESAS MAĞDUR ETTİKLERİNDEN ÖZÜR DİLE HEMŞİRE HANIM

KOMADAKİ hastaları fona yerleştirip selfie yapan korkunç hemşire, özür dilemiş.

*

Kimlerden özür dilemiş?

- Başhekiminden...

- Başhemşiresinden...

- Sağlık Bakanı’ndan...

*

Hemşire! Hemşire!

Affederler mi bilmem ama sen asıl mağdur ettiğin insanlardan ve onların yakınlarından özür dile!

HİLLARY VE TRUMP

HILLARY ile Trump arasında tercih yapmak durumunda kalmak...

Melih Gökçek ile Ali Ağaoğlu arasında tercih yapmak gibi bir şey.

Hafazanallah!

MEHDİ SEMPOZYUMU

- SEMPOZYUMU düzenleyen: Kuran Araştırmaları Merkezi KURAMER.

- Açılış konuşmasını yapacak isim: Prof. Ali Bardakoğlu.

- Sempozyumun tam adı: Beklenen Kurtarıcı İnancı...

- Sempozyumun amacı: Mehdi inancını İslami açıdan sorgulamak...

- Tarih: 22 Ekim Cumartesi... Yani bugün.

- Yer: İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi–İSAM Konferans Salonu.

*

Cübbeli Ahmet’in “Mehdi gelecek hanım Mehdi” diye etrafı inlettiği, Adnan Hoca’nın “Beklenen Mehdi acaba ben olabilir miyim” diye kuşku bombaları attığı, Fetullah’ın mehdiliğine iman edenlerin öykülerinin anlatıldığı bir ortamda...

Bilimsel yetkinlikleriyle tebarüz etmiş isimlerin konuşmacı olarak katılacağı bu sempozyum asla kaçmaz, kaçmamalı.

5 TEMEL PRENSİBİM

1 - Yazmadığım şeyleri konuşmayı, boş konuşma olarak görürüm.

*

2- Yazın dondurmayı severim ama kışın daha çok severim.

*

3- Şömine ateşini seyre dalmanın dinlendirici bir tarafı olduğuna inanırım.

*

4- Her gün yarım saat sözlük okur, yarım saat de harita incelerim.

*

5- Polisiye roman okumanın zekâyı geliştirdiğini düşünürüm.

BARİ KİTAP VERİN, BARİ MEKTUP YAZDIRIN

ANLADIK...

Ali Bulaç’ı, Ahmet Turan Alkan’ı, Şahin Alpay’ı, Ahmet Altan’ı, Mehmet Altan’ı içeride tutmaya devam edeceksiniz.

* 

Bari hayatları kitap, okuma, yazma üzerine kurulu bu adamların cezaevinde kitap okumalarına, mektup yazmalarına izin verin.

Adamları kitapsız, mektupsuz bırakmayın.

*

Bu izni verirseniz lütuf falan da yapmış olmazsınız ha!

Sonuçta en temel insan haklarından birine riayet olmuş olursunuz.

Ona göre.

NE YAPACAKSIN SİLAHLANIP?

KARDEŞİNİ mi vuracaksın?

Kafayı mı yedin?

İçsavaşa mı hazırlanıyorsun?

Gözünü mü kararttın?

Sokak çatışmalarına mı gireceksin?

Bu kadar mı çaresiz hissediyorsun?

Memleketi mi yakacaksın?

Bu denli mi çığırından çıktın?

Ne yapacaksın silahlanıp?

Adam öldürmeyi oyun mu sandın?

ANITKABİR YÜRÜYÜŞÜNÜN DEĞİŞEN ANLAMI

ESKİDEN Anıtkabir yürüyüşleri, başka hayat tarzlarına hayat hakkı tanımama üzerinden yapılırdı.

*

Yeni dönemin Anıtkabir yürüyüşleri ise...

Baskıya itiraz etme, yürüme özgürlüğüne sahip çıkma üzerinden yapılıyor.

*

Eskiden Anıtkabir yürüyüşlerini ne kadar antipatik buluyorsam...

Şimdi de o kadar sempatik buluyorum.