Diyanet’e biraz fazla sert bir mektup

“Dini Kavramlar Sözlüğü” diye bir sözlük hazırlamışsın.

O sözlükte...

- Hem “9 yaşındaki kızların buluğ çağına erişmiş kabul edildiklerini” söylüyorsun...

- Hem de “Buluğ çağına erişen kızların evlenebileceklerini” söylüyorsun.

Yani sonuçta...

“9 yaşındaki kızlar evlendirilebilir” demiş oluyorsun.

*

“Yahu 9 yaşındaki kızlar evlendirilir mi? Olur mu böyle şey? Bu pedofilidir” falan diye tepkiler gelince de...

“Konu çarpıtıldı, biz öyle bir şey demedik” diyerek...

Şöyle bir açıklama yapıyorsun:

“Kız çocukları anne olma ve aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan, psikolojik ve biyolojik olgunluğa erişmeden evlendirilemez.”

*

Yahu Diyanet!

Eğer dediğin gibiyse...

Yani kız çocukların psikolojik ve biyolojik olgunluğa erişmeden evlendirilmesi İslam’a göre mümkün değilse...

Yayınladığın o sözlükteki “Buluğ” ve “Nikâh” maddelerini nasıl izah ediyorsun?

*

Ey Diyanet!

Yeter artık!

Güzelim İslam dinini, 9 yaşındaki minnacık kızların evlendirilmesine cevaz veren bir din olarak algılatmaktan vazgeç.

*

Titre ve kendine gel ey Diyanet!

Mahcup, geçiştirici, cılız, vurgusu eksik yazılı açıklamalarla bu devasa sorunu çözemezsin!

*

Harekete geç ey Diyanet!

- Bütün camilerde “Deli misiniz? 9 yaşındaki kız çocukları evlendirilir mi?” diye hutbeler okut.

- “İslam pedofiliyi ayağının altında ezmiştir” diye vaazlar verdir.

- “Kim ki kafayı minnacık kız çocuklarını evlendirmeye falan takmıştır, o sapkının tekidir” diye fetvalar ver.

- Minnacık kız çocuklarına “evlenilecek kız” gözüyle bakılmasının tam bir sapıklık olduğunu anlatan kitaplar yaz.

*

Hadi Diyanet!

Milletin dine imana koşturmasını sağlayamıyorsun, bari milleti dinden imandan çıkarmamaya hizmet et!

DÜNYANIN EN KISA FIKRASI

ABDURRAHMAN Dilipak’ın dünkü yazısının başlığı...

Bence dünyanın en kısa fıkrası...

BİR İDDİAM VAR

EĞER Cumhurbaşkanlığı seçiminde...

Bir tarafta Tayyip Erdoğan varsa...

Tayyip Erdoğan kazanır.

*

Çünkü Erdoğan karşıtı cephe, oyunu Abdullah Gül’e vermektense...

Tatile çıkmayı tercih eder.

İran ve dış mihrak konusunda iki soru

- SORU BİR: Bu dış mihraklar neden Finlandiya’da, Danimarka’da, Japonya’da falan bir numara çeviremiyorlar da... İran’da falan numara çevirebiliyorlar?

*

- SORU İKİ: İran ahalisi, hangi koşullarda ayağa kalkacak ki... Kendilerine “Dış mihrakların etkisiyle ayağa kalktılar” denmeyecek?

RUHANİ’YE 7 NASİHAT

- BİR: Kot pantolonunu giy ve protestocularla piknik yap.

*

- İKİ: “Sizi anlıyorum çocuklar” diye demeç ver.

*

- ÜÇ: Bundan böyle size sormadan durağın yerini bile değiştirmeyeceğiz diye açıklama yap.

*

- DÖRT: “Mesajınızı aldık, hadi tadında bırakın” de.

*

- BEŞ: Dikkatleri İran sinemasına çekmeye çalış.

*

- ALTI: Maliye Bakanı’nı görevden al.

*

- YEDİ: Devrim Muhafızları’na bir-iki azar çek.

KÜÇÜK, TATLI ZAMLAR

CNN Türk’te ana haberleri sunan Duygu Demirağ, “Yeni yıla küçük, tatlı zamlarla girdik” dedi.

İroniden anlamayan nesil de harekete geçiverdi tabii...

“Aaa! Bak! Zamları nasıl da şirinleştiriyor” falan...

Oysa “küçük, tatlı zamlar” nitelemesi...

Hiç de fena olmayan zekice bir zam eleştirisidir.

Tabii anlayana!

BAKALIM BİR KİŞİ BİLE ÇIKACAK MI?

MEHMET Barlas dünkü yazısında...

Aynen şöyle yazdı:

“Suriye’de muhalif gruplar diye terör örgütlerine destek verdik.”

*

Bakalım iktidar kanadından bir kişi bile çıkıp da...

“Mehmet Barlas ülkemizi terör örgütlerine destek vermekle suçluyor” diyecek mi?

KAFAM ÇOK KARIŞIK

- 2018 yılına mükellef kelimesinin karşılamayacağı zenginlikte sofra ve yanak okşamalı danslarla giren ADNAN HOCA da...

- “Müslüman yılbaşında çerez yerse bile günah işlemiş olur” diye bildiri dağıtan İSLAMİ GRUPLAR da...

- “Sen gavurların gününü kutlarsan, Allah da başına kâfirleri musallat eder” diyen CÜBBELİ AHMET de...

- “Yeni bir yıl geliyor diye tefekkür etmenin, azıcık da eğlenmenin nesi günah ki” diyen TERZİ RAGIP AMCA da...

*

İslam’a göre konuşuyor.

Ve benim kafam da fena halde karışıyor.

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR