Diktatör olsa

Ona “diktatör” demeyin.

*

Eğer ille de “Bana ne, bana ne... Ben diyeceğim” diye tutturuyorsanız...
O zaman elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin:

*

- Diktatör olsa... Sadece vapur seferlerini iptal etmekle mi kalırdı? Hepinizi vapurlara bindirdikten sonra o vapurları Boğaz’ın ortasında batırmaz mıydı?

*

- Diktatör olsa... Polis yığınağını sadece Taksim’e mi odaklardı? “Bunlar burayı da işgal ederler” falan diyerek Haydarpaşa’da da önlem almaz mıydı?

*

- Diktatör olsa... “Taksim’e çıkmayın, eğer çıkarsanız a’dan z’ye gereken yapılacak” diye uyarıda bulunur muydu? Hangi diktatör kendisine itiraz eden vatandaşını önce uyarıp sonra derdest etmiş ki?

*

- Diktatör olsa... Sadece BBC’nin, CNN’in falan sarı kafalı muhabirlerini, kameramanlarını mı gözaltına alırdı? Memleketinin yerli medyasının Anadolu’dan gelmiş evlatlarına da bir gözaltı falan çektirmez miydi?

*

- Diktatör olsa... Polisleri CNN muhabirini gözaltına alırken “please” der miydi? Hangi diktatörün polisi “please” demiş? Saddam’ın mı, Kaddafi’nin mi?

*

- Diktatör olsa... Sadece Taksim’i kapatmakla yetinir miydi sanıyorsunuz siz? İstiklal Caddesi’ni de kapatmaz mıydı?

*

- Diktatör olsa... Bütün sivil polislere bir örnek sırt çantaları dağıtıp onları sempatik birer “Galata Tünel erbabı” haline getirir miydi? Hangi diktatör halkına böyle küçük sürprizler hazırlamış ki?

*

- Diktatör olsa... Ayasofya’nın önünde kılınan namaza da, Saraçhane’de yapılan yürüyüşe de müdahale etmez miydi?

*

Bir kez daha söylüyorum:
Ona “diktatör” demeyin.
Çarpılırsınız.

BİR AK PARTİ TABANI ANALİZİ

İşte AK Parti’yi oluşturan unsurlar

- TAYYİPÇİLER: “Biz AK Partili değiliz kardeş, biz Tayyipçiyiz” diyecek kadar Tayyip Erdoğan sevdalısı olanlar.

*

- İSTİKRARCILAR: AK Parti’nin ideolojik tutumuyla zerre kadar ilgili olmayıp ekonomik istikrara önem verenler...

*

- AĞIRLAR: Orhan Baba, Kadir Abi benzeri ağırdan alan ağır şahsiyetler... Bir hususiyetleri de “akil” olmalarıdır bu ağırların.

*

- KALKINMACILAR: Kişisel kalkınmalarının gayet iyi olduğunu düşünen, bu yüzden iktidarla çekişmenin kişisel ikballerine zarar vereceğini düşünen fabrika falan sahibi kişiler.

*

- OSMANLICILAR: İdeologluğunu Kadir Mısıroğlu’nun yaptığı bozgunda fetih rüyaları görmeye yatkın kesimler...

*

- ULEMA: İmamlardan müezzinlere, ilahiyat hocalarından geleneksel âlimlere din hizmetleriyle uğraşan arkadaşların kahir ekseriyeti...

*

- ALTERNATİFSİZLER: “Ne yapacağız kardeş? Bunlardan iyisi mi var Allah aşkına? CHP’ye, MHP’ye oy verip başımıza iş mi alalım?” diyen orta ve orta alt sınıflar.

*

- KURTLAR: Vadi’yi izleyip “vurdu mu oturtuyor mübarek” tepkisi vermeye yatkın, destanlara meraklı, inceden lümpen tipler.

*

- CEMAATLER: Dini gruplar, irili ufaklı tarikatlar, her türden cemaatler ve uhrevi yapılar... (Tabii ki “The Cemaat” hariç).

*

- RADİKALLER: “Başımızda İsrail’e posta koyan bir hükümet var, daha ne isteriz” diyerek ufak tefek meseleleri sorun etmeyen eskinin bilcümle radikal İslamcıları.

*

- MERKEZ SAĞCILAR: Eskiden ANAP’a ya da DYP’ye oy veren, AK Parti’yi CHP ve MHP’ye göre görece merkezde bulan tüm merkez sağcılar.

*

- İŞ BULANLAR: AK Parti’yle aralarında ideolojik hiçbir hısımlık bulunmadığı halde AK Parti döneminden bir biçimde nemalanan envai çeşit ara kademe elemanları.

Kâbe’den imam getirmek de nedir?

EY Sultanahmet Meydanı’nda Ayasofya için sabah namazı kılan arkadaşlar!
“Fetih” gibi, “İstanbul” gibi, “Ayasofya” gibi, “Sultan Fatih” gibi yüzde yüz yerli temalardan yola çıkarak yaptığınız bir eyleme...
Kâbe’den imam getirmek de nereden çıktı?
Bulamadınız mı bizim buralardan tilaveti düzgün bir hoca?
Konya’dan, Erzurum’dan, Bursa’dan falan?

‘Gezi’ neyi değiştirdi?

SORUYORLAR:
“Gezi Gezi deyip duruyorsunuz... Neyi değiştirdi oğlum sizin şu Gezi? Neyi başardı? Neyi halletti?”

*

“Gezi” gerçekten de hiçbir şeyi değiştirememiş, halledememiş ve başaramamış olabilir.
Ama bir tek şeyi değiştirdiği, hallettiği ve başardığı kesin.

*

Şunu değiştirdi “Gezi”:
O zamana kadar her istediğini her istediği yere yapan, yapabilen ve yapabileceğini sanmaya başlayan, karşısına çıkanı üç TOMA, beş biber gazıyla halledebileceğini düşünen zihniyet, o istediğini oraya yapamadı.
Çok ama çok istediği halde yapamadı.
Nokta.

*

Ki hiç de az buz şey değildir bu.

Al sana algı operasyonu

“CNN” canlı yayındayken...
Yani dünyanın gözü ekrandayken...
Canlı yayın yapan muhabiri “şu pasaportunu çıkar bakalım koçum” edası takınarak gözaltına almak...
İki dakika sonra da serbest bırakmak...

*

Yeryüzünün en sinsi ve en karanlık tüm azılı algı operasyoncuları bir araya gelseydi ve “Türkiye’yi ve hükümeti dünyaya rezil etmek” için kolları sıvasaydı...
İnanın, bundan daha şahane bir algı operasyonu çekemezdi. Aferin hükümetimize...
Bravo yani.

*

Hadi şimdi bu algıdan kurtulmak için...
- Beşir Atalay liderliğinde bir grup iktidar aydınını uçaklara doldurup Washington’a taşımaya başlayın.
- “Think–tank”lerde falan konuşturun.
- SETA’nızın META’nızın tüm akademisyenlerini harekete geçirin.
- “Türkiye’de ileri demokrasi” diye konferanslar verdirin.
- “Ama gözaltına aldıklarımızın alayı vandaldı” deyin.
Hadi... Hadi... Şimdiden başlayın çalışmalara...
Zira yıktınız perdeyi, eylediniz viran.