Paylaş
-Dersim’de isyan çıkmıştı.
-Dersim’de askerler öldürülmüştü.
-Dersim’e harekât yapmak farz olmuştu.
-Seyit Rıza haindi.
*
Ardından da pişkince ve vurdumduymazca söyleniyorlar:
-Ne özrü?
-Özür falan gerekmez.
Neredeyse...
“Dersim halkı özür dilemelidir” diyecekler.
*
Hay Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz vicdansızlar!
-Velev ki Dersim’de isyan çıktı.
-Velev ki Dersim’de 30 asker şehit edildi.
-Velev ki Dersim’e harekât yapmak farz oldu.
-Velev ki Seyit Rıza haindi.
Bütün bunlar...
Günahsız, suçsuz insanların hunharca katledilmesini meşru mu kılar?
*
Bre vicdansızlar!
Farz edelim ki her şey dediğiniz gibi oldu... Farz edelim ki isyan çıktı... Farz edelim ki askerler şehit edildi... Farz edelim ki bir harekât kaçınılmaz oldu...
Söyleyin bakalım:
-İsyancılarla uğraşmak yerine neden sizden kaçıp mağaralara sığınmış günahsız kadınları ve çocukları zehirlediniz?
-Suçluları yakalamak yerine neden yaşlı, çocuk falan dinlemeden... Önünüze geleni süngülediniz?
-Eşkıyalık edenle uğraşmak yerine neden Munzur Çayı’nın günlerce kan kırmızı akmasına neden olan eşi görülmemiş bir katliama imza attınız?
-Askerleri şehit edenlerin üzerine gitmek yerine neden suçlu-suçsuz ayrımı yapmadan Dersim ahalisini havadan bombaladınız?
-Otoritenizi tanımayanlarla mücadele etmek yerine neden çoğu çocuk ve yaşlı on beş bin insanı katlettiniz?
*
İnsanda bir dirhem vicdan, bir milim utanma, bir gram sıkılma olur.
Minnacık bir insanlık olur.
Bunların hiçbiri mi kalmadı sizde?
*
Anladık.
Özür dilemeyecek kadar kibirli, tarafgir ve vicdansızsınız.
Hiç değilse...
Özür dileyerek partinizin onurunu ve vicdanını kurtarmaya çalışan insana hakaretler etmeyi bırakın.
Bırakın ki...
Vicdansızlığınız, acımasızlığınız ve tarafgirlikten gözü dönmüşlüğünüz kabak gibi ortaya çıkmasın.
Ivır zıvır notları
-ATA Demirer ile Özge Borak boşanınca kameralar Özge Borak’ın eski eşi Bülent Şakrak’a çevrilmiş... Bülent Şakrak’ın eski eşinin boşanmasıyla ilgili yorumu şu: “Boşanmak kolay değil, Allah yardımcıları olsun.” İyi insan özleminin çekildiği bugünlerde Bülent Şakrak ilaç gibi geldi. Allah kendisinden razı olsun.
*
-Milli Takım kalecisi Volkan, tribünlerden edilen küfürler nedeniyle sahayı terk etti... Benimse aklımdaki soru şu: Neden Volkan terk etti ki? Küfür edenler terk etmeliydi.
*
-Niğde Ulukışla’da bir eşeği iple demiryoluna bağlayıp ölüme terk etmişler... Bunu yapanlara “eşek” demek bile eşeklere hakaret olur.
*
-Dünyanın en kısa fıkrası: “Türkiye G-20’de Yolsuzlukla Mücadele Dönem Başkanı olacak”.
*
-Futbolcuların koruması neden olur? O korumalar futbolcuların görüntüsünü çeken gazetecilere neden saldırır? Gazetecilere saldırmak neden bu ülkenin en kolay işidir? Kafası atanın aklına gelen ilk şey neden magandalıktır? Var daha bir dolu soru ama şimdilik bu kadarıyla yetinelim.
Oktay Vural’ın gözyaşlarına dair
EŞİNİ kaybeden MHP Milletvekili Oktay Vural’ın gözyaşları içinde kaldığı fotoğraflara bakınca...
Bazı şeyleri yeniden keşfettiğimi fark ettim.
*
Mesela şöyle şeyler:
-Acı bir kayıp devreye girince... Bütün politik farklılıklar bir tarafa bırakılırmış.
-Hayat arkadaşını kaybetmenin doğurduğu eksiklik ve boşluk duygusu asla doldurulamazmış.
-Bir insan, politik arenada ne denli dirençli olursa olsun, en yakınını kaybettiğinde tüm direncini yitirirmiş.
-Sahici bir gözyaşı, insanda derhal paylaşma duygusu yaratırmış.
-Yitip giden eşin vefatı, onun biricikliğinin algılanmasına yol açar ve bu nedenle acı çoğalırmış.
*
Eşinize rahmet, size metanet dilerim Oktay Bey.
Deniz Seki neden yakalandı?
EĞER bir memleketin...
Hatırlı hırsızları, kibar soyguncuları, kadın öldürenleri, rüşvetçi vurguncuları, dokunulmaz üçkâğıtçıları, baronluk taslayan uyuşturucu tacirleri yakalanmıyorsa...
O memleketin yakalananı...
Sadece Deniz Seki olur.
Erdoğan gündemi kime karşı belirliyor?
-“KÜBA’ya cami gerek” diyor. Hepimiz bunun üzerinden tartışıyoruz, geyik yapıyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz falan...
-“Amerika’yı Kolomb değil Müslümanlar keşfetti” diyor. Hepimiz bunun üzerinden konuşuyoruz, gülüyoruz, kızıyoruz falan.
*
Böylece Erdoğan gündemi belirlemiş oluyor.
*
Belirliyor ama kime karşı?
Herhangi bir konuyu gündem haline getirmeye gücü ve çapı yetmeyen muhalefete karşı mı?
Tabii ki hayır...
O halde kime karşı?
Cevap veriyorum: G-20 Zirvesi’nde Obama ile 35 dakika muhabbet eden kişiye karşı.
*
Kolomb, Küba, cami, Amerika falan gündemi bu denli işgal etmeseydi...
Hepimiz Başbakan Davutoğlu’nun dünya liderleriyle buluşmasına odaklanacaktık.
Genco Erkal Çarşamba Sohbetleri’nde
-TÜRKİYE’nin ilk tek kişilik oyunu hangisi?
-Tiyatro öldü mü?
-Sanat neyi başarabilir?
-Neden 50 yıldır “Bir Delinin Hatıra Defteri”ni oynuyor?
Hepsi ve daha fazlası...
Genco Erkal’la yarın Çarşamba Sohbetleri’nde...
Paylaş