Demirel’in ‘Bu bir gasptır’ açıklamasına Ertürk’ten yanıt
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ŞEVKET Demirel’in şirketlerine TMSF tarafından el konması olayıyla Süleyman Demirel’in siyasal gündeme ilişkin yaptığı analizler arasında bir irtibat var mı?
Siyasal iktidar, Süleyman Demirel’in açıklamalarına bu operasyonla bir yanıt mı verdi?
Gerçi Demirel’in ‘Eşi türbanlı bir kişi Çankaya Köşkü’ne çıkabilir mi?’ sorusuna verdiği yanıt öyle ustaca kurgulanmıştı ki, o yanıttan hem ‘türban karşıtları’, hem de ‘türban yanlıları’ işlerine yarayacak malzemeyi bulmuşlardı...
Ama son tahlilde ‘Çankaya’da türban’ tartışması ülke gündemine girmişti ve bu işin faili Süleyman Demirel idi...
İşte böyle bir tartışmanın ardından Şevket Demirel’in şirketlerine yönelik TMSF operasyonunun gündeme gelmesi kafaları karıştırdı...
* * *
Dün bu konuyu TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’le konuştum.
Ertürk, işin arkasında ‘siyasal neden’ arayanlara net bir yanıt verdi:
‘Bu operasyonları yaparken karşımıza siyasilerin çıkması bizim kabahatimiz değildir. Ortada bir tablo var ve bu tabloyu değerlendirirken karşımıza kimin çıktığına bakmayız. Bizim görevimiz budur. Biz sadece yaptığımız işin hakka ve hukuka uygun olup olmadığına bakarız.’
Ertürk, olayın siyasetle irtibatlandırılmasına da tepki gösterdi ve şu mesajı verdi:
‘Bu iş akçalı bir iştir. Siyasetle ne tür bir ilgisi olabilir ki? Demirel’in siyasal analizleriyle bizim yaptığımız işin hiçbir alakası yok, olamaz. Biz akçalı bir işin üzerine gidiyoruz. Siyasal olaylarla ilgili değiliz. O olaylarda taraf da değiliz.’
* * *
Ve gündemdeki bir başka soru:
Egebank operasyonunun üzerinden beş yıl geçti... Neden beş yıl içinde Şevket Demirel’in şirketlerine yönelik herhangi bir operasyon yapılmadı?
Ahmet Ertürk’ün bu soruya verdiği yanıt şu:
‘Beş yılın bir açıklaması olabilir ama o açıklamayı yapmakla mükellef kişi ben değilim. Biz son bir buçuk yılın hesabını veririz. Bir buçuk yıl önce göreve geldik. Eğer söylentiyle bu işleri yapıyor olsaydık, Egebank’la ilgili söylentiler bir buçuk yıl önce de vardı. Ama biz arkeolojik çalışma yaptık. Yaptığımız çalışmalardan sonra sağlam verilere, hukuki kanıtlara ulaştık.’
Ertürk, ellerindeki belge ve bulgulardan yola çıkarak Şevket Demirel’in şirketlerine el koyduklarının altını ısrarla çiziyor ve ekliyor:
‘Yapılan işlem tamamen hukuka uygundur. Elimizde her türlü belge mevcut.’
* * *
Peki Şevket Demirel’in ‘Oğlumla aramda maddi ilişki yok’ açıklaması...
Ahmet Ertürk, bu konuda da kendinden emin:
‘Şevket Demirel’in şirketleriyle Murat Demirel arasındaki ilgileri tespit ettik. Elimizde bu konuda belgeler var. İlişkileri saptanmıştır.’
Ve bir başka soru:
TMSF ‘operasyon kararı’nı ne zaman aldı?
Ahmet Ertürk bu soruya şu yanıtı verdi:
‘Karar ile icraat arasında ancak bir iki günlük fark var.’
Ahmedinecad çeşitlemeleri
İSFAHAN yakınlarındaki bezgin ve sıkıcı kasabada sessiz-sakin bir manifaturacıyken birden kendisini ‘cumhurbaşkanı’ olarak bulmuş gibi...
Seçim kampanyası boyunca üzerinden çıkarmadığı takım elbise, Tahran Halk Pazarı’ndan hiç denenmeden alınmış gibi...
Beyaz çorap giymenin neden ofsayt olduğuna dair yaşamı boyunca bir dakika bile kafa patlatmamış iken, ‘Amerikan emperyalizmi’ne dair ciltlerce kitap okumuş gibi...
İran Devrimi sırasında Amerikan Elçiliği’ni basıp elçilik görevlilerinin rehin alınması olayında hangi heyecana sahip ise bugün de aynı heyecana sahip gibi...
Uzak bir İran köyünden okumak için Tahran’a gelmiş, Tahran varoşlarında bulduğu bir göz odada sayısız kitap okuyup sabit fikirler edinmiş, ancak bozuk şivesini düzeltmeye vakit bulamamış gibi...
Kara kavruk yüzündeki sabit bakışlar, ‘durmuş oturmuş ülkenin bilge cumhurbaşkanı’ imajından ziyade, ‘kaybedecek bir şeyi olmayan varoş çocuğu’nun macera tutkusunu yansıtıyor gibi...
En radikal mollanın gerektiğinde toleranslı yorumlar yapabileceğini, ancak radikal İslamcı bir mühendisin toleransla hiç işinin olmayacağını kanıtlar gibi...
40 yıl müstahdemlik yaptığı okula ansızın müdür olarak tayin edilen bir adamın mahcubiyetini ve şaşkınlığını taşıyor gibi...