Paylaş
Hani eski Başbakanımız, yeni Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın “Ulan hepiniz oradaydınız be” diye aşağıladığı bir güruh var ya...
Hani şu Ahmet Kaya’ya ödül töreninde çatal bıçak atan sanatçı tayfası...
İşte bu “Ayna” grubu, işte o güruhun içindeydi.
*
“Ayna” grubunun son marifeti AK Parti’nin yeni seçim şarkısına imza atmak olmuş.
Rahmetli Âşık Murat Çobanoğlu’nun “Kiziroğlu Mustafa Bey” adlı türküsünü “Davutoğlu Ahmet Hoca” diye uyarlamışlar.
*
Pek severim bu türküyü.
Hele türküdeki “kim kim kim” ile “peh peh peh” bölümlerine bayılırım.
*
Ayna’nın uyarlama seçim şarkısını dinledim.
Allah için iyi bir seçim şarkısı olmuş.
Nağme zaten iyiydi, güfte fena değil, gazlama mükemmel.
“Dombıra”dan uyarlanan Tayyip Erdoğan şarkısının üç “tık” altında ama CHP’nin seçim şarkılarının iki “tık” üstünde.
*
Fakat... Durun bir dakika!
Bu şarkının vahim sorunlara yol açma durumu da yok değil hani.
*
“Peh” nidası, biliyorsunuz, bizde biraz da “küçümseme efekti” olarak kullanılır.
Yani “yok artık, o kadar da değil, pek beğenmedim” gibi anlamlar içerir.
*
Şarkıda “Derdi vatan... Aşkı vatan...” dendikten sonra “Peh... Peh... Peh...” deniyor ya...
Aman dikkat! Art niyetliler buradaki “peh”i, küçümseme efektine dönüştürebilirler.
*
Bu arada...
“Kim kim kim” sorusu da art niyetliler tarafından farklı cevaplar vermek için bir fırsat olarak görülebilir.
Aman dikkat!
Aman dikkat!
Erdoğan Bayraktar’a bir alkış rica ediyorum
BİR Yüce Divan korkusu sarmış etrafı.
İşte görüyorsunuz:
-Muammer Güler arazi olmuş durumda...
-Egemen Bağış perde gerisine çekilmiş halde.
-Zafer Çağlayan tırnaklarını yiyerek beklemekte...
*
Malum dörtlü içinden tek bir yiğit çıktı.
Ve dedi ki:
-Yüce Divan’dan korkmuyorum.
-İsterlerse göndersinler Yüce Divan’a...
*
Bu çıkışı yapan eski Bakan Erdoğan Bayraktar’a bir alkış rica edebilir miyim?
Malum...
Marifet, iltifata tabidir.
Aldı-verdi ve Cemaat
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu diyor ki:
“CHP açıklasın... Cemaat’ten ne aldı, Cemaat’e ne verdi.”
*
Keşke biri Başbakan Davutoğlu’na içinde Cemaat geçen cümlelerde “aldı/verdi” meselesini gündeme getirmemesi gerektiğini söylese...
Çünkü işin içine “Cemaat/aldı/verdi” kelimeleri girdiği andan itibaren akıllara gelen tek bir cümle var.
O da şu:
“Ne istediler de vermedik?”
2014’te ilk kez yaptığım şeyler
-İLK kez bir Güney Kore filmini hiç sardırmadan sonuna kadar izlemeyi başardım.
*
-İlk kez Amerikan futbolu denilen zıkkımın kurallarını ve mantığını öğrenmeye çalıştım. (Zırnık başaramadım ama.)
*
-İlk kez siyasi muarızlarıma güldüm. (Bütün bir yıl ama... Hepsine ama...)
*
-İlk kez bilgisayar oyunlarına merak sardım. (İkinci Dünya Savaşı dönemini konu alanlara ama.)
*
-İlk kez Boşnak mutfağıyla müşerref oldum ve pek memnun oldum... (Etiler Nispetiye Caddesi’ndeki “Bosnjak” restoran... Hararetle öneririm.)
*
-İlk kez hiç üşenmeden Tuğçe Kazaz’ın inanç dünyasında sörf yaptım.
*
-İlk kez inceden ve hafiften boksa başladım.
*
-İlk kez bir WhatsApp grubuna dahil olup bol gıybet yaptım. (Üstelik fotoğraflı falan gıybet.)
*
-İlk kez Çince birkaç kelime öğrenmeye kalkıştım. (“Yaşamak mı zor Çince mi?” diyen şair Osman Konuk’a bin selam.)
*
-İlk kez Nuri Pakdil’le tanıştım... (Hâlâ pek mes’udum.)
*
-İlk kez bütün bir yıl cumartesi akşamları dışarı çıkmadım... (Kendimi azıcık ezik hissetmedim desem yalan olur.)
*
-İlk kez bir sinema festivalinde kırmızı halıda yürüdüm... (Venedik’te... Altın bilmem ne festivalinde...)
*
-İlk kez “Çok yoğunum çok” dedim. (Üstelik yüzlerce kere dedim bunu.)
*
-İlk kez mülkiyet endişesine kapıldım.
*
-İlk kez Twitter’ı boşladım ve aldattım.
*
-İlk kez Türkiye’de meydana gelen hiçbir hadise karşısında en küçük bir şaşkınlık göstermedim. (Alıştık ve de şerbetlendik galiba.)
*
-İlk kez gazlı içeceklerden hiçbirini içmedim. (Büyük zafer.)
*
-İlk kez “Bir daha fantastik film izlemeyeceğim” diye karar aldım.
Paylaş