Paylaş
Çok büyük eksiklik!
Mutlaka izlemeli!
*
Çünkü “Züğürt Ağa” filminde öyle çok şey var ki...
*
Mesela... Şehir hayatının, köy asaleti denilen asaleti zerre kadar iplemeyen acımasızlığı ve insafsızlığı var.
Mesela... Cennetten arsa vaadi ile en yakınındakinin bile nasıl anında adam satıcılık yapabildiğinin çok güzel bir örneği var.
Mesela... İnsanoğlunun otoriteden kurtulduğu anda eski otoriteye karşı nasıl da arsızlaştığının ve küstahlaştığının ibretlik öyküsü var.
Mesela... Bambaşka bir bağlamda da olsa... Patates var, domates var, soğan var.
Mesela... Seçim kaybetmek üzerine... Hem çok komik hem de çok acıklı bir sahne var.
Mesela... Hayber Kalesi var.
Mesela... Film boyunca devleşen ve resmen döktüren bir Şener Şen var.
*
Var oğlu var yani...
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu filmi izlesin...
Şu iki şey garanti:
*
BİR: Çok gülecek, çok eğlenecek, çok hüzünlenecek.
*
İKİ: Filmde izlediklerinden etrafına uyarlayabileceği çok şey görecek.
SIZI İLE VİCDAN AZABI ARASINDA: ALİ İSMAİL
GEZİ zamanında, Eskişehir’de sokak ortasında dövülerek öldürüldü 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz...
10 Temmuz, katledilişinin yıldönümüydü.
Bu vesileyle ifade etmek isterim ki...
Esnaf acımasızlığının, doktor ihmalkârlığının, fanatizmin yol açtığı öldüresiye şiddetin, polis vurdumduymazlığının, kutuplaşma cinnetinin kurbanı olan Ali İsmail...
Türkiye’nin hiç bitmeyen sızısıdır.
Türkiye’nin hiç tükenmeyen vicdan azabıdır.
EŞCİNSELLERE ŞİDDET SERBEST Mİ OLSUN?
İSTANBUL Sözleşmesi’nde yer alan...
“Her türlü cinsel yönelim sahibi bireyin şiddet ve ayrımcılığa karşı devlet güvencesinde olması” çağrısı, bazı muhafazakârları çileden çıkarıyor.
*
Bu beyler ve hanımlar ne istiyorlar acaba?
Eşcinsellere şiddet mi uygulansın istiyorlar?
Eşcinsellere ayrımcılık mı yapılsın istiyorlar?
*
Eşcinsellik konusunda bir değer hükmü barındırmayan, sadece şiddet ve ayrımcılığa karşı çıkan bu maddenin üzerinde niye tepiniliyor?
“Bırakın da saldıralım” ya da “Bırakın da ayrımcılık yapalım” falan mı demek istiyorlar?
DEHŞETLE FARK ETTİM Kİ
Kelebek’te Arda Turan’ın sevdiği şarkıların listesi görünce dehşetle fark ettim ki... Ben de Arda’nın sevdiği şarkıları seviyorum.
*
Siyasilerin uçaklarına binme konusu açılınca dehşetle fark ettim ki... Ben son 15 yılda Baykal’ın, Kılıçdaroğlu’nun ve İnce’nin uçaklarına binmişim.
*
Ekrem İmamoğlu’nu belediye meclisini yönetirken izleyince dehşetle fark ettim ki... İmamoğlu, İsmail’den bin kat daha iyi bir moderatör.
*
Son kırk üç günümü gözden geçirince dehşetle fark ettim ki... Son kırk üç gündür ben hep aynı iki restorana gitmekteyim.
*
Acun Ilıcalı’nın birbirine benzer 500 tişörtü olduğunu öğrenince dehşetle fark ettim ki... Benim birbirine hiç ama hiç benzemeyen 23 tişörtüm var.
ÜMMET ZATEN PARAMPARÇA
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Ali Babacan’a demiş ki:
“Ümmeti parçalamaya hakkınız yok.”
*
Acı tabloya şöyle bir bakalım:
Suudi Arabistan, İran’la kavgalı...
Mısır, darbeci bir idarenin elinde... Türkiye ile anlaşamıyor.
Körfez Arapları, ABD etkisinde...
Ümmet, Yemen’i savaş sahnesi haline getirmiş durumda.
Suriye, ümmetin parçalanma sahası olmuş durumda.
İhvan’la Hizbullah... Gölgelerine kurşun sıkıyor.
Neyse... Daha fazla uzatmayayım.
*
Kısacası...
Ali Babacan’a gelinceye kadar...
Ümmet parçalanmış zaten parçalanacak kadar.
BİNALİ YILDIRIM’A DAİR ÜÇ ŞEY
BİR: Binali Yıldırım yeni dönemde ne yapacak? Benim bu konudaki görüşüm net: Binali Yıldırım, yeni dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yükünü alacak önemli bir pozisyona getirilmeli diye düşünüyorum. Ayrıca şunu da söyleyeyim: Buna Binali Yıldırım’ın değil Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ihtiyacı var.
İKİ: Yüz binlerce tweet atıldı: Güya Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü’ne yerleşmiş, oradan da çıkmıyormuş... Sonra işin hakikati ortaya çıktı: Meğer Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde hiç oturmamış! Bu yalana omuz verenler, azıcık olsun utanırlar mı acaba?
ÜÇ: Binali Yıldırım’a kardeşi İlhami Yıldırım üzerinden de saldırılar var. İlhami Yıldırım’la karşılaştım ve sordum: “Kızılay’da görev yaparken 105 bin lira maaş aldığınız doğru mu?”. Verdiği cevap şu oldu: “Tek kuruş maaş almadım”. İlhami Yıldırım bir de meydan okudu: “Ben Kızılay İstanbul şubesinde iki yıl başkanlık yaptım. Benim dönemimle ve sorumlu olduğum İstanbul şubesiyle ilgili her türlü denetim yapılsın. Tek kuruşluk bir yanlış bulamazlar.”
Paylaş