CHP’linin tecavüz olayına bakışım

Çok nettir, çok basittir, çok yalındır.

Dün de aynıdır. Bugün de aynıdır.

*

Bu tür olaylar karşısında şunu söylerim:

*

Koskoca bir partide ya da koskoca bir dernekte...

Bir partilinin ya da bir dernek mensubunun...

Yaptığı aşağılık eylem, bütün partilileri ve bütün dernek mensuplarını...

Asla ve kata bağlamaz.

*

Ensar Vakfı olayında her türlü çirkin saldırıya göğüs gererek ben bu tavrı koymuştum.

Ki o zaman uçağa muçağa binmiyordum.

*

CHP olayında da ben bu tavrı koyuyorum.

Ki şu anda Tuncay tipi CHP’liler bana düşmanlık yapıyor.

*

Etmeyin, eylemeyin arkadaşlar!

Siyasi hırslarınız sizi haksızlığa sevk etmesin.

*

Hepinizin gayet iyi bildiği ve doğru olduğuna inandığı şu basit ilkesel yaklaşımı sergilemekten hiçbir şey sizi alıkoymasın.

*

Ancak böyle bir tavrı sergilerseniz...

İçinizden çıkabilecek bir ahlaksız, bir şerefsiz yüzünden...

İleride mahcup olma ihtimaliniz sıfır olur.

*

Yoksa size düşen derin bir yüz kızarıklığıyla kafayı öne eğmekten başka bir şey olmaz, olamaz.

TECAVÜZ OLAYINDA NEYE BAKILIR?

BİR kurumun içinden tecavüzcü çıkabilir.

Bu normaldir.

Ama normal olmayan şudur:

*

Söz konusu kurum...

Tecavüz olayını örtbas etmeye kalkıyorsa...

Tecavüzcüyü anında kulağından tutup atmıyorsa...

Konuyu geçiştirmeye çalışıyorsa...

Konuyla çok esaslı bir hesaplaşma içine girmiyorsa...

Tecavüzcüye karşı mahkemede davalı olmuyorsa...

Tecavüz mağduruyla süper bir dayanışma içine girmiyorsa...

Tecavüzcüyle uğraşacağına konuyu gündeme getirenle uğraşıyorsa...

Konuyu hafifletecek her türlü yola başvuruyorsa...

İşte bu durumda...

Kurumsal yapıya yönelik eleştiriler en yüksek sesle dile getirilir.

*

Ama dikkat!

Bu durumda bile...

Bütün bir kurumsal yapı, tecavüzcüyle özdeşleştirilemez.

*

Tamam mı?

Anlaştık mı?

İMAMOĞLU VE SUİKAST

İMAMOĞLU taraftarları bastırıyorlar:

*

İmamoğlu için suikast ihbarı var.

*

İmamoğlu karşıtları da bastırıyorlar:

*

İmamoğlu için suikast ihbarı yok.

*

Ben hayatımda bu denli saçma ve boş bir tartışma görmedim, duymadım. Bir taraf, aslı astarı henüz tam olarak belirlenmemiş tartışmalı bir suikast ihbarından alabildiğince yüksek siyasi rant devşirmek için elinden geleni yapıyor. Öbür taraf, böyle bir suikast olayından yüksek rant devşirilmesin diye çabalıyor. Kurumlar devreye girmiş. Emniyet yalanlıyor, belediye doğruluyor. Ve kimse kimseye inanmıyor.

*

Deliler ırmağından bir tas su içip ben de keyfime baksam mı acaba?

KILIÇDAROĞLU’NUN TERÖRİST TAZİYESİYLE İLGİLİ TUTUMU

ŞÖYLE dedi Kılıçdaroğlu:

*

“Hiçbir teröristin cenaze törenine, asla ve asla hiçbir siyasi partinin yöneticisinin, milletvekilinin, il başkanının, ilçe başkanının katılmasını doğru bulmam. Doğru değil bu, doğru değil. Benim milliyetçilik anlayışım, vatanseverliktir. Bayrağımı seviyorum.” 

*

Daha geçenlerde HDP milletvekilleri, PKK tarafından katledilen gencecik Necmettin öğretmenimizin katilleri için taziye ziyaretine gitmişti.

*

Bakalım HDP’den ilk kim, “Bu CHP’nin diğerlerinden farkı yok” açıklaması yapacak?

*

Belki de “Aman ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza Efendi” tavrı koyarlar. Kim bilir?

ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ’NİN BÜLENT ERSOY ZARAFETİ

BÜLENT Ersoy, kürklerini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlayacaktı.

Dernek bunu kabul etmedi.

Bunun üzerine Bülent Ersoy...

“Mal varlığımı ÇYDD’ye bağışlayacaktım, vazgeçtim” dedi.

*

Bütün bu tartışma içinde arada atlanan bir şey oldu.

ÇYDD’den yapılan Bülent Ersoy açıklamasındaki muhteşem zarafet.

*

O açıklamanın üslubu ve yaklaşımı aşağı yukarı şöyle bir şeydi:

*

“Bülent Ersoy’a teşekkür ederiz. Bizi düşünmüş. Eksik olmasın. Kendisine ulaşmaya çalıştık. Ama ulaşamadık. Ulaşsaydık yaklaşımımızı kendisine izah etme şansı bulacaktık. Bizi anlayışla karşılayacağını düşünüyorduk.”

*

Ben Bülent Ersoy’un yerinde olsam...

Bu zarif yaklaşımın ardından...

ÇYDD yetkilileriyle hemen temasa geçerdim.

BENİM SPOTIFY LİSTEM

SPOTIFY’da geçen yıl neler dinlemişim?

*

Listemi açıklıyorum:

*

Arabayla işe giderken Barış Manço, Cem Karaca, Erkin Koray, MFÖ...

*

Evde tam gaz çalışmaya konsantre olmuşken Chopin...

*

Bir piyanist şantör fırtınası estirirken Ferdi Özbeğen, Ümit Besen.

*

Spor yaparken “Dance Party” adı verilen seçme...

*

“Adamda ne ses vardı yahu” diye düşünürken İbrahim Tatlıses.

*

Yaşar Kemal’i çok özlediğimde “O Yar Gelir” türküsü... Şevval Sam’dan.

*

Dur ben bir krallar geçidi yapayım” dediğimde Neşet Ertaş, Âşık Mahsuni...

*

“Banalitenin de bir cazibesi vardır” dediğimde Esengül, Kibariye...

*

Anadolu’nun renklerine dalayım dediğimde... Kahtalı Miçe, Özay Gönlüm.

*

Ağır takılma havasındayken... Safiye Hanım ve Zeki Bey’den klasikler.

*

Bir başucu grubu olarak... Kardeş Türküler.

*

Eski entel günlere bir selam olarak... Zülfü Livaneli, Yeni Türkü.

*

Türküleri bir başka açıdan dinlemek istediğimde Cem Adrian...