Paylaş
Geçen hafta altı bebek donarak öldü.
*
Gazze’nin unutulmaması ve unutturulmaması gerekiyor.
*
Görüntülerini izledim ve çok etkilendim:
İsveç’te yılbaşı gecesi eğlenceyi bir tarafa bırakan binlerce kişi, ellerinde meşalelerle Filistin’le dayanışma yürüyüşü yapmışlar.
*
İstanbul’daki yürüyüş ise çok daha büyük ve çok daha etkileyiciydi.
*
İsveç’teki yürüyüşe kulp takan olmuş mudur bilmiyorum ama İstanbul’daki yürüyüşe bayağı bir kulp takan oldu.
*
Almışlar bayraklarını, pankartlarını. Düşmüşler yollara. Donarak ölen bebekler aşkına seslerini yükseltmişler. Filistin’in gündeme gelmesini sağlamaya çalışmışlar.
Oturmuşlar, bu insanlara laf saydırıyorlar.
*
Bu yürüyüşten neden rahatsız oluyorsun be birader?
Neden bu yürüyüş üzerinden polemik yapıyorsun? Neden bu yürüyüşten seküler / muhafazakar çelişkisi çıkarmaya çalışıyorsun? Neden bin türlü açık aramakla meşgul oluyorsun? Neden bu yürüyüş senin moralini bozuyor.
*
Hepsini geçtim.
Neden iyi bir insan olmayı denemiyorsun?
SADDAM DA BADEM GÖZLÜ OLMASIN
İdam edilişinin yıldönümünde...
Saddam’ı şehit ilan etmişler.
Övgüler, destansı vurgular, selam durmalar falan.
*
Baas ideolojisinin iki ayağı vardı: Hafız Esad ve Saddam Hüseyin.
Gaddarlık ve zulüm alanında hangisi birinci olur? Karar veremiyorum. Herhalde ikisini birden şampiyon ilan etmek en iyisi.
*
Hafız Esad, Hama’yı tanklarla çevirip binlerce kişiyi katletmişti.
Saddam Hüseyin de Halepçe’de kimyasal gazla eşine az rastlanır bir katliam yaptı.
*
ABD’nin Irak’a yönelik işgaline karşı çıkmak bile Saddam’ı temize çıkarmaz.
Saddam gibi bir zalime de selam durmak, Halepçe’de zehirli gazla öldürülenlere yapılan ağır bir hakarettir.
ANLAMAKTA ZORLANDIĞIM KİŞİLER
- Beyaz Show yeniden başlıyor diye heyecanlananlar.
- Akşama izleyecek dizisi olmadığı halde mutlu olanlar.
- “Gassal” dizisine laf sokmak için kendilerini zorlayanlar.
- “Noel” ve “yılbaşı” üzerinden tartışma yapmaya doyamayanlar.
HADİSE’NİN NARİN ÜZERİNDEN PRİM YAPMA ÇABASI
Yılbaşı gecesi.
Hadise ekranda.
Şarkısını söyleyecek.
Ama önce bir sosyal mesaj.
“Narin’ler ölmesin, şeker de yiyebilsin” falan edebiyatı.
*
Hadise’nin bu yaptığı, tam bir duyar kasma.
Süper samimiyetsiz.
Nereden mi biliyorum?
Şuradan:
Samimi olsa...
Eski sevgiliye fırça atma şarkısı olan “Sıfır Tolerans” isimli şarkısını “Narin’ler için söylüyorum” diye takdim etmezdi.
Nasıl ve neden öldürüldüğü bile belli olmayan minicik bir kız çocuğunun ardından söylenecek şarkı değildir o.
*
Hadise’nin bunu yaparken Narin için milim empati geliştirmediğine hem yemin edebilirim hem de iddiaya girebilirim.
2025’İN KELİMESİ: PARADİGMA
Bu yıl hepimizin dilinde olacak bu kelime.
*
Fikret Başkaya’nın “Paradigmanın İflası” adlı kitabıyla popüler hale gelen bu kelime, epeydir unutulma bahçesine terk edilmişti.
Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği mesajla birlikte yeniden popüler hale gelmeye başladı.
*
2025’in kelimesi şimdiden belli yani.
YAŞANDI BİTTİ SAYGISIZCA
Bitmiş gitmiş siyasal olayların ardından “Yaşandı bitti saygısızca” demeyi çok severim.
*
Burak Kut’un bir şarkısıdır bu.
*
Yılbaşı gecesinin ekranlarından birinde bu şarkıyı üstelik canlı söyledi Burak Kut.
Süper başarılı bir performansla.
Kayıtsız kalamadım.
OSMAN MÜFTÜOĞLU’NUN KİTABI
Osman Müftüoğlu, sadece bedeni değil ruhu da dikkate alan hekimlerimizden.
Ruh sağlığını, beden sağlığından ayırmıyor.
O nedenle onun sağlık tavsiyelerine her zaman sonsuz güvenirim.
*
Hoca’nın “Geç Kalma / Genç Kal” kitabını okumuştum.
Geçen gün baktım Murat Ülker de bu kitaptan yararlanmış.
Osman Hoca’nın insan ömrünü uzatmanın ötesine geçerek uzun ömrün nasıl daha kaliteli olmasına odaklanmasının altını çizmiş.
*
“Uzun yaşamak marifet değil. Marifet uzun ve sağlıklı yaşamak” mottosuna inanıyorsanız...
Osman Hoca’dan ayrılmayın derim.
Paylaş