Böyle demokratik siyaset mi olur
*
HDP, bir tek şey için sokaklara çıkıp yürüyüş yapıyor:
*
Öcalan’ın serbest kalması.
*
Ülkenin onca sorununa gözlerini kapatmışlar.
Gözlerini açtıkları tek bir konu var: Öcalan.
*
Öcalan için yaptıkları eylemlere polis sert müdahale edince de...
“Demokratik siyaset yapmamızı engelliyorlar. Nerede bizim demokratik siyaset yapma hakkımız?” diye ortalığı inletiyorlar.
*
Kendilerine sadece şunu söylemek isterim:
*
Gidin Amerika’ya, Usame Bin Ladin için minnacık bir eylem yapın.
Görün bakın, bakalım demokratik siyasete müdahale nasıl oluyormuş.
BAŞÖRTÜSÜ VE FUTBOL
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, “Çok iyi pas verdi, biz de onu gole çevirdik” demişti ya...
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, buna şöyle cevap vermiş:
*
“Erdoğan’ın ne pastan ne golden ne futboldan haberi var.”
*
Erdoğan’ın dostu da düşmanı da şunu kabul eder sanırım:
*
Erdoğan için her şey söylenebilir ama futbolla ilgili şeylerden haberdar olmadığı söylenemez.
*
En iyisi Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü ve futbol gibi Erdoğan’ın iyi olduğu alanlara destursuz girmemesi sanırım.
SİYASETEN DELİRMEMEK İÇİN YAPILABİLECEKLER
- Her iki tarafın en uçtaki sözcülerine kulakları tıkamalısın.
*
- Sosyal medyadaki lafazanlıkların peşine düşmemelisin.
*
- Bir haberi işittiğin ilk anda mutlaka teyit ettikten sonra yorum yapmalısın.
*
- Önümüzdeki seçimi, kendin için bir hayat memat meselesi haline getirmemelisin.
*
- Karşı görüşten sohbet ettiğin mutlaka bir iki arkadaşın olmalı.
*
- Sürekli siyaset konuşarak enerji çalan tiplerden uzak durmalısın.
*
- Bir muhabbetin en az 40 dakikasını dizilere ve filmlere ayırmalısın.
*
- Havanın, yağmurun, suyun, güneşin tadını çıkarmalısın.
*
- Aşk acısının siyaset acısından çok daha tatlı olduğunu unutmamalısın.
KAFAMDA DELİ SORULAR
- Bütün ödülleri alan bir film, neden en iyi film ödülünü alamaz?
*
- Noel filmlerinin yüzde 80’i neden dandik?
*
- Bazı deprem uzmanları, milleti korkutmaktan zevk alıyor olabilirler mi?
*
- Mehmet Ceyhan Hoca’yı özleyen bir tek ben miyim?
*
- Magazini neden hâlâ Bülent Ersoylar, Ajda Pekkanlar sarsıyor?
CENAZE ARACINDA YAKALANAN UYUŞTURUCU
İSTANBUL Belediyesi’ne ait bir cenaze aracında kilolarla uyuşturucu yakalanmış.
*
İkiye bölünmüş durumda tartışıyoruz:
*
- Bir taraf... Sanki Ekrem İmamoğlu uyuşturucu işinde yakalanmış gibi bir havada.
*
- Bir taraf da... Sanki Belediye’nin zerre miskal sorumluluğu yokmuş gibi bir havada.
*
Neden böyle?
Çünkü araç, belediyenin değilmiş. Belediye tarafından kiralanmış.
*
Konuyla ilgili yapılabilecek en tarafsız analiz şudur:
*
Üzerinde “İstanbul Büyükşehir Belediyesi” yazan aracın sorumluluğu, tabii ki belediyeye aittir. Kiralık da olsa böyledir.
Suçun sorumluluğu ise o aracı kullanan elemanlara aittir. Elemanlar, belediyenin elemanlarıysa belediyenin sorumluluğu artar. Elemanlar, kiralık şirketin elemanlarıysa, belediye sorumluluğu şirketle paylaşır.
Her durumda belediyenin yapması gereken açıklama şudur:
“Üzerinde belediyemizin adının yazdığı bir araç, uyuşturucu kaçırırken yakalanmıştır. Bu korkunç olayla ilgili olarak tüm sorumluların üzerine yasal yollardan gideceğiz.”
*
Keşke iki taraf da olaya böyle baksa, hayat bayram olsa, mesele kalmasa falan.
AY HADİ İNŞALLAH
KÖPRÜ vurmaydı, misillemeydi, nükleer tehditti falan derken...
Ukrayna krizinin en tepe noktasına gelmiş bulunmaktayız.
*
Bundan sonra iniş başlayacaktır diye ummak istiyorum.
*
Bu hafta Astana’da Putin/Erdoğan zirvesi var.
Bu zirveden sonra da Rusya ve Ukrayna’nın İstanbul’da barış masasına oturma olasılığı var.
En azından ben öyle ummak istiyorum.
*
Neyse...
Galiba en iyisi ay hadi inşallah diyerek konuyu kapatmak.
HER ANINI EZBERE BİLDİĞİM BİRKAÇ FİLM
“BABA 1” ve “Baba 2”. Bir not: “Baba 3”e mesafeliyim.
Tabii ki “Fargo”. Mutlaka “Seven”.
En sondaki kötü bölümler dahil tüm James Bond serisi.
Artık gitgide aksiyon komediye göz kırpan Görevimiz Tehlike serisi.
Michael Douglas abimizin “Oyun” filmi.
Daha eskilerden Michael abimizin babasının oynadığı “Spartacus” filmi.
Bir gençlik yadigarı olarak “Geleceğe Dönüş” serisi.
