Bir numaralı Tayyip Erdoğancı oluruz
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan’ın...
-Otoriter yönelimlerine laf ederiz.
-Memlekette kural kaide bırakmamasını konu ederiz.
-Tarafsızlığını bozduğundan söz ederiz.
-Muhaliflerini din düşmanı gibi göstermekten çekinmemesini mesele ederiz.
-Seçim mitingleri yapmasının anayasal açıdan kabul edilemez olduğunu söyleriz.
-Eleştiriye zerre tahammül göstermemesinden yakınırız.
-Saray yapmasını israf olarak tanımlarız.
-Cepheleştirme politikalarına ağırlık vermesine şiddetle itiraz ederiz.
Falan...
Ama sıra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın...
-Yönetme hakkının sorgulanmasına...
-Seçilmiş bir cumhurbaşkanı olmasının sorgulanmasına...
-Mısır’daki gibi bir darbeye maruz kalmasına...
-Necdet Özel’in Sisi gibi davranmasına...
-Elinde silah olan demokrasi güçlerinin Erdoğan’ı devirmeye kalkmasına...
-Çoktan kaldırılmış idam cezasının Erdoğan için söz konusu bile edilmesine...
Falan gelirse...
İşte orada...
Bir numaralı Tayyip Erdoğancı oluruz.
Bu böyle biline.
Maksadınız Mursi’yi kurtarmak olsaydı
MAKSADINIZ Mursi’yi idamdan kurtarmak olsaydı...
-Meydanlarda nutuklar atmak yerine...
-Mursi olayından kendinize mağduriyet fırsatı çıkarmak yerine...
-Olup bitenleri çaresizce izlemek yerine...
Sonuç alıcı bir şeyler yapardınız.
Maksadınız Mursi’yi idamdan kurtarmak olsaydı...
-Hemen uçaklarınıza atlayıp Mısır darbesinin ve Sisi’nin bir numaralı finansörü Suudi Arabistan’a giderdiniz.
-Suudi Kral’a “Derhal Sisi’yi ara... İdam kararını durdursun... Yoksa bizim gibi bir müttefiki kaybedersiniz” derdiniz.
-Suudi Arabistan üzerine sekiz koldan baskı kurup Mısır’ın Sisi’nin idam kararıyla ilgili geri adım atmasını sağlardınız.
Ethem Sancak potpurisi
TÜRKİYE’nin yeni medya patronu Ethem Sancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duyduğu aşkı şöyle anlattı:
“Doğrusu solculuğum döneminde Mevlana ile Şems’in arasındaki aşka anlam veremiyordum. (Tayyip Erdoğan’ı) tanıdıktan sonra gördüm ki böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında oluyormuş.”
Türkiye’nin yeni medya patronu Ethem Sancak, Kayserililer hakkında şunu söyledi:
“Kayserililer para yoksa gitmezler.”
Türkiye’nin yeni medya patronu Ethem Sancak, Konyalılar hakkında şunu söyledi:
“Konyalılar 360 derece dönerler.”
Bu üç açıklamaya dair sorularım var:
-Hangisi Mevlana, hangisi Şems acaba?
-Kayserililer derken asıl hedef Abdullah Gül mü acaba?
-Konyalılar derken asıl hedef Ahmet Davutoğlu mu acaba?
-Konyalıların dönmesinden söz ederken asıl hedef Mevlana mı acaba?
-Dönen bir Mevlana’ya âşık bir Şems... Bu nasıl oluyor acaba?
ADAYLARDAN BİR DEMET
-GÜLGUN FEYMAN: Vatan Partisi’nden aday... Öyle güzel, öyle kusursuz bir Türkçe konuşuyor ki... Ahalimiz kendisini anlayabiliyor mu, emin değilim. Bu arada bir başka efsane spiker Mehpare Çelik’in de Vatan Partisi’ni tercih ettiğini söyleyelim. Bu partide spiker çeken bir şey var galiba.
-FAİK IŞIK: Siz onu “Aziz Yıldırım’ın avukatı” diye biliyorsunuz ama ben onu eskiden tanırım. Bizim eski mahalledendir ama eski mahallenin tipiklerinden değil, atipiklerindendir. Sağlam mavracıdır, kafası farklı çalışır, enterensandır. AK Parti’den aday olmuş... Hayırlı olsun.
-SENA NUR ÇELİK: Ben Kanal 7’deyken Mustafa Çelik, bizim kanalın genel yayın yönetmeni idi... Sevdiğim, saydığım biriydi Mustafa Çelik... Kızı Sena Nur Çelik ise orta mektep talebesiydi, küçücüktü... Bizim Sena Nur, büyümüş... Çok iyi bir eğitim almış. Avukat olmuş... Ve AK Parti’den Antalya milletvekili adayı olmuş... Şaştım kaldım... Kolay gelsin Sena Nur.
-MERAL DANİŞ BEŞTAŞ: Davasına inanmışlığıyla, kendini ifade etme becerisiyle, bir tartışmayı düzgün bir şekilde yürütme çabasıyla... Dikkatimi çeken bir HDP’li idi... Partinin önemli yöneticilerindendi. Adana ikinci sıradan aday oldu... “Niye iki” falan demeden var gücüyle çalışıyor. Ona da kolay gelsin.
-METİN ŞENTÜRK: Durun, hemen gülmeyin... İstanbul İkinci Bölge’den bağımsız aday olması bir şaka değil. Gayet ciddi bir konu... Metin Şentürk engellilerin hayatında değişen pek bir şey olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Ben bir şeyleri değiştirmeye talibim.”
-GONCA AYTAŞ: Erzurum gibi “erkek” ve “ağır muhafazakâr” olarak algılanan bir şehirde CHP, birinci sırayı gencecik bir kadına verdi. Gonca Aytaş, Erzurum’un bir erkek şehri olarak algılanmasına şiddetle karşı... “Burası Kara Fatma’nın, Nene Hatun’un şehri” diyor. Gonca Aytaş’ın, “ağır muhafazakâr” nitelemesine de itirazı var: Hacı amcaların, hacı ninelerin ellerini öpüyorum, kimse beni yadırgamıyor” diyor.
