Bir haftada mı yedi günde mi geçer

Grip olmuş yatıyorum. Öksürüyorum. Aksırıyorum.

Haberin Devamı

Kolumu kaldıramıyorum. Kafam kazan gibi... Şöyle bir etrafı yokladım... Bir de ne göreyim! Herkes “Aynısı bende de var” diyor.
Ben de bizim Osman Müftüoğlu’nun kapısını çaldım... Alabildiğine basitçe sordum...
O da alabildiğine ciddiyetle yanıtladı.

Bir haftada mı yedi günde mi geçer

MEŞHUR tabirle sorarsak: Grip bir haftada mı geçer, yedi günde mi?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Gribi, nezleyi siz kendi kendinize tedavi ediyorsanız bir haftada iyileşirsiniz ama süre araya giren komplikasyonlarla uzayabilir. Tedaviyi doktora emanet ettiğinizde ise yedi günde iyileşirsiniz!

*

Haberin Devamı

Sayın Osman Müftüoğlu! Bu uzmanlar “Salgın var. Önlem alın” derken neyi kastediyorlar Allah aşkına? Ne yapacağız?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Önlemin anlamı şu: Eğer nezleli, gripli biri iseniz lütfen iyileşene kadar ortalıkta öksürüp aksırarak gezmeyiniz. Mümkünse bir maske takınız. Öksürüp aksırırken ağzınızı kapatınız. Etrafınızda bir salgın varsa hasta kişilerden uzak durunuz. Elinizi daha sık yıkayıp hijyenik koşullara dikkat ediniz.

Bir haftada mı yedi günde mi geçer

Gribe yakalananlar hangisini yapmalı?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Ne yazık ki gribin etkili bir ilacı yok. Antiviral ilaçları kullanmak, yan etkileri ve pahalı oluşları nedeniyle gerekli değil. Dinlenmek ve “kendine iyi bakmak” en iyi çare gibi görünüyor.

*

Nezle ile grip arasındaki 7 fark nedir?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Nezlede gripten farklı olarak ateş, boğaz ağrısı, yaygın kas-eklem ağrıları ve olağanüstü bir bitkinlik hali pek olmaz. 38-39 dereceye varan bir ateşiniz varsa, bedeniniz olağanüstü halsiz ve yorgunsa grip olma ihtimaliniz fazladır. Yok, eğer boğaz ağrısı, hapşırık, aksırık, öksürük, burun akıntınız ön plandaysa nezle olduğunuzu söyleyebiliriz.

*

Haberin Devamı

Grip aşısı diye bir aşı var ya... Olalım mı?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Gribe karşı herkesin aşılanması gerekmez. Sadece yaşlı, düşkün, ciddi organ yetmezlikleri olan, bağışıklık sistemi şu veya bu nedenle baskı altında bulunan, yüksek şekeri ayarlanamayan kişilere aşı öneriliyor. Sizin gibi, benim gibi çok fazla ve farklı insanla yüz yüze görüşmek zorunda olan, kalabalık ortamlarda mikrobu kapma ihtimali yüksek olabilen kişilerin de aşılanması düşünülebilir.

*

Serum vasıtasıyla bir dolu ilacı bir anda almak suretiyle toparlanmamız caiz midir?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Gribin serumla tedavisi sadece Türkiye’ye özgü bir durum. Bize has bir buluş... “Gribim” diye hastaneye gittiniz mi, bir serum takmadan sizi göndermiyorlar. Grip nedeniyle genel durumunuz bozulmuşsa, araya ağır bir zatürree, sinüzit gibi durumlar karışmışsa iğnelere, serumlara tabii ki ihtiyaç olabilir.

Haberin Devamı

Bir haftada mı yedi günde mi geçer

Normal grip ile domuz gribi arasındaki fark nedir?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Aradaki fark iki ayrı virüsün genetik yapı farklılığından ibaret. Normal gribin bir anda domuz gribine evrilmesi tabii ki söz konusu değil. Ama domuz gribinin bir süre sonra “bağışıklık kazanmamız” nedeniyle normal bir grip gibi efendi efendi, canımızı çok yakmadan, ağır zatürreelere, sistemik tehlikelere yol açmadan da iyileşmesi mümkün.

*

Zencefiller, naneler, limon kabukları, ballar, hatmi çiçekleri, kebabiyeler falan... Bunların grip önlemede ne kadar etkili?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Tabii ki otla, çöple grip tedavisi olmaz. Olmaz ama bunlardan bir zarar da gelmez. Hepsini soğuk ve karlı kış günlerinin “sosyal ve geleneksel hoşlukları” gibi kabul etmek lazım ama bu arada bu işin ticaretini yapan uyanıklara da paçanızı ve paranızı kaptırmayacaksınız.

*

Haberin Devamı

Bizim Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin duysun diye soruyorum: Grip olmuş bir çalışana kaç gün yatak izni verilir?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Eğer patron veya yöneticiyseniz en fazla bir gün, çalışansanız ortalama üç gün istirahat uygun çözümdür!

Neden ‘Müftüoğlu diyeti’ yok

Bir haftada mı yedi günde mi geçer


DUKAN diyeti mi, Karatay diyeti mi?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
İkisi de ünlü Amerikalı doktor Atkins’in 30 yıl kadar önce ortaya attığı prensiplerin, yani “ATKINS DİYETİ”nin farklı versiyonları. Dukan’ınki Fransız, Karatay Hoca’nınki ise Türk versiyonu...
Neden “Osman Müftüoğlu diyeti” diye bir şey yok ki?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Çünkü Müftüoğlu beslenme uzmanı değil. Beslenme alanında herhangi bir özel eğitimden geçmedi. “Osman Müftüoğlu’nun sağlık tavsiyeleri” diye bir şey var ve “beslenme” de o tavsiyelerin bir parçası. Ayrıca herkes için önerilebilecek fabrikasyon bir diyet (beslenme) modeli de yok. Bu başarılamadığı sürece de “Müftüoğlu diyeti” de olmayacak.

Haberin Devamı

Bedenini değil ruhunu arındır aslanım



Bir haftada mı yedi günde mi geçer

Bazı tipler var... Adına “detoks” denen bir beslenme biçimiyle toksinlerden arınmaya, kilo vermeye falan çalışıyorlar... Bu tiplere “Devam et aslanım” mı dersiniz, “Sakın bulaşma” mı dersiniz?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Bizi toksinlerle hemhal edip zehirleyen (!) süreçler bedensel olmaktan çok ruhsaldır. Bizi halsiz, yorgun düşüren, uykularımızı kaçıran, bedenimizi şişiren, gastritimizi, kolitimizi, reflümüzü arttıran, ishal ya da kabız eden, kaşındıran toksinler maddi olmaktan çok manevi, yapısal olmaktan çok duygusaldır. Zaten bu nedenle de detoks dediğimiz şeyin yüzde 99’u bedensel olmaktan çok ruhsaldır. Geri kalanı sevgili Cem Yılmaz’ın baş ve işaret parmağı arasında yaptığı hareket şeklinde yürütülen “duygusal(!)” işlerdir.

Alkali bilimsel değil


Son günlerde o kadar çok duyuyorum ki... Nedir bu alkali? Hakikaten mühim bir şey mi? Mühim değil mi? Kısacık bir bilgi lütfen.
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Asit gıdalardan kaçınmak, alkali gücü yüksek bir beslenme planı oluşturmak mantık olarak akla daha yakın gelse de arkada bilimsel bir temel kesinlikle yok.

Müftüoğlu’nun ‘Kesinlikle yemeliyiz’ listesi

Bir haftada mı yedi günde mi geçer

-SEBZE şart. Favorilerim ıspanak, lahana, soğan, sarımsak.
-Meyve... Ama aşırıya kaçmamak koşuluyla... Favorilerim nar ve hurma.
-Bakliyat önemli... Favorilerim: Fasulye ve mercimek.
-Kuruyemiş mutlaka... Favorim: Ceviz.
-Süt ürünleri... Hayatın özü... Favorim: Yoğurt.
-Yağ olmazsa olmaz... Öncelik: Zeytinyağı... İkinci: Tereyağı.
-Yumurta... İhmale gelmez.
-Et... Özellikle balık eti...

‘Kesinlikle yememeliyiz’ listesi


-ŞEKER. Özellikle beyaz şeker...
-Tuz. Özellikle rafine tuz...
-Margarin... El sürmeyin.
-Trans yağlar... Yani cipsler, gofretler...
-Beyaz un... Kaçın.
-Nişasta zengini besinler... Uzak durun.
-Alkol... Mesafeli durun.

Vitaminler avuç avuç meselesi

Bir haftada mı yedi günde mi geçer

BİTKİSEL ilaçlar var ya... Sadece bunlara abanarak hastalıktan kurtulma ihtimalimiz yüzde kaç?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Bitkisel ilaçlar müthiş suiistimal ediliyor. Suiistimali yapanlar içinde maalesef doktorlar da var ama çoğu çakma tıpçılar, sosyal üfürükçüler. Hastalıkların çoğunun bitkilerle tedavi edilebileceği doğru ama “ilaç gibi” üretilen, paketlenen ve satılanlardan faydalanmak lazım...
Mazhar Fuat Özkan’ın bir şarkısında şöyle denir: “Vitaminler avuç avuç/Siren sesleri her yerde”... Avuç avuç vitaminler almalı mıyız? Omega-3’ler, balıkyağları falan... Ne dersiniz?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Avuç avuç vitamin almayın ama eksik olan vitamin ve minerallerinizi mutlaka yerine koyun. Özellikle B12 ve D vitamini seviyelerinizi dikkatle izleyin. Omega-3’ten zengin beslenemiyorsanız (yani balık yemiyorsanız) Omega-3 desteklerinden istifade etmeniz faydalı olabilir.

Şok diyetten kaçının

Kiloları olanlar ayda 20 kilo verdirdiklerini vaat eden zayıflama kamplarına gitsinler mi?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Hangi yaşta olursanız olun ayda 4 kilodan fazla verdiğinizde sistemin arızaya geçme ihtimali var. Bu miktar hele hele 7-8 kiloyu geçtiğinde oranızda buranızda kırmızı ışıklar yanmaya başlıyor. Bu nedenle şok diyetlerden ve toplamda ayda 5 kilodan fazla yağa veda etmekten kaçınmak lazım. Bu tehlike özellikle açlık diyetlerinde, sebze suyu diyetlerinde, hele hele bağırsak yıkamalı (!) detoks listelerinde her zaman var.
Bazı diyetisyenler “Akşam 7’den sonra yeme” diyor. Gece 2’de uykuya yatan bir vatandaşımız açısından bu talimat pek zalimce değil mi?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Kronobiyolojimize göre akşam öğünümüzü 7’ye kadar alıp 9-10 civarında yatağa girmemiz lazım ama bugün hayat ritmi değişti. Eğer kilo sorununuz yoksa tabii ki akşama minik bir ara öğünü rahatlıkla yerleştirebilirsiniz.


Ne yani? Trileçe de mi yiyemeyeceğiz?

Bir haftada mı yedi günde mi geçer

ŞEKER için “eroinden bile tehlikeli” deniyor... Gerçekten de öyle mi?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Gerçekten tehlikeli... Burada “miktar” önemli bir konu. Bu tehlikeden kaçınmanın en basit yolu hiç olmazsa ilave şeker kullanımından vazgeçip tatlıları “tadında bırakmayı” bilmek...

*

Bizim gibi tatlı meftunu olanlar ne yapacak?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
“Tatlısız hayat olmaz” fikrine ben de katılıyorum. Biz doktorlar “Tatlıya elinizi sürmeyin” demek yerine “Şu işi ölçülü yapın, damak çatlatacağım derken damar çatlatmayın, ruhumu besleyeceğim derken göbek bağlamayın” desek daha doğru ve etkili olacak. Çünkü ne ben ne siz, baklavadan da, kadayıftan da, sütlaçtan, muhallebiden, kazandibinden de, güllaç veya trileçeden de vazgeçmeyeceğiz. Önemli olan şu üç şeye dikkat etmek: Miktar, miktar, miktar!

Yürüyüş, koşu, yoga, pilates falan


Yoga kilo verdirir mi? Pilates zayıflatır mı?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Yoga kilo verdirmez, kilo almanıza engel olur. Bedenen değil, ruhen hafifletir. Faydalıdır, yapılabilir. Pilates kilo verdirmez, kilo almanıza engel olabilir. Vücuda şekil, eklemlere esneklik kazandırır.

*

Günde kaç adım atmalı?
OSMAN MÜFTÜOĞLU:
Kırklı yaşları geçtiğinizde günde en az 5 bin adım atmanız lazım. Optimumu 7 bin 500 adım. İdeali ise, yani mükemmel olanı 10 bin adım ve üzeri.

*

Adam 40 yaşını geçmiş... Fakat 30’unda falan görünmek istiyor... Bu nedenle koşuyor babam koşuyor... Doğru mu yapıyor?
OSMAN MÜFTÜOĞLU
: Benim prensibim şu: Koşma, yürü! Canın çok çekiyorsa tempolu yürü. İlle de koşmak istiyorsan birkaç dakikalık hızlı koşular yap. Koşmak hem eklemler, özellikle diz eklemleri, hem kalp damar sistemi için daha riskli. Bana göre koşanlar yürüyenlerden daha hızlı yaşlanıyor.

Yazarın Tüm Yazıları