Paylaş
Gören de zannedecek ki...
Bizim memleket...
- İnançlara saygının en üst düzeyde yaşandığı...
- Dillerden balların damladığı...
- “Ermeni” sözcüğünün küfür yerine kullanılmadığı...
- Ateistlerin hor ve hakir görülmediği...
-“Alevilerin kestiği yenmez” açıklamalarının havada uçuşmadığı...
-“Zerdüşt bunlar” denilerek Zerdüştlüğün aşağılanmadığı...
- Patrikhane ve misyoner düşmanlığının zinhar söz konusu olmadığı...
- Ekranda elektrik kesildiğinde sunucunun aklına ilk gelenin “Aha, mum söndü oynuyorlar” cümlesi olmadığı...
- Koca bir şehre “gâvur” sıfatını uygun görenlerin fena halde ayıplandığı...
- Her ideolojiye, her inanca, her değere, her yaşam tarzına karşı had safhada saygı beslendiği...
-“Nefret suçu” diye bir suçun yanına bile yaklaşılamadığı...
Aşırı üsluplu, aşırı kibar, aşırı nazik, aşırı düşünceli, aşırı anlayışlı asude bir bahar memleketidir.
Ve böyle bir memlekette...
Bir tek Fazıl Say’ın düzeysizliği, kabalığı, hakareti, sakilliği kabak gibi ortaya çıkmaktadır.
Mahkeme de bu duruma kayıtsız kalamamıştır.
*
Oysa burası Türkiye değil midir?
Ve burada herkeste yok mudur bir Fazıl Say’lık?
Say say bitmez:
- Burada seçim meydanlarında bir muhalefet lideri, “Biliyorsunuz kendisi Alevi” denilerek yuhalatılmadı mı?
- Burada ateiste vurmak milli spor değil mi?
- Burada milletvekilinin teki, “Fazıl Say bizim değerlerimize hakaret etti” gerekçesine sığınarak Fazıl Say’ın anasına resmen ve alenen küfretmedi mi?
- Burada “Ermeni” sözcüğü hakaret, “Zerdüşt” sözcüğü aşağılama maksatlı kullanılmıyor mu?
- Burada “Nerede yavşak, adi, hırsız, şaklaban varsa hepsi Allahçı” cümlesi karşısında hop oturup hop kalkanlar, “Nerede yavşak, adi, hırsız varsa hepsi Kemalist” cümlesi karşısında kıllarını kıpırdatırlar mı?
- Burada başkası dinini anlatınca “Yetişin komşular misyonerlik yapıyorlar” diye etrafı velveleye verenler, “İyi ama sen de dinini anlatıyorsun” denilince “Benimki tebliğ” diye cevap vermezler mi?
- Burada bırakın başka dinleri, başka mezhepler bile söz konusu olduğunda akla ilk gelen kelime “sapık” kelimesi değil midir?
Velhasıl...
Burada herkes bir parça Fazıl Say değil midir?
*
İşte tam bu sırada gündeme “güm” diye oturur şu soru:
“Madem öyledir, neden kimseye bir şey yapılmıyor da Fazıl Say’a jet hızıyla 10 ay hapis cezası veriliyor?”
Cevap şudur:
Çünkü Fazıl Say’a verilen cezanın maksadı, “İnanca saygıyı sağlamak” ya da “Değerlere hakareti cezalandırmak” değildir.
Maksat...
“İnanca saygıyı sağlamak/Değerlere hakareti cezalandırmak” kisvesi altında yeni statükonun bir yaramazına had bildirmek, öteki yaramazlarına da “Ayağınızı denk alın” mesajı vermektir.
Kanser hastası genç bir kızdan öğrendiğimiz 7 şey
- BİR: Devletli kibrine karşı “Ben dilenci değilim” cümlesini haykırmanın o kadar da zor olmadığını öğretti hepimize...
- İKİ: Her kuşun etinin yenmeyeceğini, bakanların vatandaşlara “Hadi bir oyna” falan demeden önce bin kez düşünmesi gerektiğini öğretti.
- ÜÇ: Bütün yurttaşlarımızın bireysel yırtma peşinde olmadıklarını öğretti bize...
- DÖRT: Bir bakanın yanına sadece ve sadece, “Bana iş bul, bana koltuk çık, bana yardımcı ol” diye gidilmeyeceğini, “Görevini yap, sorunlarımızı çöz” diye gidilebileceğini öğretti.
- BEŞ: Sorunları çözme makamında olan devlet idarecilerinin, avuca para sıkıştırarak durumu kurtaramayacaklarını öğretti bize.
- ALTI: Çözüm talep eden vatandaşın avucuna sıkıştırılan paranın bir aşağılama biçimi olduğunu hatırlattı bize...
- YEDİ: İktidardakilerin 10 yıldır alıştıkları kültür ile bu toprakların kadim kültürü arasındaki devasa farkı öğretti bize...
Müslüm Baba’nın ‘Veda’ türküleri
DİNLEDİM. Hepsini dinledim.
Söylemek istediklerim şunlardır:
- “Baba” öyle bir “Ervah-ı Ezelde” türküsü söylemiş ki tüylerin diken diken olmama ihtimali sıfırdır.
- “Baba” öyle bir “İp Attım Ucu Kaldı” türküsü söylemiş ki o oynak havadan hüzün damıtmamak imkânsız.
- “Baba” öyle bir “Kalenin Dibinde” türküsü söylemiş ki insanın anında hakkın divanına çıkası gelir.
- “Baba” öyle bir “Karadır Kaşların” türküsü söylemiş ki dinleyen herkesi diyar diyar gezdirir.
- “Baba” öyle bir “Beni Yücelerden Seyreden Dilber” türküsü söylemiş ki her şeyi bırakıp dönersin semahı...
İslamcı aydınlar iktidarın gerisinde
AYDIN dediğin kişi...
Yeni şeyler söyler, meydan okur, heyecan yaratır, ütopyalardan söz eder, ufuk açar, vizyon koyar, tartışma başlatır, öneri getirir...
*
Türkiye’deki duruma bir bakalım:
İktidardaki siyasetçiler...
İster beğenelim, ister beğenmeyelim...
Yeni şeyler söylüyorlar, meydan okuyorlar, heyecan yaratıyorlar, ütopyalarından söz ediyorlar, ufuk açıyorlar, vizyon koyuyorlar, tartışma başlatıyorlar, öneri getiriyorlar.
“İslamcı aydınlar” ise...
İktidarın söylediklerini şerh etmekle yetiniyorlar, iktidarın meydan okumalarına eklemleniyorlar, iktidarın yarattığı heyecanla hareket ediyorlar, iktidarın ütopyalarını dillendiriyorlar, iktidarın açtığı ufku kendi ufukları belliyorlar, iktidarın vizyonuna göre ayarlanıyorlar, iktidarın başlattığı tartışmaları sürdürüyorlar, iktidarın önerilerini tekrarlıyorlar.
*
Soruyorum: Tuhaf değil mi?
Bahçeli dönemini inceleyenlere 3 soru
BAHÇELİ’nin hükümet olduğu dönemi incelemeye alacaklarmış... Batık bankalar falan meselesini sorgulayacaklarmış...
*
Bu incelemeyi yapacak olan iktidardakilere soruyorum:
BİR: Devlet Bahçeli, bankaları batırdıysa ve ortada bir soygun var idiyse bugüne kadar neredeydiniz?
İKİ: Sizin bir dönemi incelemeye almanız için, o dönemin kahramanlarından birinin size karşı sert muhalefet yapmaya başlamasını mı beklemeniz gerekiyor?
ÜÇ: Bahçeli sürece bu denli muhalif olmasaydı yine de başlatır mıydınız bu incelemeyi?
Severim ama
- SOĞUĞU severim ama nisan ortasında palto giymek bana bile fazla geldi.
- Karaköy’ü severim ama semtte yeni açılan bazı kafelerdeki burnu büyüklük bana bile fazla geldi.
- Emek Sineması davasına gönül verenlerdenim ama İstanbul Film Festivali Ödül Töreni’nde sahneye her çıkanın Emek Sineması mesajı vermek için kendisini kasması bana bile fazla geldi.
-Turgut Özal’ı severim ama ölüm yıldönümünde bu denli göklere çıkarılması benim için bile fazla...
Biber gazı yerine gül suyu sıkmak
BİTLİS’te polis, “Kutlu Doğum Haftası” nedeniyle TOMA adı verilen panzerlerle halkın üzerine gül suyu sıkmış.
*
Keşke panzerin üzerine şöyle bir afiş assalardı: “Polisin değil miyim? Döverim de, severim de”.
İmza: TC Polisi...
Paylaş