Paylaş
“Ortak akıl varken güçlü liderlik de neymiş” denirdi.
*
Laf aramızda, ben de biraz böyleydim.
Güçlü liderlik, hiç sıcak ve çekici gelmezdi bana.
Hatta liderliğe bile ancak “eşitler arasında birinci” durumu söz konusu olursa tahammül edebilirdim.
*
Dikkat! Dikkat! Bu anlayış, artık dudak bükülen bir anlayış haline geldi. Kimse pas vermiyor bu anlayışa artık.
Güçlü liderlik, zaten yükselen bir trenddi ama özellikle Rusya / Ukrayna savaşı başladığından beri iyiden iyiye baskın eğilim haline geldi.
*
Merkel’i mumla arıyoruz mesela.
Bırakın Merkel’i, Trump’ı bile arar hale geldik.
*
Dünya “Güçlü lider! Güçlü lider!” diye inlerken...
Bizde ortaya çıkan altılı masa pozları, genel eğilime bayağı bir ters kaçıyor gibi.
*
Çünkü altılı masadan sembolik olarak...
“Birimiz tek başımıza güçlü lider profili çıkaramıyoruz. O yüzden altımız bir araya gelerek bir telafi mekanizması oluşturuyoruz” mesajı çıkıyor.
*
Altılı masanın böyle bir zaafı var gibi yani.
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI BELGESELİ İZLERKEN MIRILDANDIKLARIM
- Chamberlain amma da safmış yahu.
*
- Churchill çok cin, çok uyanık, çok kafa herif.
*
- Kibirlenmese ve şımarmasa Hitler, Britanya’yı da halledermiş.
*
- Fransızlar Paris’i ne kadar da kolay teslim etmişler Hitler’e.
*
- Hırsız Göring, savaşın ortasında sanat eseri çalmakla meşgulmüş.
*
- Çok enteresan: Hitler, askerlerini haplıyormuş.
*
- Hitler’i Sovyetler’de durduran general: “General Çamur”.
*
- Hitler’e ta Avusturya’ya girdiğinde “Dur” denmeliymiş.
*
- Tank, tank, tank... Ne çok tank var İkinci Dünya Savaşı’nda.
BATIŞ NE ZAMAN BAŞLAR
RESSAMLAR, siyasetçiler, işinsanları, üst düzey yöneticiler, yazarlar, oyuncular, müzisyenler... Ne zaman batmaya başlarlar?
Cevap veriyorum: Birbirlerini övmeye başlamalarıyla...
*
Nereden mi biliyorum? Şuradan:
Roma İmparatorluğu, Romalı generallerin birbirlerini övmeye başlamasıyla batmıştır.
MÜLTECİ DENİNCE AKLA KİMİN ADI GELİR
BENİM aklıma artık sadece Ümit Özdağ’ın adı geliyor.
*
Ümit Özdağ, partisinin adını...
“Suriyeli Mültecileri Gönderme Partisi” yapsa...
Tam isabet olacak.
GARİP GELDİ GARİP GİDECEK
YAVUZ Ağıralioğlu’nun İYİ Parti’deki macerasıyla ilgili şöyle bir cümlem var:
Yavuz Ağıralioğlu, İYİ Parti’ye...
Garip geldi, garip gidecek galiba.
YAZ YAKLAŞIRKEN DURUMUM ŞUDUR
- Şort denilen giysiyi en son ben giyerim.
*
- Kışlıkları temmuza kadar kaldırmam.
*
- Güneş gözlüğünü yanıma almayı hep unuturum.
*
- 15 Haziran’a kadar hep kazakla çıkarım dışarı.
*
- Güneş, kum, deniz... Uzak durmak için planlar yaparım.
*
- Klima ve kuytular, hayatımın vazgeçilmezi olur.
*
- Tatile gidecek soğuk ve yağışlı yer ararım.
NE MERKEZ KALDI NE SAĞ KALDI
İYİ Parti, fazla milliyetçi görünüyormuş. Oysa merkez sağda boşluk oluşmuş. AK Parti, gitgide daha çok ideolojik parti haline gelmiş. İYİ Parti’nin merkez sağa kayması gerekiyormuş. Bu nedenle Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu’nun etkisizleştirilmesi iyi olmuş.
*
Böyle yorumlar yapanlar var.
*
Bu yorumu yapanlar...
AK Parti ile 20 koca yılın geçtiğini, Türkiye’nin sosyolojisinin epeyce değiştiğini, AK Parti’nin merkez sağı yuttuğunu, artık hiçbir şeyin Mesut Yılmazlı, Tansu Çillerli merkez sağ dönemine benzemediğini, yepyeni bir kutuplaşmanın söz konusu olduğunu...
Fena halde ıskalıyorlar.
*
Kendilerine Abdülhak Hamid’in ünlü “Makber” şiirini şu şekilde okuyarak hüzünlenmelerini tavsiye ederim:
*
“Eyvah! Ne merkez kaldı ne sağ kaldı / Gönlüm dolu ah ü zâr kaldı / 20 yıl önce buradaydı gitti elden / Gitti ebede gelip eskilerden.”
IVIR ZIVIR NOTLARI
- CANAN KARATAY: Korona, bilimsel ve akademik tahtını epey sallamıştı. Korona bitti. Ve Canan Karatay kafayı çıkarmaya başladı. Bakalım kendisi için eski güzel günler söz konusu olacak mı?
*
- İSİM OLARAK ‘KURT’: Kıvanç Tatlıtuğ, oğluna “Kurt” ismini verecekmiş. Umarım bebek Kurt, romancı Kurt Vonnegut’a benzer. Yani onun gibi komik, umutsuz, alaycı, karamsar, sinik kitaplar yazar.
Paylaş