Paylaş
-BİR: “Parlamenter sistem istikrarsızlık üretir” deniliyor ama... An itibariyle memleket yönetiminde tarihte eşi benzeri görülmemiş bir uyum var.
*
-İKİ: “Parlamenter sistem koalisyon getirir” deniliyor ama... Ortada bırakın koalisyonu, koalisyonun ihtimali bile yok.
*
-ÜÇ: “Başkan olsa ve kararları tek başına alsa memleket uçar” deniliyor ama... Zaten fiili olarak bir başkan var ve kararları o alıyor.
*
-DÖRT: “Türkiye’nin yeni bir sisteme ihtiyacı var” deniliyor ama... Bunu diyenler mevcut sistemin arızalarından sonuna kadar yararlanıyorlar ve keyifleri yerinde.
*
-BEŞ: “Güçlü bir parlamento için başkanlık sistemi şart” deniliyor ama... Bunu diyenler parlamentoyu güçsüz kılmaya en fazla katkı verenler.
*
-ALTI: “Başkanlık sistemi iki partili bir sistem getirir” deniyor ama... Bunu diyenler “MHP ve HDP ne olacak? Pır diye uçacak mı” sorusuna cevap vermiyorlar.
*
-YEDİ: “Başkanlık sisteminde denge ve denetim mekanizmaları bugünkünden daha fazla işleyecek” diyorlar ama... 400 milletvekili isteyen kişi denetim istemiyor.
Sezgin Tanrıkulu iyi ki arabulucu olmamış
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, önceki gün yaptığı konuşmada İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ı hedef aldı.
*
Dedi ki:
-Eyyy Baro Başkanı!
-Sen de telefonla görüştün teröristlerle.
-Hangi neticeyi aldın?
-Hani senin sözün çok dinleniyordu ya... Alsaydın ya bir netice.
-Sen tüm avukatları temsil etmiyorsun, bunu bil!
*
Teröristler, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile de görüşmek istemişlerdi.
Tanrıkulu ise değişik gerekçelerle arabulucu olmadı.
*
Sezgin Tanrıkulu’nu kutlamak lazım.
Çok akıllıca bir karar vermiş.
*
Eğer arabulucu olsaydı...
Şöyle bir suçlamaya maruz kalmamasının garantisi yoktu:
-Eyyy CHP’nin Sezgin Tanrıkulu’su!
-Bu teröristler seninle de görüşmek istedi.
-Neden seninle görüşmek istediler? Ne bağlantın var?
-Senin sözünü mü dinleyeceklerdi?
-Sen teröristlerle pazarlık yapan birisin, bunu bil!
Rıdvan Dilmen’in fikri değişti
RIDVAN Dilmen’in “Bir şeyler yapılmaya çalışılıyor ama izin vermiyorlar. Molotofkokteyli atmak serbest olsun istiyorlar” dediğini yazmış, ardından da eklemiştim:
-Rıdvan Dilmen bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuş.
-Meclis’te muhalefette bulunan CHP, MHP ve HDP, asla molotofkokteyli serbest olsun demedi, tam tersine molotof konusunda hükümetin önerisine destek verdi.
*
Rıdvan Dilmen aradı.
Teşekkür etti.
“Haklısınız” dedi.
“Yanlış yapmışım” dedi.
*
Dinlemeye, anlamaya, uzlaşmaya, “Yanılmışım” demeye, “Pardon” demeye, “Yanlışımı düzelttiniz teşekkürler” demeye yanaşılmadığı bir dönemde...
Rıdvan Dilmen’in bu yaptığı az şey değildir.
Teröristler Berkin’i ikinci kez öldürdüler
ÜNLÜ avukat Turgut Kazan, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin alan teröristlere, rehin alma olayı sürerken şu mesajı verdi:
“Ben Turgut Kazan olarak eğer Berkin Elvan dosyasının savcısı olsaydım... Şu anda rehin tuttuğunuz savcı Mehmet Selim Kiraz neyi yapıyorsa, onu yapardım. Ne bir eksik ne bir fazla.”
*
Turgut Kazan gibi Berkin Elvan konusundaki duyarlılığı tartışılmaz bir ismin, bu çok güçlü, çok net ve çok açık kefaletine bile aldırış etmedi teröristler.
Ve Berkin’in katillerini ortaya çıkarmak üzere olan cesur ve vicdanlı Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit ettiler.
*
Komploya inanmam ama ben iyiden iyiye şundan emin olmaya başladım:
Bu teröristlerin gerçek amacı Berkin dosyasının karartılmasını sağlamaktı.
‘Milletçe alkışlıyoruz’, kedi, trafo falan
ALİ Taran’ın CHP için yaptığı ilk reklam filmi ekranlarda dönmeye başladı.
“Milletçe alkışlıyoruz” diye haykırışlar, kedi, trafo falan...
İki ihtimal var ve ortası yok:
-BİR: Ya çok muazzam bir mesaj çıkacak bunun arkasından.
-İKİ: Ya da çok muazzam bir hayal kırıklığı çıkacak.
Çekirdeklerimizi hazırladık, bekliyoruz.
Anlayan varsa beri gelsin
İSTANBUL Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet, AK Parti’den aday olmak için görevinden istifa etti.
Ve fakat...
Savcı Sayan gibi bir şahsın bile bir biçimde yer bulabildiği aday listelerine kıyısından köşesinden girmeyi başaramadı.
*
Sonuçta ne oldu?
Şunlar oldu:
-Türkiye’nin en büyük üniversitesini yönetme hakkını kaybetti.
-Milletvekili olma şansını yitirdi.
-Rektörlük seçiminde birincinin değil de ikincinin atanmasıyla sonuçlanan tepki çeken atamanın gerçekleşmesine katkı sundu.
*
Bunca okumuş bir insanın bu kadar öngörüsüz olabilmesini insan içine sindiremiyor.
Bundan böyle
HİÇBİR AK Parti aday adayı...
-Osmanlı’ya ya da Selçuklu’ya bağlı olduğunu göstermek için sünnet çocuğu kılığına bürünmeyecek.
-Afişinin altına “Referansım Allah’tır” yazmayacak.
-CV’sine “Milli Gençlik Vakfı toplantılarına katıldı” cümlesini eklemeyecek.
*
Çünkü AK Parti yönetimi, bu türden karikatür tiplerin yüzüne bile bakmadı.
Paylaş