Başka türlü bir tehlike

"BUNLAR gelince hepimizin başını zorla kapatacaklar" diyenler...

"Bunlar gelince hepimizi kıtır kıtır kesecekler" diyenler...

"Bunlar gelince kafayı çekemeyeceğiz" diyenler...

"Bunlar gelince hayat tarzımıza müdahale edecekler" diyenler...

"İran olacağız" diye korkanlar...

"Cezayir olacağız" diye korkanlar...

Size haber veriyorum:

Bunlar gelmişlerdir...

Ve korktuklarınızın hiçbiri başınıza gelmemiştir...

Mesela, sabaha kadar dans serbesttir...

Mesela, álemlere akmak serbesttir...

Mesela, türbanı atanların sayısı, türbana bürünenlerin sayısını geçmiştir...

Mesela, "Nevizade" dolup taşmaktadır, ses eden yoktur...

Mesela, "el kesme" falan yürürlüğe girmemiş, yolsuzluk adres değiştirmiştir... Kısacası, düzen devam etmektedir...

Eğer bildiğiniz tek tehlike, "dinsel rejimin ayak sesleri" tehlikesi ise...

Rahat olunuz...

Böyle bir tehlike yoktur...

Ama eğer...

"Tek adam despotizmi" sizin için bir sorun ise...

"Seçilmiş kral"ın dolaylı otoriterliği sizi rahatsız edecek ise...

Farklı seslerin, farklı gerekçelerle susturulması sizin açınızdan pek mühim bir ihlal anlamına geliyor ise...

"Uzun kulakların meşruiyet kazanması" sizin için bir mesele ise...

"Toplumsal barış" diye bir derdiniz var ise...

Afra tafradan zerre kadar hazzetmiyor iseniz...

Biliniz ki:

Kábus yeni başlıyor...

Kısacası diyorum ki:

Kaskatı bir dinci rejim tehlikesi bekliyordunuz...

Hafif dini soslu bir seçilmiş kral buldunuz... Ne diyelim, ahali umduğunu değil, bulduğunu yermiş...

Afiyet olsun...

İmam hatip müdafaası

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Prof. Mehmet Akif Aydın’ı YÖK üyeliğine atamış...

Bazı gazeteler habere, "Abdullah Gül yine bir kafa dengini atadı" diye başlık atmak yerine...

"YÖK’e imam hatipli üye" diye başlık atmayı tercih etmişler... Ne kadar yanlış bir başlık bu...

Kaç defa söyledim...

İmam hatipten her tür adam çıkar...

Bakınız: Bendeniz...

"İmam hatipli" demek, otomatikman "Abdullah Gül’ün kafa dengi" demek değildir...

İmam hatip lisesinde okumuş olmak, bir insanın ömür boyu yanında taşıdığı ya da taşıyacağı değişmez/değiştirilemez bir kimlik değildir...

Yani bu atamalara imam hatip üzerinden eleştiri bina edilmez... Siz eğer bina etmekte ısrar ederseniz...

Abdullah Gül de "düz liseden mezun kafa denkleri"ni seçer, apışıp kalırsınız...

Çarşaflıya CHP dayağı

CHP’nin seçim otobüsüne binen çarşaflı bir kadın hırpalanarak, incitilerek otobüsten atılmış...

Olayın tuhaf tarafları söz konusu:

Mesela, kadın CHP üyesi imiş... Başı açık olarak bilinirmiş... Çarşaf giyerek otobüse binmesine anlam verilememiş... "AKP’liler tarafından yönlendirildi" iddiasında bulunanlar var...

Ama bunların hiçbiri mazeret olamaz...

Sonuçta çarşaflı bir kadına, CHP’nin seçim otobüsünde tahammülsüzlük gösterilmiştir... Ayıp edilmiştir... Çirkinlik yapılmıştır...

Ama bu olay, "çarşaf açılımı"nın doğruluğuna ve güzelliğine halel getirmez...

Sadece ve sadece...

Baykal’ın geliştirdiği kılık kıyafet hoşgörüsünün, en azından bazı partililer tarafından içselleştirilmediğini gösterir, o kadar...

Biraz susup beklesek

MEDYADAN arkadaşlarla muhabbetlerimizin baş konusu "Haberturk" Gazetesi...

Herkes "allame-i matbuat" olmuş, ahkám kesiyor...

Hep de olumsuz ahkámlar...

"Tutmaz" diyenler, "satmaz" diyenler, "olmaz" diyenler gırla...

Demirel’in meşhur bir "saptama"sı vardır:

Garpta ip cambazını "Ha geçti / Ha geçecek" diye izlerlermiş...

Şarkta ise "Ha düştü / Ha düşecek" diye...

Bense "biraz sabır" diyorum...

Bekleyelim... Şans verelim...

"Başarı" dileyelim... Niyetimizi halis kılalım...

"Ha düştü / Ha düşecek" diye değil...

"Ha geçti / Ha geçecek" diye izleyelim...
Yazarın Tüm Yazıları