Başbakan’ın bütün adamları

BİR ara modaydı, “Başbakan’ın bütün adamları” başlıklı liste yapmak. Sonra terk edildi bu alışkanlık.

Haberin Devamı

Ama sanırım bugünlerde yeniden bu türden bir listeye ihtiyaç var.

Çünkü 8 yıllık iktidar döneminin ardından...

Kimin ne olduğu, kimin neye tekabül ettiği, kimin ne kadar önemli olduğu, kimin kalıcı olduğu, kimin hangi işe yaradığı falan çok daha iyi anlaşıldı.

Ben de bu durumdan cesaret alarak, bir “son durum listesi” hazırladım.

Takdim ediyorum:

* * *

-  EN POLEMİKÇİSİ: Partinin ilkelerini polemik yaparak kamu önünde savunma işini, tek başına Tayyip Erdoğan’a bırakmaması nedeniyle Hüseyin Çelik.

-  EN KETUMU: İçişleri Bakanlığı gibi zor bir görevi yürütürken renk vermemesi ve dikkat çekmeye heves etmemesi nedeniyle Beşir Atalay.

-  EN BEKLEYENİ: Ülkeler arasında koştururken, üretirken, anlatırken, atılım yaparken, temas kurarken hep bir şeyleri bekler gibi yapması nedeniyle Ahmet Davutoğlu.

-  EN KARİZMASI: En iyi giyinen o... En iyi kavram üreten o... En iyi tartışan o... En havalı o... En sakınmaz o... Bütün bunlar nedeniyle Ömer Çelik.

-  EN GENCİ: Görüldüğü her yerde “Ne kadar da gençmiş” tepkisine maruz kalması nedeniyle Suat Kılıç.

-  EN ÇALIŞKANI: Elindeki dosyaya yoğunlaşarak sabahlara kadar çalışması ve malzeme bulması nedeniyle Bekir Bozdağ.

-  EN SEMPATİĞİ: En azılı AK Parti karşıtlarıyla tartışırken bile sükûnetini bozmaması ve her daim mağdur olduğu hissini vermesi nedeniyle Burhan Kuzu.

-  EN SOĞUKKANLISI: Müstear isimle yazdığı makalelerde, yandaş kalemlerden bile daha soğukkanlı değerlendirmeler yapması nedeniyle danışman Yalçın Akdoğan.

-  EN BEYAZI: Entellerle, ressamlarla, artistlerle hükümet arasında herhangi bir arıza çıktığında kendisine duyulan büyük ihtiyaç nedeniyle Ertuğrul Günay.

-  EN ÖNGÖRÜLEMEZİ: Bazen liberalin de liberali, bazen İslamcının da İslamcısı olması, yani asla öngörülememesi nedeniyle Bülent Arınç.

-  EN İŞE YARARI: Ne zaman partinin izah etmekte güçlük çektiği bir mesele ortaya çıksa izah işinin kendisine düşmesi nedeniyle Cemil Çiçek.

-  EN SOLCUSU: Sosyalist sol gelenekten gelmesi ve buna mukabil partisine uyum sağlama konusunda sıkıntı çekmemesi nedeniyle Ayşenur Bahçekapılı.

Haberin Devamı

Hiç şaşırmadım

Haberin Devamı

-  Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu’nun, Taraf Gazetesi’ne verdiği Hanefi Avcı’ya destek çıkan söyleşisine hiç şaşırmadım. Çünkü onun vicdanlı bir yazar olduğuna dair her daim inancım var.

-  Hadise adlı şarkıcının Cumhurbaşkanı’nın 29 Ekim Cumhuriyet Resepsiyonu’na davetini, “29 Ekim’de işim var, şunu 30 Ekim’e alamaz mıyız” diye cevap vermesine hiç şaşırmadım. Çünkü onun tam bir “Belçika köylü kurnazı” olduğuna dair elimde sağlam kanıtlarım var.

-  Erbakan’ın Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarına “Sürüden ayrılanı kurt kapar” demesine hiç şaşırmadım... Çünkü Erbakan’ın etrafındakilere “sürü” gözüyle baktığına dair sarsılmaz bir tecrübem var.

-  Bana en çok başörtüsü ya da türban hakkında yazdıklarımdan dolayı tepki mesajı geldiğini görünce hiç şaşırmadım... Çünkü ben memleketimizde çağdaşlığın “özgürlük savunuculuğu” olarak değil “Batılı görüntü” olarak algılandığını bilenlerdenim.

Haberin Devamı

Bunu hak ettiniz Kemal Bey

Sen tutar da “Biraz perçem görülsün” dersen...

Sen tutar da “Baş örtme modelleri” üstüne ahkâm kesersen...

Sen tutar da meseleyi özgürlük meselesi olarak görmediğini hissettirecek şeyler söylersen.

Sen tutar da tam özgürlük yerine ıvır zıvırla uğraşırsan.

Sen tutar da 28 Şubat’ın generalleri gibi kadınlara başlarını nasıl örtmeleri gerektiğini anlatmaya kalkarsan...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da...

Seninle kafa bulur, samimiyetsiz olduğunu ilan eder, “İran modeli sunuyor” der ve sen de böyle ne diyeceğini bilemez hale geliverirsin.

Gül, Foucault’cu olmuş, kimselerin haberi yok

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün ABD gezisini izleyen gazetecilere sesleniyorum:

Siz neyi kaçırdığınızın farkında mısınız Allah aşkına...

Koskoca Cumhurbaşkanımız, Columbia Üniversitesi’nde manifesto niteliğinde İngilizce bir nutuk çekiyor...

Konuşmasında...

Postmodernizmin Ramiz Dayı’sı Derrida gibi demir leblebi bir filozoftan alıntılar yapıyor.

Hayatın her alanındaki iktidarları bize hatırlatan Foucault gibi bir muhtereme göndermeler yapıyor.

Türkiye’de olup bitenleri önüne konan resmi raporlardan değil Twitter’dan öğrendiğini söylüyor.

Ve en sonunda...

Müzikle dünyanın değiştirilebileceğini kanıtlayan Pink Floyd’dan “Hey Sen” adlı şarkının dizelerini okuyor...

Ama... Fakat... Lakin...

Cumhurbaşkanı’nı takip eden anlı şanlı gazetecilerimizin analizlerinde, haberlerinde, izlenimlerinde, bu renkli ve heyecanlandırıcı hususlardan tek satır bile yok.

Memleketin koskoca Cumhurbaşkanı...

Foucault’cu olmuş, Derrida’cı olmuş, Pink Floyd’çu olmuş.

Yetinmemiş olayları ve olguları resmi raporlardan değil Twitter’dan takip ettiğini söylemiş.

Ama bizim gazetecilerden “tık” yok... 

Hadi Zaman atladı, Türkiye atladı, Yeni Şafak atladı, Radikal atladı...

Peki bizim kılı kırk yarmasıyla tanınan, hiçbir detayı atlamamasıyla nam yapan Sedat Ergin’imize ne oldu?

Sanırım artık bendenizin uçaklara alınma vakti geldi de geçiyor bile...

Haberin Devamı

Yapılacaklar listesi

-  İlk fırsatta gişeden bir bilet almak suretiyle “Chicago” adlı müzikale gidilecek.

-  “Gözyaşı Geceleri” adlı etkinliğin devam edip etmediği öğrenilecek.

-  Beyazıt Kütüphanesi arşivinde anlı şanlı bir köşe yazarının, yazarlık hayatının en utanç verici macerası hakkında küçük bir araştırma yapılacak.

-  “Hayatını Seçen Kadın-Hocaların Hocası Nermin Abadan Unat” adlı kitap, ilk fırsatta okunacak.

-  Karaköy Balıkçısı ne durumdadır, bir bakılacak.

-  Sonbaharın ilk ev partisi için hazırlıklara başlanacak.

-  Artık tamamen “Erbakan’ı Sevenler Derneği”nin resmi bülteni olarak çıkmaya başlayan Milli Gazete’nin aboneliği iptal edilecek.

Yazarın Tüm Yazıları