Başbakan Erdoğan’ın Hz. Muhammet savunması

KOPENHAGÖnce olayı anımsayalım:

Bir süre önce Danimarka basınında Hz. Muhammet karikatürleri yayınlanmıştı. Duruma itiraz eden aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı İslam ülkelerinin Danimarka büyükelçieri, Danimarka Başbakanı’na ortak bir mektup yazarak duyulan rahatsızlığı ortaya koymuşlardı.

Mektup yazan İslam ülkeleri büyükelçileri arasında Türkiye’nin Danimarka Büyükelçisi’nin de yer alması, en çok Danimarka Başbakanı Rasmussen’i rahatsız etmişti.

Rasmussen, ‘Türkiye bir yandan Avrupa Birliği’nin değerlerine bağlanmaya çalışıyor, bir yandan da ifade özgürlüğünün kullanılmasından rahatsızlık duyuyor’ diyerek olaya tepki göstermişti.

***

Başbakan Tayyip Erdoğan, Danimarka’da kendisini, gündemdeki yerini koruyan bu tartışmanın ortasında buldu. ‘Avrupa Hareketi’ adlı düşünce kuruluşunda bir konuşma yapan Erdoğan’a dinleyicilerden biri şu soruyu sordu:

‘Sizce hangi kutsal daha önemli: İslam Peygamberi’nin resminin gösterilmesi mi, yoksa Avrupa Birliği’nin kutsal saydığı ifade özgürlüğü mü?’

Erdoğan’ın bu soruya yanıtı net oldu:

‘Kutsallarıma saygı daha önemlidir. Ben kimsenin kutsalına ifade özgürlüğü adına saldırmam. Biz Hz. İsa’ya da, Hz. Musa’ya da inanırız, saygı gösteririz. Herkesin de bizim kutsallarımıza saygı göstermesini bekleriz.’

Erdoğan, bu yaklaşımını ‘dostum’ dediği Rasmussen’e de ileteceğini söyledi.


Korsan soruya

anında yanıt



ERDOĞAN, ‘Avrupa Hareketi’nde yaptığı konuşmada tam da herkesin kutsallara saygı göstermesi gerektiğini anlatırken, dinleyiciler arasında yer alan bir kişi, ‘Peki siz Kürtlere neden saygı göstermiyorsunuz?’ dedi.

Bu ‘korsan soru’ya anında yanıt veren Erdoğan, ‘Biz Kürtlere saygı gösteriyoruz. Kürtlerle herhangi bir sorunumuz yok. Ama biz PKK’ya saygı göstermiyoruz’ dedi.


Orhan Pamuk’un yazdığı

‘eser’ mi yargılanıyor


BAŞBAKAN Erdoğan, NATO Parlamenterler Asamblesi’nin açılışında bir konuşma yaptı. Fazla köşeli olmayan, ortalama bir konuşmaydı bu...

Ancak sıra sorulara gelince ortalık karıştı.

Bir üye, Ermeni sorununu gündeme getirdi.

Bir başka üye ‘Hıristiyan ruhanilerin Ayasofya’da ne zaman ayin yapacağını’, yani Ayasofya’nın ne zaman kiliseye dönüştürüleceğini sordu.

NATO’da sorular bitmiyordu...

Bir üye ise Heybeliada Ruhban Okulu’ndan bahis açtı.

Ve sonunda beklenen soru da geldi:

İngiliz üye Orhan Pamuk hakkında açılan davayı sordu. Bunun Avrupa Birliği’ne girmek isteyen bir ülkeye yakışıp yakışmadığından söz etti.

Ve sıra Erdoğan’a geldi...

Erdoğan, Ermeni meselesinde ‘Arşivleri açtık, incelensin dedik, ama Erivan yanaşmıyor’ dedi.

Ancak ‘Bizim ecdadımız böyle şey yapmaz’ tarzı bir yaklaşımla soykırım iddialarına da açıktan cephe aldı.

Ayasofya sorusuna ise Atina’da harabeye dönen camileri örnek göstererek yanıt verdi.

Heybeliada Ruhban Okulu meselesinin ise siyasileştirildiğini söyledi.

Ve sıra geldi Orhan Pamuk’a...

Başbakan, ‘Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün idolü’ diye tanımladığı Ziya Gökalp’in şiirini okudu diye hapse atıldığını söyledi ve ardından ekledi: ‘O zaman hiçbiriniz benim haklarımı aramadınız?’

Yargının bağımsız olduğunu, hükümetin yargıya karışmadığını da söyleyen Erdoğan, ‘Henüz karar verilmemiştir. Söz konusu eserde bir suç olduğu ortaya çıkmamıştır’ dedi.

Bu cevap akıllara şu soruyu getirdi:

‘Acaba Başbakan, Orhan Pamuk’un yazdığı bir kitap nedeniyle yargılandığını mı düşünüyor, yani bir bilgi yanlışı mı söz konusu, yoksa Pamuk’un bir gazeteye verdiği demeci ‘eser’den mi sayıyor?’
Yazarın Tüm Yazıları