Paylaş
GEÇEN akşam...
CNN Türk’te Tarafsız Bölge...
Konuklardan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, tartışmanın bir bölümünde “PKK terör örgütü değildir” dedi.
*
Bunu söyler söylemez...
-MHP Milletvekili Uygar Aktan’dan en sert karşılığı aldı.
-CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, kendisine şiddetle itiraz etti.
-Gazeteci Nevzat Çiçek, “Bu kadar da olmaz” diyerek isyan etti.
-Hukukçu Rıza Saka, bu yaklaşıma sert biçimde karşı çıktı.
*
Programın moderatörü olarak ben de...
PKK’nın dünyanın “terör örgütü” olarak tanıdığı bir örgüt olduğunun defalarca altını çizdim.
*
Bütün bunlara rağmen...
“CNN Türk’te PKK propagandası yapıldı” diyenler çıktı.
Hepsini Allah’a havale ediyorum.
Sabah’a soruyorum: Doktor bu ne?
CNN Türk’te çok sayıda konuğun katıldığı bir programda...
Program konuklarından biri “PKK terör örgütü değildir” dedi.
Tüm izleyiciler şahittir:
Bu konuğa anında en sert şekilde tepki gösterildi.
Bir değil, iki değil, üç değil, yedi kez itiraz edildi.
*
Buna rağmen...
Sabah gazetesi, CNN Türk’e saldırdı.
Gecenin bir vakti şu başlığı attı Sabah gazetesi:
“CNN Türk’te skandal sözler... Açık açık terör propagandası.”
*
Oysa bakın bu gazetenin bir yazarı, 2013 yılının Ocak ayında neler yazmış?
*
İşte Sabah’ta yayınlanan yazıdan cümleler:
-PKK bir terör örgütü değildir.
-100 kişiyle sınır karakoluna saldıran, ağır makineli tüfekler kullanan, halktan destek alan, 30 bin ölüme rağmen varlığını sürdüren bir örgüte terör örgütü demek, kendini kandırmaktır.
-Dolayısıyla Öcalan’a terörist demek, denize “göl” demek gibi bir şey...
-Bir Kürt ulusalcısı olarak, siyasal amacına ulaşmak için şiddeti kullanan bir politikacıdır Apo...
(Sabah Gazetesi... 16 Ocak 2013... Emre Aköz’ün yazısı.)
Tartışma programına katılan bir konuğun canlı yayında söylediği bir cümleden yola çıkarak “CNN Türk’te terör propagandası” başlığını atan gazete, bundan iki yıl önce sayfalarında “PKK terör örgütü değildir” konulu yazılar yayınlıyordu.
*
Acı gerçek şudur:
CNN Türk’te yapılmasına izin verilmeyen “terör propagandası”, bundan iki yıl önce Sabah gazetesinde yapılmıştı.
Hem de açık açık... Hem de göstere göstere... Hem de izah ede ede... Hem de öttüre öttüre...
*
Kendi terör propagandasını görmeyen Sabah gazetesi, başkalarının yapmadığı terör propagandası üzerinde tepiniyor.
Arsızlık, utanmazlık, riyakârlık bu değilse nedir?
IŞİD, Türkiye’de nasıl adam kafalıyor?
-SÜLEYMANCISI, Nurcusu, Nakşibendisi... Hiçbiri şiddete bulaşmadı.
-MTTB’si, MGV’si... Şiddetten hep uzak durdu.
-Allah razı olsun kendisinden Erbakan Hoca, Milli Görüş damarının hiçbir zaman şiddete bulaşmasına izin vermedi.
-Bazı marjinal radikal İslamcı örgütler dışında İslami hareketin ana gövdesi, hiçbir zaman şiddete başvurmadı.
-Bir “muhafazakâr demokrat” hareket olarak ortaya çıkan AK Parti’nin özellikle ilk 10 yılında şiddetin ş’si bile yoktur.
*
Ve fakat...
Son üç yıl içinde şunlar oldu:
-Suriye’de devrim rüyaları görüldü.
-Suriye muhalefetine adam yollamaya göz yumuldu.
-Cepheleşme politikalarına ağırlık verildi.
-Parti içinde beliren lümpenleşme eğiliminden rahatsızlık duyulmadı.
-“Üç silahım var, yüzlerce mermim” diyen danışmanlar çıktı.
-IŞİD yeterince etkili kınanmadı.
*
Bütün bunların üzerine sosyolojiyi, fakirliği, radikal selefi akımların etkinliğini ve cehaleti ekleyin...
“Nasıl oluyor da IŞİD denilen örgüt, bizim memleketin gençlerinden intihar bombacısı devşirebiliyor” sorusunun yanıtını bulmuş olursunuz.
Vurur yüzüne ifadesi
SOSYAL medyada herkesin dilinde bu ifade var.
Çok imrendim.
Ben de kullanacağım bu kalıbı...
*
Ve işte kullanıyorum:
*
Vurur yüzüne ifadesi...
Palamudun tanesi 20 lira bitanesi...
360 derece
“IŞİD’le aramızda 360 derece fark var” demiş Başbakan Ahmet Davutoğlu.
*
Ben ki geometriden zerre çakmam...
Buna rağmen 360 derecenin sonuçta bir “kavuşma” durumuna işaret ettiğini bilebiliyorum.
*
İlahi Davutoğlu!
İlahi stratejik geometri!
Yayın yasağı
-MEMLEKETTE intihar bombacılarının isimlerini bilmeyen kalmadı gibi.
-Memlekette intihar bombacılarının hangi örgüt adına hareket ettiğini bilmeyen kalmadı gibi.
-Memlekette intihar bombacılarının devlet tarafından bilindiklerini de bilmeyen kalmadı gibi...
Yani parçalar birleştirilecek ve tam da dört dörtlük skandal ortaya çıkacaktı ki...
“Hop” diye geldi “yayın yasağı”.
*
Yayın yasağına gerekçe olarak “soruşturmanın selameti” gösteriliyor.
Aslında...
Gerekçe olarak “Devleti yönetenlerin selameti” gösterilse...
Çok daha uygun kaçacaktı.
Paylaş