Paylaş
Türk Dışişleri “endişe” açıklaması yapmadı mı hâlâ?
“Vandallara biz de karşıyız” diyen eylemciler çıktı mı acaba?
Amerika’nın suçladığı dış güçler arasında Zimbabve’nin olması komik değil mi?
Abdullah Gül, “Evlerinize dönün” açıklaması yapsa... Nasıl olur?
İran ile Çin’in bayağı eğlendiğine bire on bahse girilir mi?
Yağmacılar, Trump’ın oylarını arttırır mı acaba?
Sığınağa saklanmak Trump’ın oylarını azaltır mı acaba?
Bu akşam ‘Missisipi Yanıyor’ adlı filmi izlesem mi?
FETÖ’CÜ KANTER’İN SÜZME SALAKLIĞI
FETÖ’cü Enes Kanter var ya...
ABD’deki gösterilerde en ön safta yer almış.
Süzme salak bu...
Çayının artığını içerek şifa bulacağını zannettiği Haşhaşi başını nasıl bir tehlikeye soktuğunun bile farkında değil.
*
Düşünsenize...
Trump Reis, buna acayip kızacak...
Pensilvanya’dakine “Pılını pırtını topla ve uza” diyecek...
Falan...
*
“Ay hadi inşallah” mı deniyordu bu tür durumlarda?
DÜNYA YIKILSA ONA BİR ŞEY OLMUYOR
JOHNSON’u gördü... Truman’ı gördü... Eisenhower’ı gördü... Kennedy’yi gördü... Ford’u gördü... Carter’ı gördü... Reagan’ı gördü... Baba Bush’u gördü... Clinton’ı gördü... Oğul Bush’u gördü... Obama’yı gördü... Trump’ı gördü...
Ve hâlâ dimdik ayakta...
Küba Devrimi’ni yaşadı... Arap-İsrail savaşlarını yaşadı... Kore Savaşı’nı yaşadı... Vietnam Savaşı’nı yaşadı... Soğuk Savaş’ı yaşadı... Hippi akımını yaşadı... Elvis Presley olayına tanıklık etti... 68 olaylarını yaşadı... Ay’a gidişi gördü... Duvarların yıkılmasını yaşadı... İran Devrimi’ni gördü...
Ve hâlâ dimdik ayakta...
*
En son dünyayı kasıp kavuran COVID-19’dan da at üstünde zaferle çıkınca...
Benim yorumum şu oldu:
*
Bu kraliçe hanım, hepimizi gömer valla...
KORKARIM BİR SÜRE SONRA DOĞRULARINA İNANACAK KİMSE BULAMAYACAKLAR
“RAP’çi Rota, şarkısında geçen Bilal Erdoğan göndermesi nedeniyle gözaltına alındı” dediler.
*
Yalan çıktı.
*
“Barış Çakan isimli genç, Kürtçe müzik dinlediği için öldürüldü” dediler.
*
Yalan çıktı.
*
“Fazilet Durağı’nda organize bir kötülük hareketi yapıldı” dediler.
*
Yalan çıktı.
*
Kendileri açısından çok kötü bir yere doğru gidiyor bu iş.
*
Doğruyu söylediklerinde kimseyi inandıramayacakları bir yere...
‘HEM YAKINIYOR, HEM AK PARTİ DİYOR’ OLAYI
BİR sokak röportajı var gündemde.
Vatandaşın birine mikrofon uzatmışlar.
Vatandaş, hükümetten yakınmış, yakınmış, yakınmış.
“Seçimde hangi partiye oy vereceksin” diye sorulunca da...
“AK Parti’ye” demiş.
*
Videoyu izleyenler, bu vatandaşa ağır hakaretler ediyorlar.
Cehaletinden falan söz ederek...
*
Oysa sorun bu vatandaşta değil.
*
Bir vatandaş, onca yakınmasına rağmen çözümün odağı olarak hâlâ AK Parti’yi görüyorsa...
Diğer alternatiflere zerre güveni yok demektir.
Hangi siyasi görüşten olursanız olun...
Elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin:
Muhalefet partileri, çözüm odağı olduklarına ya da olacaklarına dair güçlü bir işaret veriyorlar mı, vermiyorlar mı?
*
Bu soruya canı gönülden “evet” diyorsanız...
O vatandaşa kızmaya devam edebilirsiniz.
NÂZIM HİKMET FETİH ŞİİRİ YAZMIŞ
İSTANBUL’un fethinin yıldönümünde çok paylaşıldı bir Nâzım Hikmet şiiri.
Meğer Nâzım Hikmet, 18 yaşında bir delikanlıyken...
İstanbul’un fethine övgüler yağdıran bir şiir yazmış.
O kadar ki... Okurken sanki Arif Nihat Asya yazmış diyorsunuz.
*
İşte o şiirden dizeler:
*
“İslam’ın beklediği en şerefli gündür bu/Rum Konstantiniyye’si oldu Türk İstanbul’u/Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi/Türk’ün genç padişahı, bir gök yarılır gibi/Girdi Eğrikapı’dan kır atının üzerinde/Fethetti İstanbul’u sekiz hafta üç günde/O ne mutlu, mübarek kuluymuş Allah’ın/“Belde-i Tayyibe”yi fetheden padişahın/Hak yerine getirdi en büyük niyazını/Kıldı Ayasofya’da ikindi namazını/İşte o günden beri Türk’ün malı İstanbul/Başkasının olursa yıkılmalı İstanbul.”
Paylaş