Paylaş
-Almanya gereksiz paniğe yol açıyor.
-Telaşa ve paniğe gerek yok.
*
Hatta ben bile yetkililerimizin bu serinkanlı açıklamalarından etkilenerek başta Almanlar, bomba goygoyu yapan herkese “yetti ulan yetti” demiştim.
*
Peki ne oldu?
İstiklal Caddesi’nde bir canlı bomba daha patlayıverdi.
Yine ölüler, yine yaralılar, yine öfke, yine kan, yine gözyaşı.
*
Allah’tan Almanlar, “gereksiz” paniğe yol açmışlardı da...
İstiklal’de alışılmış cumartesi kalabalığı yoktu.
Ve bu nedenle daha büyük bir facia yaşanmadı.
*
Yetkililerimiz hiç kusura bakmasın: Benim gözüm artık Alman makamlarından gelecek uyarılarda.
Evlerine kapanan vatandaşlara tavsiyeler
-Almanlar “tamam geçti” diyene kadar evinizde kalın.
*
-Tombala, papazkaçtı, tavla türü geleneksel oyunlara dönün.
*
-Nüfus sayım günü nostaljisini yaşayın, içinizden biri temsili nüfus sayım memuru olsun.
*
-Eve bol miktarda DVD stoklayın.
*
-Alışveriş merkezlerinde “sanal” turlar yapın.
*
-Haberleri izleyip artık geleneksel hale gelen “Sağlık bakanı ölü ve yaralı sayısını açıklıyor” ile “Hükümet sözcüsü istikrarın altını çiziyor” konulu açıklamaları dinleyin.
KARAMAN NOTLARI
Karaman’daki korkunç sapıklığın tüm ayrıntıları
-Karaman’dan Konya Ereğli’ye taşınan bir aile, çocuklarının ruhsal durumundaki olumsuzluklar üzerine bir uzman doktora başvurdu. Psikiyatri uzmanı doktor, yaptığı inceleme sonucunda çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını saptadı.
*
-Mağdur çocuktan cinsel istismarı yapan öğretmenin kimliğini öğrenen uzman doktor, durumu derhal Karaman Başsavcılığı’na intikal ettirdi.
*
- Karaman Başsavcılığı, bu ihbarı değerlendirerek İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görevli öğretmen M.B.’yi gözaltına aldı.
*
- Savcılık ayrıca geniş kapsamlı bir soruşturma yaparak öğretmen M.B.’nin temas kurduğu tüm öğrencilerin ifadesini aldı.
*
-Savcılığın ulaştığı korkunç gerçek şuydu: 10 öğrenci, bu öğretmenin fiili olarak tecavüzüne uğramış ve bu durum raporlarla sabit hali gelmişti.
*
- Öğretmen M.B., savcılıkta verdiği ifadede suçunu itiraf etti.
*
- M.B., sadece ilkokulda sınıf öğretmenliği yapmıyordu. 2013 yılında 5 ay süreyle Ensar Vakfı’nda gönüllü öğretmenlik yaptı, sonra bir anlaşmazlıkla oradan ayrıldı, Karaman İmam-Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’nin bünyesine geçti, orada da bir süre görev yaptı, en sonunda da kendisine ait özel bir etüt evi oluşturdu. Söz konusu evde sekiz öğrenci bulunuyordu.
*
- M.B. ile ilgili dosyada gizlilik kararı var. Bu nedenle M.B.’nin 10 çocuğa yönelik cinsel istismar suçunu tam olarak nerede işlediğine dair kesin bilgiler elimizde yok. Ensar Vakfı, savcılığın “istismar olayı 2014’ten sonra gerçekleşmiştir” açıklamasına dayanarak, “bizde çalıştığı dönemde bu olay olmadı” diyor ama temkini de elden bırakmıyor ve “İşin aslı mahkeme safhasında ortaya çıkacak” diyor.
*
-Ailelerin para karşılığı şikâyetlerinden vazgeçtikleri iddiasına gelince... Böyle bir iddianın bir anlamı yok. Çünkü aileler şikâyetlerinden vazgeçseler bile savcılık, bir kamu davası yürütmekte. Yani şikâyet olsa da, olmasa da dava yürüyecek.
Bu korkunç olaydan çıkardığım 5 sonuç
-BİR: Çocukların emanet edildiği her türlü vakıf, dernek faaliyetleri, çok sıkı bir şekilde denetlenmeli.
*
-İKİ: Önüne gelenin kafasına göre “etüt evi” falan açmasına asla izin verilmemeli.
*
-ÜÇ: Vakfın ya da derneğin “dini faaliyetler” yürütüyor olmasına bakılmamalı.
*
-DÖRT: Dindarlar, bu tür aşağılık olaylar karşısında “aman bizimkiler zarar görmesin” tavrı sergilemekten vazgeçmeli.
*
-BEŞ: “Dindarlar tecavüz, çocuk istismarı konusunda duyarlı değiller” algısına karşı topyekûn bir mücadele başlatılmalı.
ENSAR VAKFI BAŞKANI CENK DİLBEROĞLU
Bundan sonra daha dikkatli olacağız
Karaman’daki korkunç olaydan sizin çıkardığınız dersler yok mu?
CENK DİLBEROĞLU: Tabii ki var. Mesela biz vakıfta görev alacak kişilerden şimdiye kadar sabıka kaydı istemişiz. Bu olayda suçlanan kişi dört kere evlenip boşanmış. Tek başına bu bir şey ifade etmeyebilir ancak kişiye yönelik bir kanaat açısından belki de çok şey ifade edebilir. Bu yüzden artık her türlü görevlendirmede sabıkanın yanında vukuatlı nüfus örneği de isteyeceğiz. Bunun yanında eğitim faaliyetinde bulunacak, yurtlarımızda çalışacak kişilerle daha profesyonel mülakatlar yapacağız. Buralarda sosyal uzman ve psikolog istihdam ederek kişiyi tanıma sürecimizi risk algısı açısından minimize etmeye çalışacağız. Fiziki şartların iyileştirilmesi, birlikte yaşam kurallarının gözden geçirilmesi gibi alacağımız pek çok tedbirler var.
Çorum’da ortaya çıkan taciz olayı
Ensar Vakfı’nın Çorum şubesinde de bir taciz olayı yaşanmıştı. Çorum’daki olay ile Karaman’daki olay bir arada düşünülünce Ensar Vakfı’na “ne oluyor” diye sorulması normal değil mi?
CENK DİLBEROĞLU: Çorum’da 8 yıl önce yaşanmış bir taciz iddiası var. Orada Vakıf Şube Başkanımız suçlamaların muhatabı. O tarihte görevde olan Vakıf Mütevellimiz, iddiaların ortaya çıkmasının hemen ardından şube başkanını görevden almıştır. Konunun yargısal kısmına gelince: Suçlamaların muhatabı olan kişi, kendisine yöneltilen taciz ve tecavüz iddialarının üçünden beraat etti ve Yargıtay bu kararları onadı. Tecavüz ve hamile bırakma iddiaları vardı, fakat müştekinin bir başka beraberliği olduğu ve bebeğin babasının o kişi olduğu ortaya çıktı. Yani hukuken bir aklanma söz konusu. Tek bir dosyanın yargılaması ise devam ediyor ve o da şu an Yargıtay aşamasında. Bu dosyalar ile de Vakfımız üzerinde bir algı çalışması yapıldı. Çamur at izi kalsın misali bu yakıştırmaları temizlemek kolay olmuyor. 8 yıldır bu suçlamayla uğraşıyoruz. Tek bir dosya var ve bu konuda son sözü yargı söyleyecek. Ama üzülerek söylüyorum bu tek dosya da beraat ile sonuçlansa bile kötü niyetli kişiler gerçeği bile bile vakfımız üzerinde algı çalışmalarına devam edecekler.
Paylaş