Ali Ağaoğlu’nu itici yapan 7 faktör

İKİ: “Ben öfkesi bile pahalı bir adamım, oğluma kızıp lüks tekne parçalarım” türü mesajlarla öfkeli ahaliyi çileden çıkarması nedeniyle...

ÜÇ: Son derece basit şeyler düşünmesine rağmen “Beni anlamıyorsunuz” demesi nedeniyle...

DÖRT: Arkası pek kollanmadığı halde arkası kollanıyormuş gibi bir imaj vermesi nedeniyle...

BEŞ: Parayla elde ettiklerinin parayla elde edildiğinin farkında olmaması nedeniyle...

ALTI: Samanı su altından değil su üstünden yürütmek istemesi nedeniyle...

YEDİ: Betonun ormandan daha değerli olduğunu düşünmesi nedeniyle...

Fazıl da konuştu

-  BAŞBAKAN elindeki ipi sallayarak adam asmaca oynarken...

-  Avrupa olup bitenleri şaşkınlıkla izlerken...

-  Milletvekilleri bedenlerini ölüme yatırırken...

-  Cezaevlerinden çıkacak cenazeler memleketi gererken...

-  Asker terörden, terör yoksa kazadan şehit olurken...

-  Suriye sınırı fokurdamaya devam ederken...

-  Cepheleşme inanılmaz boyutlara varmışken...

-  Hükümet biber gazı stoklarıyla övünürken...

Ne yapıyor hükümete karşı bayrak açan cengâver muhalif aydınımız, müzisyenimiz, sanatçımız, tiyatrocumuz?

* * *

Ne yapacak?

-  Serra Yılmaz çıkıp “Başörtüsü görünce öcü görmüş gibi oluyorum” diyor.

-  Müjdat Gezen çıkıp “Çirkin erkekler Atatürk’ü çekemiyor” diyor.

-  Fazıl Say çıkıp “Arabesk dinlemek vatan hainliğidir” diyor.

* * *

Aslında şaşacak bir şey yok.

-  Gözde parlamenteri Şamil Tayyar...

-  Filozofu Nihat Doğan...

-  Ekonomisti Yiğit Bulut...

-  Yaşam ve aile koçu Sibel Üresin...

-  Polis ve asayiş şefi İdris Naim Şahin...

-  Muhalif gazetesi Sözcü...

-  Gizli tanığı Şemdin Sakık...

-  Karikatüristi Salih Memecan...

-  Müteahhidi Ali Ağaoğlu...

Olan bir memleketin muhalif aydınları da böyle olur.

Açlık grevleri bitmesin istiyor

“Bitsin” istese...

“Şantaj yapıyorlar” diyerek açlık grevcilerini “Şantaj falan yapmıyoruz, aha da ölüyoruz” deme noktasına getirmeye çalışır mı?

* * *

“Bitsin” istese...

Açlık grevine başlayan milletvekilleriyle, “Ne güzel, böylece biraz da rejim yapmış olursunuz” diye kafa bulur mu?

“Bitsin” istese...

“Biz anadilde savunma için çıkaracağımız yasayı onlar istediler diye çıkarmıyoruz” demeye gerek duyar mı?

* * *

“Bitsin” istese...

“Garibanlar açlık grevinde/BDP’liler kuzu kebap peşinde” falan diyerek BDP’lileri de açlık grevine başlamaları doğrultusunda teşvik eder mi?

Kadir Abi’ye tek soru

BELEDİYE’ye yeni aldığın otobüslerin rengini bile “Bu mu olsun, şu mu olsun” diye kamuoyu yoklamalarıyla belirlemeye çalışırken...

Taksim Meydanı gibi...

Dünyanın sayılı meydanlarından birinde yapacağın süper radikal ve büyük çaplı bir değişim için...

Hiçbir Allah’ın kuluna hiçbir soru sormadan...

“Ben yapıyorum olacak” diyerek...

Kazma kürek işe giriştin.

Neden? Neden? Neden?

Bir cevap lütfeder misin Kadir Abi?

Zamanı gelecek

-  SİZ o onurlu ve gururlu notaların Serdar Ortaç’tan hesap soracakları günün gelmeyeceğini mi sandınız?

-  Siz o kendi halindeki toplumsal mesajların bir gün olup da Mahsun Kırmızıgül’e “Yeter arkadaş, düş yakamızdan” demeyeceğini mi sandınız?

-  Siz o iki puan almak için çırpınan gariban yarışmacıların Acun’a “Hadi göster numaralarını” diyecekleri günlerin gelmeyeceğini mi sandınız?

-  Siz Mevlana’nın, sözlerini mesaj yapıp sosyal medyada kullanan Elif Şafak ve Gülben Ergen gibilerden hakkını almayacağını mı sandınız?

Allah kimseyi ‘tevilci’ durumuna düşürmesin

BAŞBAKAN Erdoğan öyle kesin, öyle net, öyle ısrarlı, öyle köşeli konuşuyor ki...

Bundan en çok tevilciler çekiyor.

* * *

Tevil konusunda yaşanmış en acıklı olayı anımsayalım:

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Başbakan’ın “ucube” nitelemesini “Başbakan öyle demek istemedi, böyle demek istedi” falan diye tevile kalkınca ne olmuştu?

Başbakan “şak” diye “Ne alakası var kardeşim, ben tam da öyle demek istedim” deyivermiş ve bunun üzerine Bakan Günay da birkaç gün ortalıktan çekilmek zorunda kalmıştı.

* * *

Son tevil çabasının konusu ise “idam”.

Roma’da Avrupalı siyasetçiler sıkıştırmışlar Ahmet Davutoğlu’nu, “Bu idam meselesi ne iş” falan diye.

O da cevap vermiş:

“Başbakan Türkiye için söylemiyor bunları, Norveç için söylüyor.”

Bu cevabın ardından aldı beni bir merak:

Başbakan “Ne Norveç’i kardeşim, Türkiye için söyledim” demesi durumunda Davutoğlu acaba kaç gün ortalıkta gözükmeyecek?

Lütfen sallamayalım Tarhan Erdem Bey

TARHAN Erdem yaşadığımız günlerin sıkıntılarını anlatıp “darbe” uyarısında bulunmuş.

* * *

Tarhan Bey’e söylemek isterim ki:

-  Eski genelkurmay başkanını ve generalleri darbeden yargılayan bir ülkede “Darbe olur” demek, kelimenin tam anlamıyla sallamaktır.

-  Yeni bir sayfa açıldı Türkiye’de... O sayfada darbeye yer yok.

-  Geçmiş dönemlerde darbelerin nasıl geldiğini hatırlatarak, “Yine darbe olabilir” demek, Türkiye’deki değişimi ve dönüşümü fark etmemek anlamına gelir.

-  Olup bitenlerin ardından herhangi bir askeri grubun, herhangi bir gerekçeye dayanarak darbe yapabileceğini düşünmek son beş yıldır Türkiye’de olup bitenlerin farkında olmamak demektir.

-  Böyle bir ortamda “darbe” uyarısı yapmak, sadece istismarcıların istismarına malzeme vermekten başka bir işe yaramaz.