Demek ki bu muhteremlerin asıl derdi, memlekette kardeşlik hukukunun gelişmesi falan değilmiş...
Demek ki "çarşaf / türban", hakikaten de bunlar için bir "rant" kapısıymış...
Öyle olmasaydı...
Sen çarşaflıyı, türbanlıyı adam yerine koyunca sevinirlerdi, mutlu olurlardı... Seni yere göğe koyamazlardı yahu...
Ama bak, bunun yerine, "Aman gitti gidiyor bizim rant" makamından feveran ediyorlar...
* * *
Oturmuşlar, "Baykal türban için eskiden ne diyordu / Şimdi ne diyor" diye çetele çıkarıyorlar...
Sanki...
Kendi ağababaları için böyle çeteleler çıkarılamazmış gibi...
Sanki...
"Tayyip Erdoğan Avrupa Birliği için eskiden Haçlı Kulübü diyordu / Şimdi ise Avrupa Birliği şampiyonu oldu" diye bir cümle kurulamazmış gibi...
Sanki...
"Tayyip Erdoğan eskiden demokrasi için tramvay diyordu / Şimdi ise demokrasi şampiyonluğu yapıyor" denilemezmiş gibi...
Sanki üslup değiştirmek, farklı bir yaklaşım geliştirmek ve değişmek, Allah tarafından bir tek Tayyip Erdoğan’a bahşedilmiş bir meziyetmiş gibi...
* * *
Sakın milim geri adım atma Baykal...
Aynı safları paylaştığın insanların tutuculuklarına da teslim olma...
Sakın Haluk Koç’lara, Yakup Kepenek’lere ya da "Ne yani? CHP çarşaflıların partisi mi olacak?" diye dövünen kılık kıyafet zaptiyelerine aldırış etme...
Onlara kalsa çarşaflıya / türbanlıya, "Yürü! Senin yuvan AKP’dir... Anca gidersin" demen gerekiyor...
Uyma onlara...
Çok sıkıştırırlarsa...
Onlara, "Burada kıyafet balosu yapmıyoruz kardeşim, siyaset yapıyoruz... Oy istediğimiz vatandaşa git kıyafetini düzelt de gel diyemeyiz" şeklinde bir yanıt ver...
Seçim gecesi yaşadığın karabasanı hatırlat onlara... "Gidin başımdan" de...
* * *
Hadi Baykal... Durma, yola devam et...
Tak "Altı Ok"u çarşaflı varoş kadınlarının sinelerine...
Devam et şu heyecan verici devrime...
Devam et ki, AKP’nin türban üzerinden sağladığı "haksız kazanç" artık sona ersin...
Meslek içi dayanışma
İSMAİL KÜÇÜKKAYA - Genç yaşta Akşam gazetesine genel yayın yönetmeni oldu... Kendisini kutluyor, Ankara Temsilciliği görevinde sergilediği dinamik ve dengeli tarzını, yayın yönetmenliğinde de sürdürmesini diliyorum...
SANEM ALTAN - Önce Melih Gökçek ve oğlu Osman Gökçek’le konuştu... Bana malzeme çıkardı... Ardından Nursuna Memecan’la konuştu... Yine bana malzeme çıkardı... Su içer gibi okuduğum Tansu Özkök röportajını saymıyorum bile... Ne diyeyim? Vatan gazetesinde pazar röportajlarıyla göz dolduran Sanem Altan’ı haddim olmayarak takdir duygularımla selamlıyorum...