Paylaş
Cumhurbaşkanlığı seçimi için şu iki şeyi teklif ediyor:
*
- BİR: Biz tek aday olarak girelim seçime.
*
- İKİ: HDP, kendi adayıyla girsin.
*
Peki bu teklifin...
Amacı ne? Planı ne? Şansı ne?
*
Serbest uçuş yapıyorum:
*
- AMACI: HDP’nin ayrı adayla seçime girmesini talep etmenin tek bir nedeni var: Seçim sürecinde HDP kamburundan kurtulmak.
*
- PLANI: Seçimin ikinci tura kalmasını sağlamak ve ikinci turda da HDP oylarının kendi adaylarına yönelmesini beklemek.
*
- ŞANSI: Kâğıt üstünde mantıklı gibi gözüküyor. Ama sahada nasıl bir karşılık bulacağını bilemiyorum. Pratik, her zaman teoriyi aşar çünkü.
MUHARREM İNCE ELEŞTİRİME NE DEDİ?
DÜNKÜ yazımda...
“Muharrem İnce’nin reytingi düştü biraz. İki tarafa da yaranamıyor” falan demiştim ya...
İnce aradı.
*
Dedi ki:
*
- Biz yeni bir partiyiz.
- CHP gibi güçlü bir yapıdan ayrıldık. Yeni örgütleniyoruz.
- Yeni bir yola çıktık.
- Bu duruma rağmen reytingimiz gayet iyi.
- İki tarafın da azılıları var. Bir tarafta yüzde 10, öbür tarafta yüzde 10.
- Ben bunlara yaranmak istemiyorum ki.
- Ben aradaki yüzde 80’e ulaşmak istiyorum.
*
İnce bunları dedi... Ben de “mantıklı gibi” dedim... Ama tabii ki takdir kamuoyunun.
BİONTECH AŞISI DENEYİMİ
- Hastaneye gidiyorsun. Nerede, nasıl aşı olacağın gayet belli. Her şey düşünülmüş. Panolar, oklar falan...
*
- Sorumlu doktor, aşı kaydına imza atıyor. “15 dakika hastanede bekle ve bugün bol su iç” demeyi de ihmal etmiyor.
*
- Hemşire hanımlar, sanki ilk kez aşı olmaya geliniyormuş gibi heyecanlı... İşlerini çok düzgün yapıyorlar.
*
- BioNTech aşısının belli bir soğuklukta tutulması gerekiyor ya... Tüm ekip bunun bilincinde. En titizlenilen husus bu.
*
- Aşı olurken sıfır ağrı. Sivrisinek sokmasından bile daha hafif bir şey... Farkına bile varmayabilirsiniz yani.
*
- Aşı olduktan sonra kolda minnacık bir ağrı... Birkaç gün azalarak sürüyor. Ama kafaya takılacak denli bir şey değil.
BARAN BOZOĞLU’NA BİNLERCE TEŞEKKÜR
MARMARA bitti.
Marmara öldü.
Marmara mahvoldu.
*
Ben artık bu cümleler yerine...
“Marmara için şunlar yapılmalı” cümlelerini duymak istiyorum.
*
Dünkü Hürriyet’te İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu...
Kötü haberi bir kez daha vermek yerine...
Yapılması gerekenleri sıraladı.
*
Dört maddelik bir çözüm planı...
Belki yapılabilecek başka şeyler de vardır.
Belki başka planlar da açıklanabilir.
Ama artık çözüme odaklanmanın vaktidir.
*
Çözüme yönelik ilk gayreti gösterdiği için Baran Bozoğlu’na binlerce teşekkür!
TATİL MERAKLISI DEĞİLİM AMA BENİM DE CANIMA TAK ETTİ
SON günlerde...
- Durup dururken otel fotoğraflarına gözüm kayıyor.
- Önüme gelen deniz görüntülerine dalıyorum.
- Başkalarının karavan maceralarını gıpta ederek dinliyorum.
- Rüyama ormanlar, göller falan giriyor.
*
Ben ki öyle tatil meraklısı bir tip değilimdir.
Tatilin ilk üç gününü desteklerim, sonra canım sıkılır. Gündelik rutinime sımsıkı bağlıyımdır. Bir çantaya iki şort, bir tişört atıp hemencecik tatile çıkamam. Tekne fikri bunaltır beni. Büyük otellerde gerilir, küçük otellerde sıkılırım. Her defasında “İnsanın evi gibisi yok” diyerek evime koşarım.
*
E peki şimdi ne oldu da birdenbire tatil hevesiyle dopdolu oldum?
Kendimi şöyle bir yoklayınca bunun nedenini anladım:
*
Geçen yaz, salgın yazıydı ya...
Ben de herkes gibi bırakın tatili, doğru dürüst sokağa bile çıkamadım. Bütün bir yaz çalıştım. Rutinime acayip sadık kaldım. Kedim Sekter bile beni evde görmekten sıkıldı. Ben de hem evimden hem de kendimden sıkıldım.
*
Sanırım “insanın evi gibisi yok” cümlesini yeniden kurabilmem için benim bir yerlere kaçma vaktim geldi de geçiyor.
Paylaş