BİRİNCİ GÜN- Şişli’de bir apartmanda Mustafa Sarıgül’ü gördüm. Keyifsizdi... Hatta üzüntülüydü. Bir nevi "Tayyip Bey sendromu"... Yüzde 80’i hedefleyip, yüzde 55 ile iktifa etmek zorunda kalınca kahrolmuş Mustafa Bey... Halbuki kendisine yüzde 60 hedef koyan Kadir Topbaş, yüzde 44 ile nasıl da mutlu olabildi...
İKİNCİ GÜN- Bugün tebdili kıyafet yapıp Yenikapı’daki Mercan Restoran’da Ümit Besen dinlemeye gittim... Ümit Besen sağolsun, en ezik tavırlı "Nikáh Masası" şarkısından girdi, en ödeşmeci tavırlı "Islak Mendil" şarkısından çıktı... Benimse aklıma İsmail Türüt’ün bir zamanlar olay olan "Etiler’de yumuşaklar / Tarabya’da bizim uşaklar" vecizesi geldi... "Peki Yenikapı nereye düşer Türüt?" sorusu bir çengel gibi asıldı kaldı zihnimde...
ÜÇÜNCÜ GÜN- Kábus dolu bir gecenin ardından bu sabah kan ter içinde uyandım... Buradan memleketimizin bütün mahir rüya tabircilerine açık çağrıda bulunuyorum: Lütfen söyler misiniz rüyada Melih Gökçek görmek neye delalet eder?
DÖRDÜNCÜ GÜN- Bir arkadaşım aradı... 30 Nisan’da Hilton Oteli’nde Aydın Doğan’ın vereceği "fasıl daveti"ne kendisinin davet edilip edilmeyeceğini sordu... Şöyle bir yanıt verdim kendisine: "Davetliler arasındaki laik / muhafazakár dengesini bozmamakkoşuluyla arzu eden herkes davet edilecek."
BEŞİNCİ GÜN- Bugün bütün gün Şahane Müftüoğlu’nun Yaşar Nuri Öztürk’e attığı "Seni tıraş olurken öpüp, dudaklarımı köpük yapmayı özledim" şeklindeki muhteşem aşk mesajını düşündüm... Sanırım bu mesaja "gelmiş geçmiş en yaratıcı aşk mesajı" payesi vereceğim.
Kazaya ve kadere imanın önemine dair
MUHTEREM müminler... Muhsin Yazıcıoğlu, elim bir helikopter kazası sonucu ebediyete intikal etmiştir. Bu bir takdiri ilahidir... Bu bir kazadır... Kaza ve kadere inanmak ise imanın şartları arasındadır.
Lütfen Fethullah Gülen Hocamız ile Şamil Tayyar kardeşimizin dolduruşuna gelip, saçma sapan komplo teorileriyle olayı daha fazla sulandırmayın...
"Muhsin Başkan, başta Baskın Oran olmak üzere bir grup aydınla bir araya gelecekti... Bunu engellemek isteyen Ergenekoncular suikast yaptı" şeklinde bir yaklaşımın hiçbir karşılığı yoktur.
Yoktur, çünkü başını Baskın Oran’ın çektiği aydınların, Obama ile bir araya gelmelerinden bile bir şey çıkmaz.
Bu nedenle komployu bir tarafa bırakıp, "rahmetli"nin ardından yapılması gerekeni yapın... Yani Fatiha okuyun, hatim indirin, dua edin...
Uydurduğum özlü sözler
BİR: Bir belediye başkan adayının kalitesi, kazanamadığı zaman değil, kazandığı zaman ortaya çıkar...
İKİ: Allah hiç kimseyi, Başbakan’la ilgili attığı manşeti savunamayan bir Erdal Şafak pozisyonuna düşürmesin...
ÜÇ: Bir toplum "Kemal Kılıçdaroğlu’nu küçük görenler" ile "Kemal Kılıçdaroğlu’na gaz verenler" diye ikiye bölünmüşse, o toplumdan hayır gelmez.
DÖRT: Her seçimden sonra Deniz Baykal’a istifa çağrısı yapan gazeteci, dünyanın en sıkıcı adamı olduğunun farkında olmayan adamdır.
BEŞ: Dünyanın en iyi piyano çalan adamı, dünyanın en ifade özürlü adamı çıkabilir.
Aklı karışıklar korosu
EMRE AKÖZ: Salih biraz muhalefete geçince kendisinin de bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyor olabilir...
FEHMİ KORU: Çok yakında "Ahmet Çalık iyi, çevresi kötü" yazılarına başlayabilir...