Paylaş
“Sen gazetenin yayın yönetmenisin. Gazetende yayınlanan haberlerin asıl sorumluluğu sende... Buna rağmen sen niye dışarıdasın, Mehmet Baransu niye içeride?”
*
Ahmet Altan, çok doğru bir tavır koydu bu eleştiri karşısında.
Dedi ki:
“Çoluk çocuğu bırakın... O haberleri ben yayınladım. Benimle hesaplaşın.”
*
Ahmet Davutoğlu’na günlerdir soruyorum:
“Özel Kalem Müdürünüz Gürcan Balık, sizi Cumhurbaşkanı’ndan habersiz Pensilvanya’ya götürmek suçlamasıyla tutuklu... Oysa siz Cumhurbaşkanı’nın konudan haberdar olduğunu söylemiştiniz. Bu durumda Gürcan Balık niye içeride ve siz neden susuyorsunuz?”
*
Ahmet Davutoğlu’dan gık bile çıkmadı, çıkmıyor.
*
Madem öyle... Hükmümü vereyim:
Ahmet Altan, Ahmet Davutoğlu’ndan daha delikanlı çıktı.
*
NOT: Ahmet Altan’a yönelik tüm eleştirilerimin hâlâ geçerli olduğunu belirtmeme bilmem gerek var mı?
ALİ AĞAOĞLU KADAR ZENGİN OLURSAM
ALİ Ağaoğlu’nun helikopteri, Hava Trafik Kontrol Merkezi’ne rapor vermeden kalkmış
Bunun üzerine İstanbul alarma geçmiş.
F-16 uçakları havalanmış falan...
*
Bir gün Ali Ağaoğlu kadar zengin olursam...
Ben de yapacağım bu türden şımarıklıklar.
NEDEN KURUNUN YANINDA YAŞLAR DA YANIYOR?
- BİR tanesi bile delikanlıca çıkıp... “Evet, ben Hizmet Hareketi’nin bir neferiyim” demiyor ya...
- Bir tanesi bile mertçe çıkıp... “Evet, ben Gülen’in emriyle darbeye kalkıştım” demiyor ya...
- Bir tanesi bile yiğitçe çıkıp... “Ben Hocaefendi’nin bir tebessümüne dünyaları veririm” demiyor ya...
- Bir tanesi bile adam gibi çıkıp... “Sızdık ulan sızdık... Var mı diyeceğiniz” demiyor ya...
Kurunun yanında yanan yaşların en temel nedeni işte budur.
ŞEHİT KANIKSAMASI
ŞEHİTLERİN sayısının artmasından çok daha sarsıcı olan şey nedir biliyor musunuz?
- Mesela trafik kazası haberi verir gibi şehit haberi vermektir.
- Mesela bir-iki vah vah deyip geçiştirmektir.
- Mesela şehitlere karşı gitgide daha fazla kayıtsızlaşmaktır.
*
Kısacası...
Şehit sayısının artmasından daha tehlikelidir şehitleri kanıksamak.
ÖZÜR DİLERİM EFKAN BEY
“EFKAN Ala’yı eleştir ama doğru yerden eleştir” dedi bir arkadaşım.
“Neden böyle diyorsun” diye sordum.
Şunları söyledi:
*
- Sen de tıpkı başkaları gibi Efkan Ala’nın “81 ilin emniyet müdüründen 74’ü Fetullahçı” açıklamasını çarpıttın.
- Efkan Ala, o açıklamasında “17-25 Aralık’tan sonra göreve geldiğimde 81 ilin emniyet müdüründen 74’ü Fetullahçıydı. Biz, her türlü itiraza rağmen süratle onları temizledik” dedi.
- Efkan Ala, 17-25 Aralık’tan sonra o temizliği yapmasaydı... 15 Temmuz darbe girişiminde Emniyet’in destansı direnişi söz konusu olmayacaktı.
*
Arkadaşım haklı.
Özür dilerim Efkan Ala.
YİNE FETULLAH, YİNE HUMEYNİ
İLBER Ortaylı Hoca, Fetullah için...
“Belki Humeyni olmak istiyordu” demiş.
*
Ama ardından da çekincesini söylemiş İlber Hoca:
“Humeyni’yi tanıyan, gören, okuyan bir adam olarak açık söyleyeyim: Türkiye’de din âlimleri arasında Humeyni ayarında biri yoktur.”
*
Madem öyle ben de hep söylediğim çekinceyi bir kez daha söyleyeyim:
“Humeyni’nin İran toplumundaki karşılığı ile Fetullah’ın Türkiye toplumundaki karşılığı arasında Everest kadar fark var. Humeyni bir hareketiyle milyonları ayağa kaldırırdı, Fetullah ise kendini yırttığı halde on kişiyi ayağa kaldıramıyor.”
SİNİRLENİNCE TEVAZUYU UNUTAN HAYRETTİN HOCA
MERVE Kavakçı, Hayrettin Karaman’ı “FETÖ’cü olmak” ile suçlamış.
Merve Hanım’ın bu münasebetsizliğine çok sinirlenen Hayrettin Hoca, şöyle demiş:
“Kızım. Sen beni baba bir sor. O sana benim, ‘birinin peşine düşenlerden değil, peşine düşülenlerden olduğumu’ söyleyecektir.”
Kusura bakmayın ama sinirlenince pek kibirli oluyorsunuz Hayrettin Hocam!
Paylaş