Ah Haşim Bey, ah!

DİKKAT! Dikkat!

Yurtdışındaki dindar Türklerin hem faizden kaçmak, hem de Anadolu sermayesine destek çıkmak amacıyla Kombassan Holding’e yatırdıkları paralardan 15 trilyon, CIA ajanı bir kadın tarafından götürülmüş!

Lütfen, başa dönün ve cümleyi yeniden okuyun!

Verilen bilgiyi sindirerek.

***

Yok, hayır!

Sandığınız gibi değil.

‘Müthiş gazetecilik’ filan yapmıyorum.

Yaptığım sadece Kombassan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram’ın, Aksiyon Dergisi’ne yaptığı açıklamayı aynen aktarmaktan ibaret.

Haşim Bayram, Amerika’da kurdukları şirketin başına getirdikleri kadının, şirketin 15 trilyonunu iç ettiğini söylüyor ve ardından da ekliyor: ‘Araştırdık, bu kadın CIA ajanıymış!’

Yani demek istiyor ki, ‘Biz rasyonel çalıştık, hata filan yapmadık; ama Kombassan Holding eliyle Türkiye’yi kalkındırma çabamızın sonuç verdiğini gören dış güçler, CIA ajanı bir kadını içimize soktu ve kadın 15 trilyonumuzu çarptı’.

Ah dış güçler ah! Ah CIA ah!

Ve tabi ah Haşim Bey ah!

***

Kendisini ‘memleketin kalkınması’na adamış Haşim Bayram Bey’in aklından ‘Yahu bizim şirkete sızmak ne de kolaymış’ diye geçmiş midir acaba?

Çünkü karşımızda ‘gizli servisler tarihi’ne geçecek nitelikte kolay ve risksiz bir operasyon var!

Herhalde CIA bile şaşıp kalmıştır bu işe.

Düşünsenize:

Ajanımız, öyle ‘muhasebe servisi’ aşamasına filan takılmadan direkt ‘genel müdür’ olarak işe başlayabiliyor.

Özel olarak görevlendirilen ‘eleman’, bir süre sonra ‘holding’in 15 trilyonunu iç edip kayıplara karışıyor!

Kadın casus, herhalde CIA’nın kurumsal olarak başarılı casuslarına verdiği ‘Mata Hari özel ödülü’nü filan kapmıştır.

İç edilen 15 trilyon ise CIA’nın ‘Kafkaslar operasyonu’nda ya da ‘Salsavador harekátı’nda kullanılmıştır. (Irak demeye dilim varmıyor).

Böylece ‘Paramız faize gitmesin, Kombassan’a yatıralım, hem yüksek kár payını kaparız, hem de Allah’ın rızasını kazanırız’ diye düşünen Avrupa’daki ‘gurbetçi’ Türkler, dolaylı yoldan da olsa, o operasyonlara parasal destek çıkmış oluyorlar!

Ne diyelim?

Hayırlısı olsun!

***

Kim bilir, belki de Haşim Bayram, son günlerde moda olduğu üzere, işin içine CIA filan karıştırarak sorumluluğu ‘antipatik’ bir kuruma yükleme hevesine girmiştir.

Çünkü ‘Sorumlu CIA’ denilince bu topraklarda nasıl bir etkinin ortaya çıkacağını Deniz Baykal bilir de, Haşim Bayram bilmez mi?

***

Aslında sorumlu ister CIA olsun, ister Haşim Bey’in yanlış istihdam politikası, meselenin özü değişmez!

Çünkü faizden kaçan dindarların paralarının ‘CIA ajanı bir kadın’ tarafından iç edilmesiyle, başka türlü götürülmesi arasında hiçbir fark yok.

Önemli olan ‘emin eller’ olduğu düşünülen birilerine, biraz ‘dava şuuru’, biraz da ‘yüksek kár payı’ beklentisiyle emanet edilen paranın başına gelendir.

O dişten, tırnaktan artırılan paranın...

Yoksa, ‘Faizden kaçtım, CIA’ya tutuldum’ tarzında gazetecilik açısından şık ve kışkırtıcı cümleler kurmak, olayı bir espriye kurban etmekten öte bir anlam taşımaz!

Ama böyle yapmamalıyız.

Çünkü olay espriye kurban edilemeyecek kadar ciddidir.
Yazarın Tüm Yazıları