Paylaş
Son günlerin bu en kritik sorusuna cevabımı veriyorum:
* * *
Çözümün ihtimaline bile hasta oluyorum, sonsuz desteğim o ihtimaledir...
İradeyi, arayışı, çabayı destekliyorum...
Yola çıkılış amacını destekliyorum...
Beraberce bir yol bulma teklifini destekliyorum...
“Analar ağlamasın” sözünün büyüsüne kapılıyorum, saflığım bundandır...
“Dağlarında kan akmasın memleketimin” temennisinin sihrine kapılıyorum, şuursuzluğum bundandır...
Umudu destekliyorum...
Uğursuzca şom ağızlılık yapmak yerine şuursuzca umutlu olmak istiyorum.Eski nakaratları tekrarlamak yerine yeni şeyler söylemek istiyorum...
“Dağa çıkma” türküleri söyleyip kahramanlık taslamak yerine, cesaretimi çözümün peşinden koşarak kanıtlamak istiyorum...
Ortada bir metin falan yokken “Desteğim sonsuzdur” dememin gerekçesi bunlardır...
Orucu bozan şeyler
BİR: İslamcı gazeteci ayağına yatıp Cihangir’de bira yuvarlayarak riyakârlık yapmak...
İKİ: Ramazan mübarek günde hasetten çatlayıp fitne fesat çevirmek...
ÜÇ: Başka gazetenin patronuna “Bunlar seni tasfiye edecek / At bunları” diye mektup yazmak...
DÖRT: İhale peşinden koşup “Biraz da biz zengin olalım” demek...
BEŞ: Yüzüne karşı gık bile denilemeyen insanların arkasından bolca gıybet yapmak...
ALTI: Okunduğunda “İslam nefret dinidir” sonucuna vardıran “İslami gazete” çıkarmak...
Beklenen Mehdi hangisi olabilir?
TAYYİP ERDOĞAN: Açılım işini halledip yüzde 50’nin üzerinde oy alırsa kendisi ne yapar bilmem ama yandaşlarının kendisini “Beklenen Mehdi” ilan etme ihtimali hayli yüksektir.
ADNAN OKTAR: Yolunu yapmıştır... Taşları döşemiştir... Bu fikre kamuoyunu alıştırma temrinlerini gerçekleştirmiştir... “Beklenen Mehdi” iddiasıyla yola çıkacak, kendisine ilk inanan da Oktar Babuna olacaktır.
NECMETTİN ERBAKAN: “Hoca’ya sadakat şerefimizdir” diyen Saadet tabanının, “gecikmeli Mehdi” olarak Erbakan Hoca’yı aday çıkarma ihtimalini de küçümsemeyelim...
FETHULLAH GÜLEN: Mehdiliğini ilan ederse takipçi bulmakta hiç zorlanmayacak bir isim... Sanırım bu durumda “Deccal” olma görevi Hikmet Çetinkaya’ya, “dabbetülarz” olma görevi de Ergenekon zanlılarına düşecektir.
Türbanlı popstar
Geçen akşam “Popstar Alaturka” yarışmasının ilk bölümünde “türbanlı popstar adayı”nı görünce gülümsedim.
Çünkü bu çorbada benim de tuzum vardı.
Şöyle ki:
Üç hafta önce Bodrum’da turlarken Osmantan Erkır aradı.
Dedi ki:
“Ahmet Bey, bizim yarışmaya türbanlı bir kız başvurdu... Sesi çok güzel... Elemeleri geçti... Biz yarışmaya katılmasından yanayız... Ama nasıl bir tepki yaratacağını kestiremiyoruz... Siz ne dersiniz?”
Kendimi bir an “sosyolojik müftü” gibi hissettim...
Ve fetvayı verdim: “Caizdir, caizdir... Belki her iki kesimin aşırı uçlarından biraz tepki gelir ama sonuçta orta yoldan giden geniş kitle bu işi yadırgamaz...”
Geçen akşam ekranda türbanlı adayı görünce sevindim tabii...
* * *
Ama asıl sevinci, jüri üyelerinin, yani Bülent Ersoy, Armağan Çağlayan, Gülben Ergen ve Metin Akpınar’ın sergiledikleri demokratik tutum karşısında yaşadım.
Dört jüri üyesi de “türban karşısında sergilenmesi gereken insani tutum”u ortaya koydular ve “Demokratik toplumlarda farklılıklar olacaktır” dediler.
Helal olsun vallahi...
Paylaş