Dalavereci ve üçkâğıtçı bir politikacıyı anlatıyor Zübük.
Dalavere ve üçkâğıtta başat unsur şu: Din.
*
Zübük’ün dini kullanma biçimi şöyle:
*
Zübük açısından aslında dinin bir kıymeti harbiyesi yok. Sadece milleti kandırmak için “inanıyor” görünmekte.
Dini bir hayatı yok Zübük’ün.
Normalde
Bunun üzerine anne Eylem Tok, çocuğunu kaptığı gibi Mısır’a kaçırdı.
*
Bu olaydan hareketle herkes birbirine şu soruyu soruyor:
*
“Senin çocuğunun başına gelseydi sen ne yapardın?”
*
Sohbetlerde, ortamlarda, alemlerde bu soru soruluyor.
Yakında
Öldürülen Oğuz Murat Acı’nın aile fotoğrafına bakıyorum:
Oğuz Murat Acı - Oğlu Pars Ege Acı - Eşi Şükriye Acı
Mutlu bir baba, geleceğe umutla bakan bir anne ve pırıl pırıl masum bir erkek çocuğu.
Katil, işte bu ailenin geleceğini kararttı.
*
Oğlunun arabayla bir insanı ezip öldürdüğünü gören bir annenin yapacağı ilk şey, çocuğunu kaptığı gibi ilk uçakla Mısır’a kaçırmak olabilir mi?
Ve bu vicdansız plan, “
“Erdoğan Hataylılara şantaj yaptı. ‘Sorununuz çok ama sizin bir kusurunuz var: Bana oy vermemek. Benim partime oy vermezseniz mahzun kalırsınız’ diyerek şantaj yaptı.”
*
Eğer Erdoğan, gerçekten de Hatay’da tam olarak böyle demişse gerçeği ifade etmemiş demektir.
Çünkü örnekler, Erdoğan’ı yalanlıyor.
*
Mesela Hatay Defne’deki oy durumuna bakalım:
*
- Grup başkanvekili iken nasılsa öyle.
- Her sözünün didikleneceği bir makamda. Ama o bunun farkında değil.
- Mesajları çok dağınık.
- Durup dururken lüzumsuz konulara giriyor, gaf yapıyor, dili sürçüyor.
- Her konuşmasında apayrı mesajlar vermeye çalışıyor.
- Bir temel metni yok ve tekrardan kaçıyor.
- Keskin bir Erdoğan karşıtlığı dışında yaptığı bir şey yok.
- Üslubu gitgide daha çok hırçınlaşıyor.
İYİ Parti, DEM ve YRP seçmeni ne yapacak? Kendi partilerine sadık kalacaklar mı? Yoksa kendilerine yakın kazanacak adaya yönelecekler mi? Sadakat ne oranda olacak? Yönelme ne oranda olacak?
*
Bu soruların cevabı, tam olarak ortaya çıkmış değil.
*
Ama tarafsız ve objektif bir bakışla şu söylenebilir:
*
Üç partinin seçmeni de belli oranda yönelecektir, üç partinin seçmeni de belli oranda sadakat gösterecektir.
*
“Hadi oradan Şeyh Sait’in torunu” diye vuruyorlardı. “Sana ayrımcılık yapılmıştır ama pozitif ayrımcılık” diye dalga geçiyorlardı. Ne kadar kötü bir oyuncu olduğunu yazıyorlardı. Yılmaz Erdoğan’ın torpili sayesinde bir yerlere geldiğini öne sürüyorlardı.
*
Ne yapmış ne demiş de bu kadar tepki görmüş diye şöyle bir araştırdım.
Şöyle şeyler söylemiş Belçim Bilgin:
*
“Çok karanlık zamanlardan geçtik. Herkes Kürtlerin terörist olduğuna inanıyordu. Ankara’da büyüdüm ve okudum. Kürt olduğum için herkes kötü olduğumu düşünüyordu.”
*
E yalan mı kardeşim?
Bakanlık sürecinin ilk dokuz ayını değerlendirdi. Ali Yerlikaya’yla ilgili izlenimlerimi yazıyorum.
*
Çalışma arkadaşlarını motive etme konusunda bir numara. Başarılarını anlatırken onları ihmal ettiği tek bir an bile olmadı.
*
Millete karşı şefkatli, suç örgütlerine karşı şiddetli. Genel yaklaşımının tüm özeti bu. Tüm vurgularında bu var.
*
Samimiyet de samimiyetsizlik de ekranda çarpan etkisi yaratır. Yerlikaya’dan yansıyan