Onun yaptığı analize göre...
DEM seçmeni, üç ayrı tutum alacak:
*
- BİRİNCİ TUTUM: PKK’nın silahlı mücadeleye devam etmesini isteyenler İmamoğlu’na oy verecek.
*
- İKİNCİ TUTUM: Değişim isteyenler, farklı bir çizgiye geçilmesi gerektiğini düşünenler DEM Parti’ye oy verecek.
*
-
Söyledikleri şunlar:
*
“Elbette her şeyi konuşmaya varız. Ancak kapımız teröristlere de terör örgütünün güdümünde siyasetçilik oynayanlara da kapalıdır. Milletvekili listelerini, belediye başkan adayı listelerini terör örgütünün belirlediği bir parti, parti olmaz. Bu listeleri belirleyecek olan emekleri ve oylarıyla partiyi var eden ve yaşatan parti tabanıdır.”
*
Bu açıklamalardan Erdoğan’ın Kürtlerle ilgili yaklaşımının iki nirengi noktası ortaya çıkmış oldu:
*
- BİR: Kürtlerle konuşmaya sonuna kadar açık.
*
CHP yandaşı bir gazetecinin, Leyla Zana’nın bu sözleriyle ilgili yorumu şu:
*
“İstanbul’da AK Parti’ye destek çıkmayan bir tek Leyla Zana kalmıştı.”
*
Peki ne yapmış Leyla Zana?
- Murat Kurum’a mı destek çıkmış?
- AK Parti’ye mi oy istemiş?
*
Miting yapmamış, esnaf gezmemiş, ilçe ilçe dolaşmamış. Sadece bir etkinliğe katılmış.
*
İmamoğlu’ndan bile daha fazla İmamoğlu taraftarlığı yapan ne kadar gazeteci varsa hepsi aynı şeyi söylüyor:
“Hakan Fidan’a yakışmadı.”
*
Gazeteci olarak sana Ekrem İmamoğlu’nun silahşörlüğünü yapmak yakışacak ama AK Parti hükümetinin bir bakanına AK Parti’nin İstanbul adayına minicik bir destek vermek bile yakışmayacak. Öyle mi?
*
Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’na oy toplamak için gitmedik il ve ilçe bırakmamıştı.
Biraz ışıltısı eksik gibi
TÜRKİYE’nin en az tanıdığı isim.
Bana biraz ışıltısı eksik gibi geliyor.
Tunç Soyer’e göre epey asosyal, fazlasıyla apolitik ve hayli sönük.
Konuşmasını dinledim: İnişleri çıkışları yok. Düz konuşuyor, dümdüz.
Bir esprisi yok.
*
Bir mesaj aldım kendisinden. Serzeniş ve sitem dolu bir mesaj.
*
İçerikten bağımsız olarak önce şunu söylemeliyim:
*
Eleştirinin “düşmanlık” olarak algılandığı şu süreçte... Özgür Özel’in bu modaya uymaması çok hoşuma gitti. Sert eleştiriye karşın diyaloğu sürdürmek, medeni bir tutumdur. Bu yüzden Özgür Özel’e bin teşekkür.
*
Özgür Özel, mesajında “darbe” metaforunu kullandığı konuşmasının öyküsünü anlatmış.
- BİRİNCİ ÇAM: “Gecenin üçünde darbeyi yapan gençler olursa ben o darbeye teslim olurum arkadaş” türü bir şeyler söyledi Özgür Özel. Hadi manasız bir gençlik goygoyu yaptın. Hadi lüzumsuz bir gençlik güzellemesine giriştin. Bunu ne diye “darbe” üzerinden yapıyorsun ki? Darbe demeden gençlere şirinlik yapılamıyor mu? Demokrasiyi içselleştirmiş bir zihinden böyle bir metafor çıkar mı?
*
- İKİNCİ ÇAM: Cumhurbaşkanlığı seçiminin en tatsız hatırası, İmamoğlu ile Yavaş’ın seçim gecesi milletin huzuruna çıkıp “Aramızda kalsın, kazandık” falan demeleriydi. CHP Lideri Özgür Özel, unutulması gereken bu tatsız hatırayı herkesin aklına getirecek bir iş yaptı. Katıldığı bir mitingde “Aramızda kalsın. Sakın söylemeyin. Anketlerde öndeyiz ha! Çok iyiyiz” dedi.
MACRON’UN BOKS FOTOĞRAFINA DAİR
- Putin’in fotoğrafa bakıp “Tutmayın küçük enişteyi” demesi kaçınılmaz.
*
- İkinci Napolyon olacaktı, ikinci Zelenski oldu.
*
“Benim adaylığım sayesinde Hatay’ı AK Parti kazanacak. Madem öyle... Atsınlar bana üç beş milyon dolar.”
*
Gökhan Zan, bu ahlaksız arzusunu kendi dar çevresinde fısıldamaya başlayınca...
Gökhan Zan’ın işinin bitmesini en çok kimler istiyorlarsa onlar harekete geçiyorlar.
Hemen bir aracı bulup kumpası kurduruyorlar.
*
Kumpasın temel amacı şu: