Paylaş
Afyonları henüz patlamamış taraftarların, bırakın siyasi slogan atmayı, “Bu maçı alacaz” falan diye fısıldamaları bile mümkün olamayacaktır.
-İKİ: Melih Gökçek tüm statlardaki bilet satışından tek yetkili genel müdür olarak belirlensin. Memleketin tüm statlarından “Beceriksiz Kemal/CHP kapatılsın” sloganlarının yükselmesi kaçınılmaz olacaktır ki bu sloganlar da sanırım “siyasi slogan” kapsamında değerlendirilemez.
-ÜÇ: “Sakıncalı sloganlar” listesi, polis tarafından stat kapılarında dağıtılsın...
Listeye her hafta yeni eklemeler yapılsın. Böylece taraftarların yaratıcı zekâyla bulabilecekleri yeni sloganlara karşı da
önlem alınmış olur.
-DÖRT: Statlarda tribün bölümleri, seyircilerin yüzlerine çevrilmiş küçük kameralarla donatılsın. Görüntüler Ankara’da kurulacak olan “statlarda atılacak siyasi sloganları izleme ve takip merkezi”nde hazır bekleyen “dudak okuma uzmanları” tarafından dikkatle izlensin. Siyasi slogan atanlar bu yolla saptanıp kıskıvrak yakalansın.
-BEŞ: Statlar için uygun görülecek legal promil oranları önceden ilan edilsin. Ardından da Yıldırım Demirören başkanlığında bir heyet tarafından stat kapılarında “üfletmeli alkol muayenesi” yapılsın.
-ALTI: Her statta “sakıncalı slogan atanlara karşı slogan atanlar timi” oluşturulsun. Sakıncalı sloganlar atılmaya başlandığında “tim” başlasın haykırmaya: “Suç işliyorsun bak/Bu sloganı atmak yasak”.
-YEDİ: Sadece siyasi sloganlara karşı önlem alınmakla yetinilmesin. “Beş parmakla tüm yüzü kapatmak” ya da “elle T işareti yapmak” gibi son derece tartışmalı pozisyonlar da yasak kapsamına alınsın.
-SEKİZ: Hükümet her takıma kadrolu amigolar atasın... Şafak Sezer, Doğuş, İsmail Türüt gibi kardeşlerimizden bu açıdan yararlanılsın.
-DOKUZ: İktidara yakın siyaset bilimciler laikliğin tanımını “futbol ayrı/siyaset ayrı” olarak değiştirsinler. Camilerde bu konuda hutbe okutulsun.
-ON: Alınan tüm önlemlere karşın hâlâ siyasi slogan
atmaya kalkan olursa AK Partili Mehmet Ali Şahin, “Statlarda siyasi slogan atmak müebbetlik suç kapsamındadır” açıklaması yaparak taraftarın üzerine korku salsın.
Kendisine kulak yapılabilen başkan
BİR Amerikan üniversitesinin kadın basketbol takımıyla hatıra fotoğrafı çektiriyor Başkan Obama...
Fakat o da ne?
Arkadaki matrak kızlardan biri, Amerikan Başkanı’nın kafasının arkasından kulak yapıyor.
*
Fakat o da ne?
-“Bu ne cüret” diyen yok.
-“Koskoca başkana yapılır mı bu?” diyen yok.
-“Resmen terbiyesizlik” diyen yok.
-Bunu yapan oyuncuya “Sen şu andan itibaren takımdan ayrı düz
koşu yapıyorsun ve
bunu sonsuza kadar sürdürüyorsun” diyen yok.
-“Başkanımıza kulak yapan eller kırılır” diyen yok.
*
Ne iş yahu, ne iş?
Can Dündar neden kovuldu?
KOVULMUŞ.
Göndermişler gazeteden.
Ne yaptı da gönderdiler Can Dündar’ı?
*
Gerçekten ne yaptı Can Dündar?
Sağa sola ağza alınmayacak hakaretler mi yağdırdı?
Toplumsal barışı mı zedeledi?
Evrensel yayın ilkelerine aykırı mı davrandı?
Birilerine lakap mı taktı?
Tarafgirlik mi yaptı?
Barış sürecini mi dinamitledi?
Yazılarında nefret mi saçtı?
Cana mı kıydı?
Mala mı el uzattı?
Kutsalı mı aşağıladı?
Nefret suçu mu işledi?
Ne yaptı?
*
Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından biridir Can Dündar...
Ona yol verenlere soruyorum:
Ne yaptı Can Dündar?
Suçu neydi? Tane tane olmasa da bir biçimde açıklar mısınız lütfen.
Yüzde 10’un anlamı
-YÜZDE 10’luk seçim barajını savunmak demek, milli iradenin eksiksiz tecellisini dikkate almamak demektir.
-Yüzde 10’luk seçim barajını savunmak demek, sandığa karşı yüzde 10’luk saygısızlık yapmak demektir.
-Yüzde 10’luk seçim barajını savunmak demek, 12 Eylül’ün getirdiği bir uygulamaya sahip çıkmak demektir.
Miyasoğlu’na rahmet
“MUSTAFA Miyasoğlu vefat etti” haberini alınca...
Aklıma ilk gelen onun “Dönemeç” adlı romanı oldu.
Yıllar önce okumuştum “Dönemeç”i...
Etkilemişti beni.
“Kaybolmuş Günler” adlı romanını da okumuş, pek beğenmiştim.
Romancılığını sürdürmedi ne
yazık ki...
Necip Fazıl’ı sevdi, önemsedi ve onun hem edebiyat alanında, hem de düşünce alanında yolunun sürdürücüsü oldu, bunu tercih etti.
Oysa özgün eserler verecek yetenekte biriydi.
*
Miyasoğlu’yla tanışıklığım da var:
Halim selim kişiliği, yumuşak tabiatı, yardımseverliği, diyaloğa açıklığıyla beni etkilemiş isimlerdendir.
Allah rahmet etsin, mekânı cennet olsun.
Paylaş