Hayatı ses ve söz

Bu haftaki konuğum da bir müzisyen. Ama o, Mozart’ın aksine duygularını şiirle de anlatabiliyor. Çünkü aynı zamanda bir şair! O, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası (İZDSO) viyolonsel sanatçısı Hakan Cem... Aynı kurumda 10 yıl süreyle çeşitli idari kademelerde de görev yapan Cem, hayatını ses ve söz üzerine kurmuş gönül dostu bir insan. İZDSO’nun müdürlüğünü yürüttüğü dönemde ‘Çocuklarla Senfoni’ ve ‘Müzik Atölyesi’ ile klasik müziğin on binlerce çocuğa ulaşmasına öncülük etmiş bir sanatçı. İşi müzik ama edebiyata da aşık! Sıkı bir yazar. Yayımlanmış 4 kitabı var. ‘Ölüler İçin Kılavuz’ adlı son eseriyle Kuşadası Eğitim ve Geliştirme Vakfı’nın (KEGEV) M. Sunullah Arısoy 2014 Ödülü’ne layık görülen bir şair. Aynı zamanda Pen Yazarlar Derneği Üyesi. Çalışkan, titiz, disiplinli biri. Eşine ve çocuklarına düşkün örnek bir aile reisi. Aynı zamanda evinden çiçeği hiç eksik etmeyecek, her evlilik yıldönümünde tüm aileyi alıp stüdyoya gidip mutlaka fotoğraf çektirecek kadar naif ve ince ruhlu. Dahası mı? O halde keyifli okumalar...

KARİYER

Hayalim hukukçu olmaktı

· Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezunuyum. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası viyolonsel sanatçısı olmanın yanı sıra aynı kurumda 10 yıl süreyle çeşitli idari kademelerde de görev aldım. Yönetim kurulu üyeliği, müdür yardımcılığı ve müdürlük yaptım. Küçükken Devlet Tiyatrosu’nda çocuk sanatçıydım. Radyoda ‘Çocuk Saati’ ve büyüklerin ‘Arkası Yarın’ programlarının çekimlerinde rol aldım. Hayalim ise hukukçu olmaktı.

BESLENME

Deniz ürünlerini tek geçerim

· Yıllardır hafta içi diyet ekmek, peynir ve çaydan oluşan kahvaltım var. Hafta sonları sofram biraz daha genişler. Çengelköy badem salatalığı çok severim. Öğlenleri genelde dışarıda ve hafif geçirmeye çalışırım. Akşamları günün yorgunluğunun güzel bir yemekle atılabildiğini düşünürüm. Et ve minik minik tatların yer aldığı bir masaya ‘Hayır’ demem. Deniz ürünlerini tek geçerim. Pırasayı hiç sevmem. Mutfakta beyaz ve kırmızı etlerin şefliğini yapmak güzel. Deniz ürünlerim meşhurdur.

GÜNE BAŞLANGIÇ

İş programına göre değişir

· Eğer ertesi gün provam varsa en geç 23:00 gibi yatarım, yoksa geç saatlere kadar oturabilirim. Kalkışım ise yine ertesi günün yoğunluğuna göre değişir.
Evden çıkışım saat 07.30. Prova yerim olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ne vapurla geçiyorum. Orkestra arkadaşlarımla Körfez’de vapur sohbetleri, şakalaşmalar bizi huzurlu provaya hazırlar.

MEKAN

‘Salaş’a da ‘Hayır’ demem

· Şehrin nabzının attığı mekanlar tercihim. Ancak, ‘salaş’ diye ifade edilen yerlere de giderim. Zira lezzet beni orada bekliyor olabilir. İzmir’de Deniz Restoran, Altın Balık, La Cigale, Filos, Ayvalık Balıkçısı en sevdiğim yerler arasında geliyor. Bir mekanda    en çok ferahlık, manzara ve güleryüzlü hizmet ararım. 

OTOMOBİL

Favori rengim gümüş

· İlk arabam gümüş bir Peugeot 504’tü. Şimdi yine aynı renkte 2010 model Hyundai İ30 CRW kullanıyorum. Bir otomobilden beklentim güven ve konfor.   36 yıldır ehliyetim var. Bugüne kadar tek kaza yaptım. O da hafif hasarlı.

TATİL

Enstrümanın tatili olmaz

· Senfoni orkestralarında tatile sezon sonunda yani öğretmenler gibi haziranda çıkılır. Ancak bu süreçte yurtiçi ya da dışı gerçekleşebilecek konser turnelerine de çağrılmak üzere hazırlıklı olmalısınız. Biz sanatçılarınki bilinen devlet kurumları tatiline pek benzemez. Eğitimini aldığınız enstrümanın tatili olmaz. Siz günlük egzersizlerinizden uzaklaşırsanız o enstrüman da sizden uzaklaşır, yabancılaşır. Deniz ve kumun yanında her gün mutlaka viyolonsel, keman ya da piyano, ne çalıyorsanız onu da çalmaya devam. İzmir’de gözbebeğim, iç huzurum Eski Foça. Yurtdışında ise tarihi doku beni hep heyecanlandırır. Tatil benim için dinlenme, yenilenme, bilgilenme, üretme anlamına geliyor.

HOBİ

Yayımlanmış 4 kitabım var

· Müzikten sonraki en büyük ilgi alanım edebiyat. Hem okurum, hem de yazarım. Yayımlanmış 4 kitabım var. İlki ‘Susmanın Ötesi’. Garip akımına da nefes veren etkilerden biri olan 500 yıllık bir Japon şiir geleneği ‘Haiku’ tadında. İkincisi ‘Öpücük Damlası’ adını taşıyor. Üçüncü kitap ‘Çınarın Gururu Gölgesidir’. Büyüklere masallar anlatan felsefi metinler. Dördüncüsü ise Kegev Vakfı’nın gelenekselleştirdiği M. Sunullah Arısoy 2014 Ödülü’nü alan şiir kitabı ‘Ölüler İçin Kılavuz’. Bunların yanı sıra birçok edebiyat dergisinde yazılarım yer alıyor. Aynı zamanda Pen Yazarlar Derneği’ne üyeyim. Doğal olarak müzikle aram çok iyi. Halen İzmir Devlet Senfoni Orkestrası bünyesinde viyolonsel sanatçısı olarak mesleğimi sürdürüyorum. Çok sesli müzik mesleğimse de nitelikli ve yapısal dokusu güçlü tüm müzikler kulağın olmazsa olmazıdır. Bir de yıldönümü fotoğraf çekimimiz var. Hobi sayılmaz belki ama bizim için önemli bir alışkanlık. Öyle ki, dostlarımızın da her yıl merakla beklediği bir alışkanlık. Her evlilik yıldönümü stüdyoya gider mutlaka fotoğraf çektiririz. İlk başlarda yalnızdık, sonra çocuklarımızla çoğaldık. Eşim bunları koca bir albümde topluyor. Yılların izlerini fotoğraf karelerinden izlemek çok keyifli oluyor. Herkese, özellikle yeni evlilere de tavsiye ediyoruz. 

SPOR

1500’de 3 yıl en iyiydim
· Her sabah yürüyüş yaparım. Ortaokul yıllarında 1500 metre yarışçısıydım. 3 yıl üst üste 4.24’le en iyi dereceyi yapmıştım. Bu aynı zamanda kadınlar olimpiyat rekoruydu! Fenerbahçe’liyim. Çocukluğumdan beri aikido yapmayı hep istemişimdir. Aikido saldırıdan çok bir savunma sanatı. Size saldıranı da savunan, kollayan bir spor. Yani barışçı. Zen bir tavrı var. Ama bu saatten sonra zor görünüyor.

HAYAT FELSEFESİ

· Saygılı, üretken, doğayla iç içe olabilmenin erdemini taşıyabilmek.

MODA

Şık ve uyumlu olması önemli

· Kıyafetlerimin şık ve uyumlu olmasına çalışırım. Özel bir takibim yok. Spor giyinirim. Renkleri severim. Söz ki; mavidir, günlük güneşliktir. İşte böyle severim.

SEVİMLİ DOSTLAR

Kafesinin kapısı hep açıktı

· Akvaryumlarım vardı. Hatta abartıp ürettiğim, dahi tedavi ettiğim oldu. ‘Jose’ adlı muhabbet kuşumun kafesinin kapısı hep açıktı. Evde odadan odaya uçar dururdu. Özgürdü işte! Bir gün havalansın diye balkona çıkardım, kapısını açık unutmuşum. Bendeniz oturmuş havamı alırken bir süre sonra fark ettim ki, o da bir yandan yemlikteki çerezlerini yiyor, bir yandan da ara ara kapı önüne çıkıp etrafı seyrediyordu. Kaçmamıştı! Bahçeli evim    olsa köpeğim, kedilerim olsun isterdim.

KİMDİR?

· Adı ve soyadı: Hakan Cem
· Doğum yeri ve yılı: 1961, Lefkoşa
· Eğitimi: Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı
· İşi: Viyolonsel sanatçısı, yazar
· Burcu: Aslan
Medeni durumu: TSE Basın ve Halkla İlişkiler Uzmanı Ebru Kaşlı Cem’le evli. Onur ve Tuna adında iki erkek çocuk babası.